Aylardır beklenen Saray-Biden görüşmesi sonunda gerçekleşti. Ortak konular dışında, dişe tırnağa dokunan bir sıradışılık göze çarpmadı. Hazırlık maçları ve idmanda kendini çok yoran Saray'ın 45 dakikalık maçta orta sahaya gömülmesi kaçınılmazdı. Ne peşrev sesi duyduk ne kös ne de çevken. 

İnsanın durup “Bütün patırtı-gürültü bunu için miydi?” diyesi geliyor. Hani nerede o, şatafatlı devlet-i aliye teşrifat merasimleri? Hazret'in sene başından beri yüzüne oturan memnuniyetsizlik, tasa ve endişe bir türlü giderilemedi. Saray'ın Image Maker'ları estetik bir çözüm arayışına girseler fena olmaz. Makyaj da problemli. Hazret'in kaşlarını çok fazla alıyorlar. Bizden söylemesi. G7 görüşmelerinden sonra sahadan sedye ile çıkarılması da işin cabası. 

Her yıl bir kaç farklı isimde gerçekleştirilen uluslararası görüşmelerde, adı üstünde, ne kadar önemli olursa olsun lokal meseleler konuşulmuyor. Neredeyse bir aydır, mahalle kahvesi, altın günleri, dost ziyaretleri, düğün ve sünnet merasimlerinin en popüler konusu olan organize suç örgütü liderinin itirafları, emin olun G7'in gündeminde yer bulmamıştır. Havuz medyası, hadisenin Mossad ya da CIA tarafından üretildiği iddialarını Saray'a kabul ettirememiş olmalı. Bilmediğimiz şeyler değil. Daha önce Türk Siyasetçi ve bürokratları, illegal insan kaçırma eylemleri için adam ayarlamamış mıydı? Ben Michael Flynn deyince, nasıl tebessüm ettiğinizi biliyorum. Flynn'den bir şekilde bahseden bütün kitaplarda “Beceriksiz, budala. Türk Hükümeti'nden 600 bin dolar almış, işi eline yüzüne bulaştırmış!” diye dalga geçiyorlar. 

ABD'nin çiçeği burnunda yeni başkanı Biden G7 görüşmelerinde ilgi odağıydı. Emekliliğine birkaç ay kalan Merkel, görüşmelerden memnun ayrıldığını ifade etti. Bu memnuniyeti, Putin tarafından dört saatlik bir cezalandırma ile karşılık buldu ama değdiğine eminim. Fransa Başbakan'ı “ABD'nin geri dönüşü hepimizi sevindirdi!” dedi. Ukrayna'nın Nato'ya dahil olması konusunda attığı adım, Biden Hükümeti'nin bir başarısı. Son bir kaç yıldır, ha dağıldı ha dağılacak kehanetleri ile tay tay duran Nato'nun bu yılki görüşmelerden sonra daha da güçlendirilmesi gerektiği neticesi yeni katılımlarla kendisini gösterecek gibi. Putin idaresindeki Rusya'nın Baltık Ülkelerinde tekrar inşa etmeye çalıştığı Çarlık Rusya hayalleri, burnunu dibindeki Ukrayna'nın bu çıkışı ile biraz erteleneceğe benziyor. Rusya içindeki muhalif çıkışları Çar despotizmi ile şimdilik bastıran Putin'in ülke genelindeki gücü her geçen gün daha da azalıyor. O da bizim Saraylı gibi, bütün umudunu 2024'de dönmesi beklenen Trump'a yatırmış gibi. 

Havuz medyası, bu açık gerçekleri, Saray'ı merkeze koyarak okumak zorunda. Genel Kurul görüşmelerine giriş kartı olmayan Saray'ın, Biden görüşmesi için beş gün beklemesi gerekti. Eh, haliyle bu süreyi, saha kenarında ısınma, esneme ve ispat-ı vucüd gayretleri ile geçirmesi gerekiyordu. Biden'in ezici üstünlüğünü “Görüşmelerde Biden bir, Bizim Hazret iki numaraydı canım!” şeklinde itiraf etmek zorunda kaldılar.

ABD ve Türk Heyeti arasındaki görüşmelerin detayları hakkında kimse bir şey bilmiyor. Türk medyasının bütün tahminleri iyi niyet ve abartılı vehimlerden ibaret. Sayın Cumhurbaşkanı koltuğunun altına Ermeni Meselesi'ni sıkıştırıp götürmüştü. Basına verilen açıklamada Ermeni Meselesi hiç konuşulmamış. Biden “Aslanım, bu meseleyi istersen hiç açma! Biz, Nato, İncirlik ve S-400'leri konuşalım!” demiş olmalı. Görüşmeler sonrasında Saray'ın çehresine çöken ümitsizlik ve pesimizmden bunu anladık. 

Kırkbeş dakikalık görüşmede Türk Heyeti'nin aradığını bulamadığı belli. Üç çeyreklik bu kısa görüşmeye, tokalaşma, sarılma iltifat ve mütercim süreleri de dahil. Görüşmeden sedye ile çıkarılan Sayın Cumhurbaşkanı'nın, karga-tulumba Azerbaycan Cumhurbaşkanı karşısına oturtulması ayrı bir Image Maker cinayeti. Hazret'in tren koltuğunda otururken kameralara yansıyan vücut detayları, görüşme hakkında yeterince kanaat uyarıyor. Bu arada Sayın Cumhurbaşkanı, biraz fazla kilo almış gibi. Öyle demeyelim de, biraz mulahham hale gelmiş diyelim. Bu daha entelektüel oldu.

Herkes için olmasa da genel olarak G7 görüşmelerine katılan liderlerin programları dakika hesabına tabi tutuluyor. Herkesin vakti önemli. Merkel, görüşmeleri biter bitmez ayrıldı. Bununla birlikte Biden'in Kraliçe Elizabeth'e yaptığı ziyarette, İngiliz Çay'ı ile taltif edilmesinin sembolik bir manası var. Geçtiğimiz yıllarda Trump ve ailesinin görgüsüzlükleri Kraliyet Ailesini canından bezdirmişti. Bu nazik ziyaret bu tahribatı onarmayı hedefliyordu.

İslam Dünyası'nın lideri ve Halife'si(!) rollerine bayılan Saray'ın, son günlerde hem sesinin kısılması hem de Ortadoğu'da trendinin düşmesi gözlerden kaçmıyor. Kraliçe Elizabeth'in ikindi çayına vakit ayıran Biden'in, Halife ile teşehhüd miktarı ile yetinmesini yorumlamak da bize kaldı. Bu düpedüz yeni bir Haçlı(!) ya da Batı İttifakı(!) değilse, ne? Bu yılki G7 zirvesi Yeni Dünya Düzeni Projesinin başlangıcı olmasın? Saray'ın ikinciliğine razı olan havuz soytarılarının aklına karpuz kabuğu düşürmüş olalım!

Kadir Gürcan