Soros ölmemiş ya, ona sevindim. Neden sevindiğimi sormadan, “Soros’dan sana be birader. Sen asıl, Saray’ın birinci turda asılı kalmasına sevinsene!” diyen ve geçen pazar akşamından beri grinin değişik tonlarında gidip gelen müşkilpesent okuyucuların isyanını anlıyorum.
15 Mayıs Pazartesi günü Soros’un ölmediğini duyunca biraz ferahladım. Neden? Şimdi, Saray’a oy veren marjinal kesim meseleyi metafizik bir zemine çekip, “Adam’ın başarısı Soros’u bile öldürdü!” diyerek zafer çılgınlıklarını sınır ötesi atmosferlere taşıyacaklardı. Parti militanlarının iktidar ve Saray’ı kutsama konusunda hiç bir sınır tanımadıklarını artık biliyoruz. Soros 15 mayıs günü “Sağlıklıyım ve hayattayım!” diyerek basın açıklaması yapsa da, galibiyet neşesinden kurtulamayan medya simsarları bir gün önceki haberi buzluktan çıkarıp servis ettiler. Neredeyse, “Soros ölmüş ayol. Hazır bayram ikramiyelerimizi de almışken irmik helvası döktürelim!” diyerek bayram edeceklerdi.
Soros, Trump başta olmak üzere otoriter idare budalaları ve despotların belalısıdır. Ülkelerin demokratik gelişmelerine katkıda bulunma konusunda oldukça cömert davranan Soros, baskıcı idarelerde muhalefet olma talihsizliğine düşenlerle beraber anılır. Hani Saray’ın “Soros’un çocukları!” diye höykürdüğü hayali bir muhalif ordusu var ya, işte onlar bizleriz; Soros’un çocukları. Ağır bir hakaret olmasına bakmayın biz alışkınız. Malum, hazretin ağzı biraz ölçüsüzdür!
Ekonomik sarsıntı yaşayan ülkelerde, idari beceriksizlikler için dünya çapında bilinen finans sektörleri, ekonomi değerlendirme kuruluşları ve zenginler kulübü ilk akla gelen günah keçileridir. Hazır böyle tek taraflı düşman adresler bulununca, ülke içi problemlerin hemen hemen hepsi işte bu bilindik adreslere fatura ediliyor. Zihinler bir kez akıl dışılığa savrulmaya görsün, artık nerede duracağını kestirmek imkansızdır. Son aylarda gayr-ı ahlaki ilişkilerin yanında vergi kaçakçılığı gibi yüz kızartıcı suçlarla günlerinin büyük bölümünü mahkeme koridorlarında geçiren eski Başkan Trump, mahkeme hakimlerinden birini “Bu hakimin kızı Soros'un oğlu ile evli! Bu yüzden bana gıcıklık yapıyor!” diyerek kendini savundu. Tabiiki bu da Trump'ın yalanlarından biriydi. Yalan konusunda Trump şerbetli. Bu kötü takıntısı ona ne oy ne de sosyal medyada takipçi kaybettiriyor.
Macar asıllı, Amerikalı finans adamı Soros, 92 yıllık ömründe onlarca despot ve zorba lider ile kapışmış olmalı. İkinci Dünya Savaşı bittiğinde 15 yaşındaymış ve Hitler'in etnik temizlik kamplarından nasibini almış. Holocaust mağduru. Ondan sonra dünyadaki siyasi gelişmeleri yakından takip eden ve bilen hatta belli bir dönemden sonra kendince müdahale eden biri. Soros, Hitler'in terör estirdiği günleri bizzat yaşadığı için olsa gerek, sonra gelen ve kendi ülke insanlarına musallat olan zorba liderlere karşı sempati duymuyor. Servetinin büyük bölümünü demokratik idari sistemin geliştirilmesi yönünde harcadığını gizlemiyor. Bununla birlikte istediği ölçüde başarılı olduğu söylenemez. Neden mi? Soros, doğduğu ülkenin devlet başkanı Victor Urban'ın aşırı sağcı, Putin ve Trump hayranlığına rağmen Macaristan'a musallat olmasına mani olamamış. Desenize mum dibine ışık vermiyor.
Finans piyasalarının gidişatı ile yakından ilgilenen Soros benzeri milyarder yatırımcılar ekonomik hareketliliği takip etmenin yanında dahil oldukları zenginler kulübündeki rakiplerini de ihmal etmiyorlar. Forbes'in yıllık yaptığı “Zenginler Listesi” sıralaması onlar için önemli. Geçen hafta Elon Musk'ın hedefinde yaşlı çınar Soros vardı. Musk sonradan özür dilese de, 92'lik yaşlı kurt için “İnsanlık Düşmanı!” tabirini kullandı. Borsa'da Tesla'ya yatırım yapan Soros'un yapacağı sürpriz hamleler genç ve hırslı yatırımcı Musk'ın uykularını kaçırıyor olabilir. Musk'ın Soros konusunda Trump ile aynı çizgide olması, siyasi hadiselere aynen gayr-ı menkul zengini Trump gibi hırslı bir işadamı olarak yaklaşmasından kaynaklanıyor. 14 Mayıs günü öldü denen Soros hırslı ve gözükara Elon Musk gibi yeni nesil yatırımcıların da korkulu rüyası olmaya devam ediyor desenize!
Türkiye ekonomisi, ilk turda noktalanamayan cumhurbaşkanlığı seçim yarışının ikindi turundan sonra bir çok sürprizlere gebe. Türk halkından bir dönem daha vize alan mevcut iktidarın önünde çok fazla seçenek yok. Ötelenen ekonomik kriz yine yuvarlanıp önlerine düştü. Kriz kahinlerinin pek iyimser olmadıkları Türkiye ekonomisinin düze çıkması için borç dileneceği kapıları açık tutması gerekiyor. Tabi ki şimdiye kadar aldıkları borçları faizleri ile birlikte geriye ödemeleri şart.
Soros'un ölmesi an itibariyle ne Saray ne de iktidarın işine gelmez. Soros ölür onun yerini Musk ya da Bozes alır ve değişen bir şey olmaz. Sevmeseniz ya da seçim mitinglerinde ölesiye fakirlik edebiyatı yapsanız da siz siz olun zenginlerle aranızı bozmayın.
Canı burnunda İkinci Tur'u bekleyen seçmenlere uyarımızı bir kez daha tekrar edelim. Nasıl ki, 15 Mayıs günü kıyamet kopmadıysa, sonuç ne olursa olsun 29 Mayıs sabahı da yer yerinden oynamayacak. Demokratik maceranızı daha sevimli ve katlanılabilir kılmak küçük hobilerde saklı bilesiniz! Soros'un ölmediğine sevinebilmek de bunlardan biri!
Seçmenin gözünden kaçan ekonomiye ait ince ayrıntılar para kazanmayı ve yatırımı bilen spekülatörlerin radarına yakalanıyor. Olur ya, beytü'l-mal'ı şahsi kasası zanneden haramilerin hakkından ekonomi kahinleri gelir.