Terörün ‘mesai saati’ yok!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

19 Ara 2016 16:18
  • Başkanlık, Dolar, Şenghay Beşlisi, Mülteci Meselesi gibi suni ve fantazi meselelere gırtlağımıza kadar gömülmüşken, bir hafta içinde vefat sayısının rekoru zorladığı iki terör saldırısıyla gerçek gündeme döndük. Beceriksizliği müsellem siyasi kudretin Subh u mahşer’i hatırlatan patlamardan başka bir şeyle kendisine gelmesi neredeyse imkansız.

    Bu patlama ve katliamlar, iktidar şehvetleriyle tükenmiş bir siyasi iradenin bütün icraatlarına üst yazı olarak şöyle kaydedilecek: “Başkanlığı konuştukları yıllar Türkiye’nin en kanlı günleriydi!” Ülke gündemlerinden koparak meydana getirdikleri her boşluk, ölüm, felaket ve acı ile dolduruluyor.

    Ütopik hayallerin gölgesinde “Tek  adamlık” rüyaları gören siyasi aktörlere terör kendisini büyük tahribatlarla hatırlatıyor. Bu adeta bir meydan okuma. İki sene önce gerçekleştirilen Ankara Saldırısı, ardından İstanbul Havalimanı patlaması terörün metropolleri indiğinin sinyalleriydi. Terör örgütü adeta “Terör ve terör örgütü arıyorsanız, işte biz buradayız!” diyor. Ülkenin atardamarlarında güvenlik zaaflarıyla malul kolluk kuvvetlerinin, geri kalan yetmiş küsür il’de asayişe vaziyet etmesi mümkün değildi. Pazar günkü İstanbul Saldırısı daha aydınlatılamadan, bir başka saldırının Kayseri’de gerçekleşmesi, bunun en canlı delili. 

    Ciddi görünmek için bıyık da bırakan İçişleri Bakanı, Pazar günü, kameralar önünde, “Yarından (!) tezi yok hadlerini bildireceğiz!” diyerek ne kadar bozulduğunu, sinirlendiğini, vatan-millet-toprak konusunda ne derece hassas olduklarını beyan buyurmuşlardı. Ne talihsizlik ki, bu ciddi(!) tehditlerin daha mürekkebi kurumadan Kayseri’de başka bir patlama gerçekleşti. Sayın Bakan, bütün enerjilerini geçen hafta tüketmişlerdi. Bakalım şimdi ne diyecekler!

    Sayın Bakan’ın hamaset çeşnisi bol beyanatındaki mantıksızlıkları es geçsek bile “Neden yarın’ı bekliyorsunuz?” demekten kendimizi alamıyoruz. Tam otuz senedir, terör örgütüne haddini bildirecek “yarın” hiç gelmedi. Doğru; devlet sistemi Hafta Sonu tatilinden feragat etmez, edemez. Mecbur Pazartesi mesai saatini beklemek zorunda. Ya terör ne zaman izin yapıyor? Bir kaç yıl önceye kadar, kar-kış olunca terör azalıyor gibi, dağ-şehir efsaneleri üretiliyordu. Global Isınma dedikoduları, Türkiye’de terörün baharını on iki aya çıkarmış olmasın.

    Terör örgütü iş yoğunluğundan, taşeron bir ekibe bile mesai yaptırıyor. Örgüt, büyük ihaleleri (Batı’lı ülkelerle sınır ötesi operasyonlara katılma türünden, mevcut iktidarın uzak tutulduğu işler!) bizzat kendisi yapıp, Türkiye içindeki geniş tahribatlı terör eylemlerini çömezlerine paslıyor. Hükümet ve iktidar sözcülerinin işleri daha da zorlaşacak. PKK, İŞİD derken, şimdi bir de TAK diye bir örgüt çıktı. Bundan sonraki saldırıları bu üçü arasında pay ederek icrayı hükümet yapacaklar. Yarın başka bir taşeron örgüt çıkarsa onu da listeye dahil ederler. Ha üç olmuş ha beş! İktidar sözcülerine, Pazartesi-Cuma meşgalesi çıksın yeter. Hafta sonlarına dokunmayın: Maç seyredecekler, piknik yapacaklar, Sayın Cumhurbaşkanı’na boş kaleye şut çektirip, küçük çapta eğlenecekler...

    Kendilerini 2017’de gerçekleşeceğine kesin  gözüyle baktıkları “başkanlık” hayaline kaptıran, Saray Eşrafı ve maaşlı gazeteci-yazar takımı, astrolog ve falcılara kehanet sipariş ediyorlardı. İstanbul metropolünde 44 cana mal olan patlama karşısında afallayan müneccim ve falcı takımı şaşkınlığını üzerine atamadan, Kayseri katliamı önlerindeki İskambil kağıtlarını dağıttı. Onlar da çaresiz; yeni bir ay ya da güneş tutulması falan da yok ki, kağıtları tekrar dizebilsinler. 

    Suni gündemlerin yorgunluğuyla gözleri mahmurlaşan hükümet ve iktidar sözcülerinin her olay arkasından “Yayın Yasağı” ile kamufle gayretleri de işe yaramıyor. Zavallı hükümet sözcüsü “Olayı fazla büyük göstermeyin!” ricası dilenecek kadar acınası durumda. 

    Hakikat şu; yara, pansuman ve ilaç tutmayacak kadar derin, yırtık yama ile gizlenemeyecek derecede kangren olmuş durumda. Terör örgütünün Şehir merkezlerinde gerçekleştirdiği saldırılar arkasından, güvenlik güçlerinin dağ-bayır eşkıyasına verdikleri abartılı tahribat(!) rakamlarının medyaya servisi adetten idi. Nedense geçtiğimiz hafta bu tür rakamlara pek rastlamadık. Belki onlar da “Her hafta vermeyelim, on beş günde bir versek de olur!” diye düşünüyor olabilirler. 

    Kayseri faciası da Cumartesi günü gerçekleşti. Sayın İçişleri Bakanı birilerine haddini bildirmek için yine Pazartesi Mesai saatini mi, yoksa Salı Günü Parti Genel Kurulu’nu mu bekler, artık kendileri takdir etsin. Nasıl olsa değişen bir şey yok. Bu arada medya silahşör ve beslemeleri adet olduğu üzere, terör ve terör örgütüne lanet okumaya devam edebilirler...

    Kadir Gürcan
    19 Ara 2016 16:18
    YAZARIN SON YAZILARI