Trenden inen, Siyah Pickup ya da Van'e biner!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

27 Oca 2019 16:16
  • Delikanlılık da bir yere kadar. Bıçak kemiğe dayanıp, korku yamaçlara inmeye başladığında, “Yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır!” seçeneğini göz ardı etmemek gerekiyor. Türkiye'deki siyasi gelecek hakkındaki tahmin ve kehanetler, bu gün olmazsa bir gün gerçekleşecek ama, zaman tayini çok zor. Ne zaman başlayacağı konusundaki belirsizlik, gerginlik ve heyecanı artırıyor. 

    Sayın Cumhurbaşkanı, Yerel Seçimler'in sonucu hakkında bir endişe taşımasa da, beklediği ve istediği neticeyi almak için her zaman olduğu gibi yine sert ve tavizsiz. Zaten aklının yatmadığı ve izahta zorlandığı şeyleri güç kullanarak çözmeyi huy haline getirmiş durumda. Açıklanan aday listelerinde ismini göremeyen parti üyeleri yüksek sesle rahatsızlıklarını dile getirince, Hazret'in sinirleri yine gerildi. İktidarın dağılma riskine karşı Saray'dan atılan tehditlerin bini bir paraya gidiyor. Bir şekilde, parti ve iktidar ile aralarına mesafe koymaya çalışanlar için “Trenden inenler bir daha binemez!” şantajı, gerekli adreslerde beklenen tesiri gösterecektir. Türkiye'de siyaset yapmak demokratik bir aktiviteden daha çok mafya ve organize suç reflekslerine bağlı ilerliyor. Öyle yağma yok! Bindiğin ideolojiden, istediğin yerde ayrılamaz, dilediğin istasyonda inemezsin!

    Son bir kaç yılda, iş yerlerini, gayr-ı menkullerini, baha ve eder'de ağır varlıklarını satışa çıkarıp, nakde çevirmeye çalışan iş dünyasının tedirginliklerinin haklı bir sebebi var; insanlar korkuyor. İktidar ile birlikte servetin el değiştirmesi, üçüncü dünya ülkelerinde daha sert ve tahrip edicidir. Gelişmiş ülkelerde, aba-emced zengin aileler, bulundukları ülkeyi terk etmek zorunda, hatta düşüncesinde hiç olmazlar. Çünkü hayatiyetleri, iktidarın merhametine değil, ekonomik açıdan yakaladıkları arz ve taleb rüzgarına bağlı. Bu yüzden, dünya çapında şirketlerin Türkiye gibi rejim baskısı yaşanan ülkelerde doğma ve gelişme şansı yok. Boşuna ekonomik bir mucize beklemeyin!

    Ülkeyi terk eden yerli-yabancı iş adamlarının şirket ve isimleri medyada boy boy kendisini gösterirken, iktidar partisi içinde görev yapmış olan ve hala yapmakta olan bazı isimlerin de, ufaktan ülkeyi terk etme hazırlıkları içinde olduğu konuşuluyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Daha ne zaman, Almanya'ya sığınmanın yollarını arayan, hanımı üzerinden yatırımlarla, çoluğu-çocuğunun geleceğini garanti altına almaya başlamış kabine mensuplarından bahsedildi. İddiayı ortaya atan yazar, ısrarla isim vermekten kaçınsa da, Sayın İçişleri Bakanımız, orta yapılan topa, kafa çıkmayı ihmal etmedi. Kendisini ne kadar da önemsiyormuş! Bereket versin, iddiaları yalanladı da, kendisini kurtardı. 

    Geçtiğimiz günlerde, yine kabine de yer almış, belediye başkanlığı yapmış ve ülke gidişatından tedirgin olan birisi, yiğitliğin postu deldirmemekten geçtiğini anlamış. Mal varlığını ülke dışına kaçırmanın yollarını araştırıyormuş. Doğru ya, en güzel intikam ve rövanş, iyi ve rahat yaşamak. Yerel seçimler yaklaşırken, ülke içinde eskiyen ve miadını tamamlamış ve dünyalık olarak da yükünü tutmuş insanların geleceklerini garanti altına alma hassasiyetlerini gayet insani. Zaman, kahramanlık yapacak zaman değil, kimin nesine lazım! Yiğitlik ve delikanlılık kitap ve efsanelerde anlatıldığı şekliyle gerçek hayatta karşılık bulmuyor. 

    Siyasi reflekslerinin bir çoğunu Rusya'dan kopyalayan mevcut iktidarın, şimdiye kadar muhaliflerin mallarına çökerek devam ettirdiği cicim aylarını, işler karışıp ekonomi patladığında, ihale ve örtülü ödeneklerle bir yere getirdiği zenginlerle aşmaya çalışması hiç de uzak bir ihtimal değil. 

    2003'te yakalanarak hapse atılan, Rus-Petrol Zengini, Mikhail Khodorskovsky, iktidara yakınlığı ile bilinen ve Rusya'nın en zengin adamlarından biriymiş. İktidar ile arası bozuluverince, ülkesi ile yaşadığı tecrübeyi; “Paranız Rusya'da asla güvende değildir. Eğer varlık ve birikiminizi Kremlin'in ulaşamayacağı bir yere götürebilirseniz, kendinizi güvende hissedebilirsiniz!” diye anlatıyor. Tek Adam iktidarı için yıllarca nefes tüketenlerin, yavaş yavaş pişmanlıklarına şahid olabiliriz. Ama tekrar edelim, acelemiz, telaşımız ve takvime bağlı bir tahminimiz yok. 

    İktidar Partisi içinde kendileri için bir gelecek göremeyenlere tavsiyemiz, eğer trenden ineceklerse, bir sonraki istasyonu beklemeden, başlarının çaresine bakmaları. Sayın Cumhurbaşkanı'nın atış menziline girdikten sonra işleri daha da zorlaşır. Hele akıllarında yurtdışına çıkmak gibi bir proje varsa, aman üçüncü dünya ülkelerine sığınma ve oralarda kaybolmayı akıllarına getirmesinler. Zira, trenden inelim derken, kime çalıştıkları belli olmayan, Siyah Pickup ya da Van'ler ile paketlenip, Saray Adresine postalanabilirler. 

    Saray, parti iç disiplini hiçe sayarak sesini yükselten teşkilat mensuplarını, eski usul yollarla terbiye etmeye kararlı. Şimdiye kadar öyle oldu. Ancak Sayın İç İşleri Bakanı'nın telaş etmesine gerek yok, o nereye kaçarsa kaçsın arkasını kimse aramaz.

    Kadir Gürcan
    27 Oca 2019 16:16
    YAZARIN SON YAZILARI