Trump ne yapsın?

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

28 Ağu 2017 11:32
  • Cumhuriyetçilerin zoraki Başkanı Trump’ın başı dertten kurtulmuyor. Doluya koysa almıyor boşa koysa dolmuyor. İktidara gelmek için kampanya döneminde yakalanan tek rüzgar, dört yıllık (şimdilik öyle) gel-git’ler için yeterli değilmiş. Gayr-i menkul zengini olmak başka, devlet denen kompleks yapıya kendi gönlünce yön vermek başka şeylermiş...

    Trump’ın kişisel takıntıları, herkesten çok onun ayaklarının bağı. En büyük talihsizliklerinden birisi Obama gibi başarılı bir Başkan’dan sonra Beyaz Saray’a gelmiş olması. Aslında Bush’tan sonra gelse idi, bir nebze kendisini gösterme fırsatı bulacaktı. Bush ailesinin zeka seviyesine fazla prim vermeyenler bile şimdi, Bush günlerini mum ile arar oldular. Aileyi hiç sevmeyenler, “Bush ailesinin Amerika toplumuna tek faydası oldu. O da, Obama gibi birisinin ABD Başkanı olmasına vesile oldular!” Amerika’yı uçurumun eşiğine getiren Bushgiller iyi bir miras bırakmadılar.

    Bush’u yerden yere vuranlar, iki dönemlik başkanlık döneminde öyle veya böyle ABD siyasi hayatına yön verenlerle çalışabilme başarısını takdir ediyorlar. Gerçekten, Dick Cheney, Colin Powell, Rice, Rumsfeld, Robert Gates gibi adamlarla çalışmak epey zor olsa gerek. Son Bush hiç olmazsa bunu yapabilmiş.

    Trump seçim kampanyası döneminde kaşıdığı marjinal eğilimlerin diş kirasını ödemekle meşgul. Koltuk değneği ile yürümek zorunda kalan bütün liderlerin kaderi bu. Diyet ve bedel ödemekten bir türlü kurtulamıyorlar. Rusya bir taraftan, Beyaz Irkçı gruplar diğer taraftan, dış işlerdeki tutarsızlık ve ağır üslup öte taraftan herkesi canından bezdirdi. Trump, her gün ağırlaşan bir yükü sırtında taşımak zorunda. Kuzey Kore ile girdiği inatlaşma ve ağız dalaşında istediği neticeyi alamadı. Bereket versin bürokrasiyi bilen birileri araya girdi de Trump’un kaşıdığı sivilce çıban olmadan kontrol altına alındı. 

    2008’de Cumhuriyetçilerden enkaz devralan Obama, ilk günden itibaren verdiği sözleri tuttu. ABD’nin yaşadığı en büyük ekonomik krizlerden sayılan 2008 ekonomik çöküş için verdiği 2014’ün ikinci yarısında Obama dediğini yaptı ve ekonomiyi rayına oturttu. Obama bir görüşe göre, en başarılı on ABD Başkanından biri. Trump’u çileden çıkaran işte bu skorlar.

    Trump daha ilk günden, Obama’nın yaptığı şeyleri yıkarak popüler olmayı denedi. Obama’nın da başına dert olan ve neticelendiremediği sağlık reformunu güç bela rafa kaldırmak Trump’ı ne kadar sevindirdi bir bileseniz. Halbuki Obama, Trump’ın başkanlığa geldiği ilk günlerde “Adam’a (Trump) bir şans verin!” diyecek kadar da centilmence davranmıştı. Geçtiğimiz hafta da Trump’ın bir türlü aşamadığı eski başkanlarla yarışma takıntısını ima ederek “Kendinden önceki başkanlarla boş ölçüşme saplantısından kendisini kurtaramıyor!” diyerek Trump’ın derin yarasına tuz bastı. Obama zeki adam, muhatabının can alıcı noktalarını biliyor.

    Obama’nın Hawaii’de değil, Kenya’da, yani babasının memleketinde doğduğunu diline dolayarak prim yapmaya çalışan Trump, yanlış çalıyı sallamaktan hiç vazgeçmedi. 2012’de çıktığı TV programlarında Trump, Obama’yı kastederek “Amerika’da doğduğunu gösteren belgeyi beyan etmeli!” iddiasında ısrar eder. 

    Obama bir süre bu popülist iddiaları duymadı ve umursamadı. Bir kaç hafta geçtikten sonra, Trump’ın istediği belgeyi “Bu tür aptalca iddialar için harcayacak vaktimiz yok ama...” diyerek basın ile paylaştı. Neden sonra Obama, Trump’ın da katıldığı geleneksel Beyaz Saray davetinde, “Biliyorum, doğum sertifikamın yayınlanması, son zamanlarda iyice ayağa düşen Trump kadar kimseyi sevindirmemiştir! Şimdi o, ay’a insan gönderip-göndermediğimiz meselesine yoğunlaşacak!” deyince, bütün salon kahkahaya boğulur. Görgü şahitleri, Trump’ın bu espri karşısında oturduğu yere çakılıp kaldığını naklederler. Daha sonra Trump, bu kaliteli espriler için “Harika esprilerdi!” demekten kendini alamaz.

    ABD’nin en genç Başkan’larından sayılan Obama boş durmuyor. Geçtiğimiz hafta, bir kişinin ölmesi ile sonuçlanan ırkçı gösteriler arkasından Trump’ın birbiri arkasına yaptığı açıklamalar ve attığı tweetler başına dert oldu. İkisi de birbirinden beter. Obama’nın aynı konuyla alakalı attığı tek tweet ise sosyal paylaşım açısından rekor kırdı. Trump’ın çok şeyler atfettiği ve kendi frenleyemediği tweet tutkusu da Obama’ya takıldı. Trump çıldırmasın da ne yapsın?

    ABD gibi demokrasi ile idare edilen ülkelerde, muhatap ve hasımlarının tamamını hapse doldurma ya da Youtube’daki videolarını mahkeme zoruyla kaldırtma gibi Perşembe Pazarı hukuku olmadığı için herkes birbirine katlanarak yaşamaya devam ediyor. Herkes de halinden memnun. 

    Trump’ın kafa üstü çakılmaları hükümet ya da devlet sorunu değil, kendi ego ve boş kaprislerine bağlanıyor. Bizim devletlilerin her hatayı bir başka büyük hata ile ört-bas etme gayretlerini birde böyle okuyun.

    Kadir Gürcan
    28 Ağu 2017 11:32
    YAZARIN SON YAZILARI