Yaşlı Deve ve Yedi Çadır!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

16 Ağu 2020 14:43
  • Böyle bir başlık atınca, Binbir Gece Masallarından hikaye beklentisine giren okurlar için üzgünüm. Türkiye'nin haline bakınca, onlar ve bu satırların yazarı için yapılacak en son şey kıssadan hisse çıkarma akıl daneliği olur. Dede Korkut kabrinden çıkıp gelse hikmet yüklü sözler dinleyecek halde değiliz. Hele, içinde deve olan bir hikaye için, zeki okurların akıllarına gelecek “Ne alaka ya hu!” serzenişi haksız sayılamaz. Bu yüzden başlığa fazla bel bağlamayın!

    Uluslararası ticaretin en geçerli nakit birimi dolar olduğu gibi, devlet başkanlarının hobileri için kurulan sektörlerin harcama birimi dolara çevrilince bir şey ifade ediyor. Saray dehlizlerinde altın stokunuz olsa bile! Zenginler kulübünün kumar masasında kaybettikleri dolarları, devlet ve hükümet yetkilileri harp-darp, didişme ya da yok yere prestij kavgalarında harcıyorlar. Bin dolar için, masaya koyacağınız Türk lirası'nın hacmini bir düşünsenize! 

    Ben onu bunu bilmem; modern ekonomilere açık piyasaları ve bu ekonomiler içine karışmış organize suç örgütleri ya da mafya destekli oluşumları takip etmenin en doğru ve kestirme yolu, para sirkülasyanları ve bunun etrafında oluşan saadet zincirlerini takip etmekten geçiyor. Follow the Money, azizim!

    Saray ve Saray etrafında çöreklenen siyasi aktörler için en güzel sabahın Cuma Sabahı olduğunu düşünüyorsanız, bu düşüncenizi bir daha gözden geçirin. Neden canım? Sayın Başkan, “Millete Sesleniş!” komedisini, her Cuma günü tekrar etmiyor mu? Hazret'in, bütün medyada yayınlanan rutin konuşmaları değil de, Cuma çıkışları ses geriyor. Ne var ki, Türkiye'nin maliyeti ağır gündemi, Cuma Selamlığında sarf edilen bir kaç iyi niyet temennisi ile geçiştirilecek cinsten değil. Bu yüzden, Saray'ın rahat uyandığı sabah Cumartesi günleri oluyor. Neden mi? Doların derin vuruş yapma ihtimali düşük olduğu için. Genellikle Cuma günleri öğleden sonra kendisini gösteriveren Dolar liderliğindeki ekonomik vuruşlar, Saray ve eşrafının bütün sinirlerini alt-üst ediyor ve bir sonraki haftanın bütün reflekslerini okunur hale getiriyor. Yeri gelmişken, Dolar konusundaki tahminlerimden dolayı, bizim mahallede muhtarlığı garantileyecek bir oy potansiyeline ulaştığımdan sizi haberdar etmeyi bir vazife biliyorum. 

    Piyasaların daha çok Perşembe ve Cuma günü yaptığı sürprizlerin sesi bir sonraki Pazartesi günü daha net duyuluyor. Saray ve iktidar bu tür artçı depremlerin oluşturduğu pesimist ruhi çöküntü için ekonomik tedbirler üretecekleri yerde işe, komşu ülkelere askeri operasyonlar düzenlemekle başlıyorlar. Dolar 7.30 sınırına dayanınca, kaç zamandır gündemden düşen güneydoğu sınırı operasyonları hava saldırısı ile tekrar hatırlandı. Böyle zamanlarda havalanan uçakların kaça mal olduğu konusunu gündeme getirmek kimsenin harcı değil. Demek ki, bizim gibi, bu tür operasyonların yapıldığına kimse inanmıyor. Eğer bahsedilen bombalamaların binde biri yapılmış olsaydı, son otuz senede, bahsedilen bölgede coğrafik bir değişikliğe şahit olmaz mı idik?

    Dolar'ın bir türlü dinmeyen ateşi ikinci haftaya sıçrayınca Irak için havalanan uçaklar çabuk unutuldu. Yedekteki Yunanistan krizinin tekrar gündeme taşınması bu yüzden rastlantı değil. Türk Milleti için Yunan'a kızmak ve her an savaşacakmış gibi hiddetlenmek yaygın hobiler arasındadır. Dünün genelkurmay başkanı, bugünün Savunma Bakanı “Yunan...” diye başladığı cümlelerde, Mareşal Fevzi Çakmak kadar ciddiyete bürünüyor. Ne yalan söyleyelim, Akdeniz'de dolaştırılan ve pek savaş gemisi imajı da vermeyen beyaz renkli donanma gemisi ile kimlerin korkutulduğu konusunda mantıklı bir izah bulamadık. 

    Bu bir tek gemi, bir yandan Libya, Fransa diğer yandan Yunanistan ile nasıl baş ediyor, an itibariyle anlamış değiliz. Kimse alınmasın ama, savaş gemisi diyorsanız, biraz ciddi olmanız gerekiyor. Neresinden bakarsanız bakın, savaş gemileri rengi ve inşa özellikleri ile mehabet ve ürperti uyarmalı. Üsküdar-Eminönü arasında gidip-gelen tarifeli vapurlar bayrak kırmızısına boyanınca, savaş gemisine dönüşmüyor. Merakımızı yenemedik soralım. O Akdeniz'de dolaştırılan geminin benzerlerinden bir filo oluşturacak kadar var değil mi? 

    Neredeyse üç aydır, Akdeniz'de huzursuzluğun kaynağı olarak gösterilen Türkiye için, bir dizi tedbirlerin alınabileceği konuşulmaya başlandı. Türkiye'nin ekonomisi açısından bu tür pahalı serüvenlerin sürdürebilme ihtimali teraziyi eğmeyecek kadar düşük. 

    Geçtiğimiz hafta içinde Amerikan Donanması'nın Ege Denizin'de Yunanistan ile ortak bir askeri harekat için filo gönderme hazırlığında olduğu konuşuldu. Anlaşılan o ki, Akdeniz'i Türk gölüne çevirmek, öyle uzaktan göründüğü gibi kolay olmayacak. Okyanusun öbür ucundan transatlantik yola çıkarmak, Haydarpaşa-Sirkeci hattı arasına sefer koymak kadar ucuz değil. Savaş uçaklarının inip-kalmasına müsait piste sahip bu gemilerin taşıdığı mürettebat sayısı beş bin civarında. Kesin rakamları Google'dan öğrenebilirsiniz.

    Her ülkede olduğu gibi, Amerika için de askeri harcama kalemleri dudak uçuklatacak rakamlarda dolaşıyor. ABD'nin 2020'de askeri harcamalar için belirlediği rakam 721 milyar dolar. Rakam daha sonra daha da yükselmiş. Akdeniz'e komşu ülkeleri rahatsız eden bir hareketlilik, belli ki, ciddiye alınmaya değer bulunmuş. Yunanistan ile çatışmaya can atan Saray ve hükümet, Akdeniz'de Libya ve Kıbrıs arasında dolaştırdıkları gemiyi, bundan sonra Haliç'e demirleyip çürütmeye terk edebilirler. Bizim donanma tarihimizde, gemileri Haliç'e demirleyip çürütmek bilinen bir alışkanlıktır. Belki de, gemiyi tekrar boyayıp, Üsküdar-Eminönü arasında tarifeli bir sefere de yerleştirebilirler. Öyle ya, kim fark edecek ki?

    Dolar'ın derin vuruşu ile hafta sonu zehir olan Saray ve iktidarın, yeni bir haftaya farklı bir ülkeye savaş ilan ederek başlaması bundan böyle sürpriz olmaz. İktidardakiler, kötü siyasetçi oldukları kadar kaybetmeye mahkum kötü bir kumarbaz portresini çok iyi dolduruyorlar. Masaya Türk Parası değil de, Dolar koymak zorunda oldukları için ABD Doları'nın ateşi bir türlü düşmüyor. 

    Yaşlı deveye, “Biraz cilve yapsan!” demişler, yedi çadırı birbirine katmış. Saray ve iktidara, Libya için gidiş-geliş bileti kesilince, onlar da kendilerini bölgenin yeni Vikingler'i falan sandılar. Dolar'ın bir pazartesi sabahına daha nasıl başlayacağını kestirmek çok zor. Ama yeni bir operasyon, yeni bir savaş ya da olmadık dikleşme görüyorsanız fazla heyecanlanmayın. Cuma günü ikindi sonrasında alınan acı Dolar darbesinin nekahet halleridir, bilesiniz!

    Kadir Gürcan
    16 Ağu 2020 14:43
    YAZARIN SON YAZILARI
    YAZARLAR