Yeni dizisi belli oldu!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

04 Kas 2024 11:09
  •  Adı üzerinde resmi kutlamaların belli bir prosedür ve disiplin içinde kutlanması kaçınılmaz. Takvimlerde “Resmi Tören ve Kutlamalar” olarak boşuna işaretlenmiyor. Öyle olmasına öyle de, son 29 Ekim etkinliklerinin başına gelen biraz fazla. Saray, aklınca birlik ve beraberlik mesajı verecekti ancak muhalefet ile saç saça baş başa birbirlerini yemedikleri kaldı.

     

    Cumhurbaşkanının konuşması, son bir yıldır ilk kez “Etrafımız düşman ile sarılı ey dostlar! Çakar-almaz Kırıkkale tüfeğini kapan koşsun!” savrulmuşluğundan iç dayanışma ve ön safları sıklaştırmaya yoğunlaştı. Saray'ın düzenlediği son resepsiyonun sözümona açılımda kendisine rol beğenen milliyetçi yönelişin tanıtım galasına dönüşüvermesi bu yüzden olsa gerek.

     

    “Yeni Açılım!”'ın “yeni” kelimesi haricindeki herşeyi bilindik, tanıdık ve öne çıkan çıkan aktörleri cemaziye'l-evvellerine herkesin aşina olduğu tipler. Milliyetçi Parti Lideri'nin anlamsız çıkışı için havuz medyasının yaptığı “Elini taşın altına koydu!” güzellemesi, Saray tarafından “Taşın altına bedenini koydu!” şeklinde düzeltilip bir tık daha yukarıya çekildi. Bundan öte başka bir paye de kalmıyor zaten. Aman ne büyük (!) laf!

     

    Türkiye'de film ve dizi sektörünün saplanıp kaldığı bir kaç temadan biri olan kabadayı, şehir eşkiyası ve maganda üretimleri birbirini tekrar eden klişelerin ötesine geçemedi. Bu kadar kalitesizlik ile işin suyunu çıkaracakları belliydi. Her diziye mutlaka yerleştirip bütün hikmetleri (!) söylettikleri kabadayı-bilge tiplemesi ile sınırlı irfan ve marifetin (!) bini bir paraya gidiyor. Neyse ki bu kez işi baştan çözdüler. Organize oluşumlara kol kanat geren muhalefet liderinden daha bilge kimi bulacaklardı.

     

    Siyasi sıkışmışlığa nefes aldırmak için bir kez daha sahnelenen “Açılım” senaryosunda büyük laf edecek “esas oğlan” bulunduğuna göre, kadronun geri kalanını tamamlamak pek zor olmayacak. Milliyetçi Parti Lideri'nin açıklamasına gösterilen tepkilerden rahatsız olan ve eli tetikte elemanlar daha ilk günden “Can ve kan vermeye hazırız!” sahiplenmelerinde gecikmedi. Ülkenin son kırk yılına damgasını vuran terör eylemleri ve açıklamanın üçüncü gününde başkentin göbeğinde gerçekleşen saldırının bu yeni senaryoda nasıl yer bulacağına dair hala bir açıklama yok. Daha ilk bölümde esas oğlanın alnının ortasından vurulacağına kimse ihtimal vermiyordu.

     

    Şu kadar var ki, büyük gürültü koparan açılımın kime ait olduğu konusunda kafalar biraz karışık. Havuz medyası hadisenin Saray'a değil milliyetçi kanada ait olduğunda ısrar ediyor. Esas oğlanın “Godfather” kibri ile altı ay önceden yüzüğünü öptürmeye başlamasının sırrı demek ki buymuş. Eski İçişleri Bakanı'nın el-etek öpmesini yadırgamakta biraz acele etmişiz.

     

    Havuz medyasının ajitasyon ve gerilime yatkın kesimi de boş durmuyor. Öyle ya aksiyon ve gerilim olacaksa işin içine ABD'yi sokmak şart. Şu ana kadar dişe tırnağa dokunur yabancı bir aktör teklif edemediklerine göre hala birini bulamadılar. Biz yardımcı olalım da çorbada tuzumuz olsun. Trump'ın eski danışmanlarından “Karanlıklar Prensi” olarak bilinen Steve Bannon bu iş için tam biçilmiş kaftan. Faşist eğilimin dünyaca meşhur yüzü Bannon daha geçen hafta hapisten çıktı. Birikmiş öfkesi ile ithal bir “Tatar Ramazan”, açılım senaryosuna değişik bir çeşni katabilir.

     

    Bannon deyip geçmeyin. Trump'ın Başkanlık Affı ile hapisten kurtulan Bannon ne yaptı etti dört ay ceza almaktan kurtulamadı. Trump'ın affettiği suç, zimmetine para geçirme türünden yüz kızartıcıydı ama olsun. O kadar kusur radikal ve faşist oluşumlar için pek ayıp karşılanmıyor. Bannon hapis cezasını “Onur belgesi” olarak taşıyacağını söyleyecek kadar da pervasız.

     

    Halihazırda yeni senaryonun sahipliği konusunda kafalar karışık olsa da nihai noktada Saray ve koltuk değneği muhalefet desteği ile büyük bütçeli bir proje olacağı tahmin ediliyor. Harcama konusunda ne kadar cömert olurlarsa olsunlar, bütün propaganda yapımları gibi gişelerde çakılacağından eminiz.

     

    Bu tür büyük bütçeli yatırımları duyduğumda aklıma hep Amerikan sit-com klasiklerinden sayılan Seinfeld'in meşhur, bayan karakteri Elaine'in “It's like big budget movie with a story that goes nowhere!”, “büyük bütçeli fakat başı-sonu belli olmayan anlamsız yapımlar!” sözü gelir. Ne kadar haklı!

    04 Kas 2024 11:09
    YAZARIN SON YAZILARI