Geçtiğimiz yılın kehanet teorileri arasında üçüncü bir dünya savaşı bile vardı. Covid-19 sürprizi bütün teorileri alt-üst etti. Her üç ayda bir dünyayı ateşe vermekle tehdit eden psikopat ve diktatör idareler hala yerlerini koruyorlar ama, yeni yılın beklentileri arasında şimdilik dünya savaşı kehanetleri yok. Biyolojik silah tehlikesi, eskiden olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Elinde nükleer güç bulunduran ülkelerin potansiyel tehlikesi ne ise, biyolojik silahlar için de aynı ihtimal söz konusu!

Ağır sonuçları ile birlikte, Covid-19'un bir faydası, salgınlara karşı alınacak tavır konusunda fikir vermiş olması. Pahalı bir ders de olsa, zararın neresinden dönerseniz kardır. Her yıl Afrika ve benzeri Üçüncü Dünya ülkelerinde görülen salgınların bundan böyle daha fazla ciddiye alınabileceğini düşünebiliriz. Sağlık sektöründeki inanılmaz hareketliliğin yanında, ülkelerin birbirleriyle bilgi ve lojistik alışverişlerinde sınırların şeffaflaşması da önemli. En faşist ülkeler bile “Emperyalist ülkelere fırsat vermeyelim. Onların ürettiği aşılara boykot uygulayalım! Anti-Batıcılık bütün yaralarımızın dermanıdır!” mantıksızlığına düşmedi! Aşının içeriğini tartışan dindar görünme çabalarına da kulak asmayın! Bir sürü işe yaramaz ve kendini önemli hissetmek için konuşan budalalar onlar!

2020'nin kehanetleri arasında sayılan ABD'nin İran'a muhtemel bir askeri müdahalesi teorisi bütünüyle çöktü. Söylentinin piyasaya düşmesinin hemen ardından, bu satırların yazarı böyle bir ihtimale prim vermemişti. Süleymani'nin öldürülmesi, geçtiğimiz ay İranlı Nükleer Fizikçi'ye yapılan suikast de yazarınızın bu kanaatini etkilemedi. Suniliği ve ciddiyet makyajı her yerinden dökülen bu tür düşük ölçekli tehditler yeni değil. Rusya, İran ve Trump arasında (ABD değil!) tezgahlanan gündem değiştirme projeleri çoğu zaman akim kaldı. İran Halkı, Enver Paşa'nın ordusu gibi hastalıktan kırılıyor. İran yeni bir savaşa girecek lojistiği nereden bulacak? Ortadoğu'nun yıkıcı savaşlarından biri olan İran-Irak Savaşından sonra, Molla İktidarının bütün tehditleri, kutlama törenlerindeki havai fişekler kadar bile ilgi uyarmıyor.

Daha geçen hafta, Rudy Giuliani ile yakın ilişkisi olan ve Rusya adına casusluk yaptığı tespit edilen bir Ukrayna vatandaşı, yakalanmalarını, Trump'ın Yüce Divan'a gönderilmesine mani olmak için yapılmış bir operasyon olduğunu itiraf etti. Süleymani suikastinin de Başkan Trump'ın Covid-19 hakkındaki yanlış politikalarının üzerini örtmek için yapıldığı gün gibi açıktı. Ama pek işe yaramadı. Süleymani yok yere ölmekle kaldı.

İranlı Fizikçi'nin ise daha lokması dökülmedi, kırk mevlidi okunmadı. İran, ABD şirketi Pfizer'dan bilmem kaç milyon doz, aşı siparişi geçmiş. Halbuki İran, yerli ürettiği aşının deneme periodlarına da geçen Salı günü başlamıştı. Ee, daha bir ay önce, Başkan Trump seçim yenilgisinin acını çıkarmak için İran'a askeri güç kullanmaktan bahsetmiyor muydu? Ne oldu şimdi? Zavallı fizikçi de yok yere telef mi oldu? Görev süresi sona ermek üzere olan Başkan Trump'ın, İran üzerinden yeni bir günden oluşturma gayretleri devam ediyor ama İran pek ikna olmayacak gibi! ABD'de herkes, bir ülkeye savaş açmanın ne derece uzun bir proses olduğunu çok iyi biliyor. Bu yüzden telaşa gerek yok! Şimdi Amerika yeni liderine hazırlanıyor!

Birkaç hafta önceki yazımızda, İran'da estetik ameliyatların rekor düzeyde olduğunu sizinle paylaşmıştık. ABD'de üretilen aşıların yan tesirlerinden bahseden, başta Dr. Fauci ve diğer uzmanlar, bir şekilde estetik ameliyat geçirenlerin, mecbur kalmadıkları sürece Covid-19 aşısı olmamaları gerektiği uyarısını yaptılar. İran, ABD'ye gitmektense, sınır komşusu Rusya'dan aşı alma imkanına da sahip. Rusya, Türkiye ile birlikte, bölgede İran ile kuzu sarması dolma sıcaklığında, tabii bir pakt görünümü veriyorlar. Üçlü arasında Covid-19 aşısını bulduğunu iddia eden ise Rusya. Rus Aşısını olanların, Aids riskini saymazsanız, sadece iki ay alkolden uzak kalmaları gerekiyor. Hepsi bu! Şer'an içkinin yasak(!) olduğu İran'da bu bir sorun olmasa gerek. Büyük Şeytan ABD'den alınan ilaçlarla, estetikler patlarsa ne olacak? Asıl mesele, estetikteki dikişlerin patlamasından daha önemli! İran, Aşı'nın dini açıdan caiz, olup olmadığını bile tartışmadı! ABD'den ne gelirse almaya çoktan teşne görünüyorlar! Dini hükmünü sonraya bıraktılar. 

Bir kaç haftadır Türkiye'yi meşgul eden istatistiklerdeki gariplikler, kamuoyu yoklamalarına güveni iyice azalttı. Anketler, Abbasilerin Harun-u Reşid döneminden daha müreffeh bir dönem geçirdiğimizi söylüyor! Nasılsa, hep istedikleri sonuçlara ulaşan ya da önceki araştırmaları buzluktan çıkarıp piyasaya süren anket firmalarına mahkumuz. Saray ve muhalefetin oy oranlarında sonuç hep aynı. Saray'ın yıllık anket siparişleri için ödenekleri ayrılan araştırma şirketleri için doğru olmak gibi bir zorunluluk yok. İsabet etseler de kazanıyorlar, hata etseler de! Saray'ın asıl rakibinin kim olduğunu ısrarla ıskaladıklarının ya farkında değiller ya da Saray'ın bu konudaki hassasiyetini biliyorlar. İki seçimde, Saray'ı kaldırıp yere vuranın kim olduğu belli: İstanbul Belediye Başkanı. Hatta kalkan tozu biz de gördük! Eğer nefesiniz yetiyorsa, Saray ile İstanbul Belediye Başkanı'nı yarıştırın da ne kadar yüreğiniz var görelim!

Anketlere güvensizliğimizin tek sebebi, bu değil. Dünyanın en kaba ve hoyrat anketçisi denebilecek bir tip, arasıra televizyonlara çıkıp, Türk Halkını Türk Siyasetindeki gelişmeler hakkında bilgilendirmeyi vazife zannediyor. Ne talihsizlik! En son, “Biz Araplara benzemeyiz! Bir günde İsrail'in işini bitiririz!” demez mi? Bir an için İran Dışişleri Bakanı'nın konuştuğunu zannettim. Saray'ın rehberi bu tür uçuk tipler olunca, önümüzdeki yılın Türkiye açısından epey renkli olacağında şüphe yok. İran'ın kurtulmak için can attığı terör destekçisi ve savaş meraklısı ülke rollerine, Saray ve Hükümet aday olmaya çoktan razı!

Aşının Mart ve Nisan ayı itibariyle, dünya çapında bir çok kimseye ulaşması ihtimali bile yeni yıl için oldukça iyi bir haber. Bir de Trump'ın gidiyor olması var! Gerçi Kissinger hala yaşıyor ama, olsun! Yeni bir seneye bu kadar sevinç ile başlamak hiç de fena durmuyor! Geçen yıl bunların hiçbiri yoktu!