Yerli Malı'na Yabancı Talip

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

19 Ağu 2018 22:22
  • Nereden başlasak da, Dolar'ın derin vuruşu karşısında Perşembe Pazarı'na dönen Türk Siyaset enkazını analiz etsek? Tutulacak bir yer de kalmadı. Ne dediği bir türlü anlaşılamayan Damat-Bakan'ın daha ilk çarpmada havlu atması, dünya kamuoyuna kahkaha malzemesi oldu. 

    Ya Kayınperederin, “ABD mallarını protesto edin!” çağrısına ne demeli? “Yastık altındakileri bozdurun!” ısrarı kadar geçersiz. Daha durun, bu başlangıç. Yastık altındakileri de idareli kullanın. Zinhar, sakın devletlilere aldanıp kara günler için sakladıklarınızı, partizan meczubların riyakarlıklarına aldanıp harcamayın. Onların tamamı, hiç istisnasız, yaptıkları bütün kamera show'larının masraflarını bir yerden temin ederler.

    ABD'den yapılan günlük-resmi açıklama “Türkiye'deki ekonomik krizin sorumlusu biz değiliz!” şeklinde oldu. Halbuki, bir Twitter ile, herhangi bir ülkenin ekonomik yapısını alt-üst etmek ötelenecek bir başarı değil ama, ABD bunu istemiyor. Dünya nakit akışının en güçlü para birimini elinde bulunduran otoriteler, ekonomisi acil servisten çıkmayan kırılgan ekonomiler karşısında başarıları abartmaktan daha ziyade sürekli kılmayı tercih ediyorlar. Şu an için radara yakalanan Türk Lirası'nın aleme ibret olsun diye bir model olarak seçilmesi, Türkiye'nin kırılgan ekonomisi ile ilgili. 

    Bir kaç haftadır, arka arkaya ciddi sarsılan Türk Ekonomisi ve öne çıkan ekonomi aktörlerinin imdadına şimdilik Kurban Bayramı Tatili yetişti. Kurban fiyatları, kaçan kurbanlık hayvanlar, acemi kasapların kendilerine verdikleri ufak-tefek yaralanmalar, hepsinden daha kötüsü alnımıza bir kader gibi kazınan rutin trafik kazaları ile doların ateşi azalır zannediliyor. Bunlar tatlı kuruntu ve vehimler. Haftada yedi gün ve yirmi dört saat çalışan Para Ekonomisi ki, Dolar o piyasanın Ronaldo'su, bu on günün sonunda bizimkiler için daha kötü bir sürpriz hazırlama ihtimali ile açılıp, kapanıyor. 

    Bizim hatırlatmamıza fırsat vermeden, Standart&Poors ve Moody's, tam herkesin kendisini Kurban Bayramı rehavetine saldığı, Cuma öğleden sonra, Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notunu düşürdü ve görünümü negatife çevirdi. Kurban Tatili yapmayan yabancı kuruluşlar, Saray Erkanı'nın, bayram sonrasına kadar terleri soğumasın, derslerini unutmasınlar diye tatil valizleri içine ev ödevlerini bırakıverdi. Ekonomi, Damad'ın sırtına yüklenip, işi içinden sıyrılınamayacak kadar berbat durumda.

    Dolar'a karşı umumi seferberlik görüntüsü verilen cılız hareketlenme, kıyılarımızı dövmeye devam edecek büyük dalgalar için güvenli koy değil. Acemi askerlerin, gece karanlığında her duydukları çıtırtıya şarjör boşaltmaları paniklerindeyiz. Geliştirilen karşı atak stratejileri bildik, çakar-almaz, Kırıkkale Piyade tüfeklerine benziyor. Paralı askerliğe rekor oranında müracaat olmuş. Meczup partizan ve işsiz militanlar, iPhone ve benzeri lüks tüketim mallarını gazeteciler önünde parçalayarak, birer Dolarlık Banknotları yakarak, Yerli Malı'na talebi artıracaklarını düşünüyorlar. Raslantı mı bilmem de, ekranın içine baka baka parçalanan iPhone'lar, demode ve neredeyse sürümleri tükenen versiyonlar. Anlaşılan, bir üst model iPhone garantisi almışlar.

    ABD ile yaşanan didişmenin, Türkiye üzerine konacak yeni ambargo listelerini artırmaktan öte bir getirisi olmayacak. Ambargoların döviz kurları gibi bir iki günlük düşme-yükselme periyodundan ziyade, narkoz gibi, yavaş ve fark edilmeden bütün bünyeyi tesiri altına alması söz konusu. Türkiye gibi, kırılgan ekonomilerin uzun süreli dikleşmelere dayanamayacağını görmek için ekonomist olmaya gerek yok. Şu an içine düştüğümüz durumun örnekleri daha önce Arjantin ve Güney Afrika tecrübelerinde yaşanmış. Hani şu maaşlarını almaya el arabaları ile giden Arjantin halkının dünyaya espri malzemesi olan acınası haline sürükleniyoruz. O günlerdeki Arjantin Başkanını şimdi herkes unuttu. Bizim, Damat-Kayınpeder komedisi zihinlerde epey iz yapacağa benziyor.

    Yabancı bir haber kanalında, Dolar karşısında darmadağın olan Türk Ekonomisi'ni yorumlayan bir ekonomist, çiçeği burnunda Türkiye Başkanı'nın (Bu “Başkan” ünvanına bir türlü alışamadık. Başına bir şey konmayınca maksad ifade edilemiyor!) ekonomiyi rayına koyma vaadlerinin daha ilk aydan karaya oturduğunu gülerek anlatıyordu. Sunucu “Türkiye hakkında ekonomistlere ne tavsiye edersiniz?” diye sorunca, keyifli keyifli gülerek “Şu an Türkiye'den bir şeyler almanın tam zamanı!” diye cevap verdi. Şaka ile karışık bu tavsiyesinin bir arka planı olmalı. Zira Trump, bir kaç gün önce, işin peşini bırakmayacaklarını bir kez daha yeniledi. 

    “Yerli Malı” saçmalığını dillendirenler için yabancı yatırımcılar bulunmaz fırsat. Tabii, neyi arzedeceğiniz, neyi piyasaya süreceğinize bağlı. İncir, üzüm, fındık, yerli telefon (!), yerli otomobil (!), yerli tank (!) gibi Mahmut Paşa mallarına iltifat etmeyebilirler. Aklıma gelen tek çözüm, gayr-ı menkul. Ortadoğu'nun görgüsüz zenginlerine satılan ülke topraklarından bir kısmını da ABD'li yatırımcılara arz ederseniz, belki talibi çıkar. Körün aradığı bir göz, alın size iki göz; yerli malına yabancı talip ve yatırımcı. Anadolu toprağı, öz be öz yerli malı değil mi?

    İşsizlikten sıkılan Diyanet İşleri Başkanı da Dolar'dan kurtulmak için, güya özgül ağırlığınca “Yerli Malı” kampanyasına katkıda bulunmaya çalışıyor. Hazret, selefinden devraldığı makam ile birlikte, Alman Teknoloji Harikası Mercedesi de kullanıyorsa, söylediklerinin ne kadar inandırıcı olabileceğini takdirlere havale ediyoruz.

    Bu satırların yazarı, Apple ve ürettiklerinden gayet memnun. Şu an masasının üzerinde, bazıları iş, bazıları şahsi kullanım amaçlı, iki Apple Bilgisayar, bir adet iPhone 6 (Bir üst model için arayışlar sürüyor!) ve bir iPad bulunduruyor. Türkiye'deki “Yerli Malı Şarlatanları” na bunların hiçbirini feda etmeyecek kadar da zihni insicamı yerinde.

    Kadir Gürcan
    19 Ağu 2018 22:22
    YAZARIN SON YAZILARI
    YAZARLAR