Milli damadın asfalta yapışmasından sonra, Saray ve İktidarın teklif ettiği ekonomik çarelerin bini bir para. Problemi itiraf edip ismini koyabilseler belki mesafe alacaklar ama, daha orada değiller. Havanda su dövüp, orta sahada top çevirmek yapabildikleri tek iş. Ufukta fazla opsiyon görünmüyor. Tünelin ucunda gördükleri ışık, gün ışığı değil yaklaşmakta olan lokomotifin uzun farları.
Sayın Cumhurbaşkanı, aile içi krizi perdelemek ve yeni bir ekonomik çıkışın sinyallerine inandırmak için yine ekranlara abanmaya başladı. Ne söylediğinin ve nasıl görünmeye çalıştığının bir önemi yok. Yakın çevresini ikna edemediği parlak proje ve planlara bizim inanmamızı kimse beklemesin. Saray ve hükümet, fitili her gün tükenen bir cephaneliğin üzerinde oturduklarını herkesten iyi biliyorlar. Bir türlü değişmeyen kabine için yüz ağartacak ve ümit depolayacak kimseleri yok.
Ortalık yine boş vaad ve ütopyalara kaldı. Aman Efendim, reform, yargı paketi, kalkınma hamlesi, ekonomik değişim... Cumhurbaşkanı hızını alamadı “Artık uzaydayız. Dört adet füze gönderdik!” bile dedi. Büyük Damad'ın berbat ettiği ekonomiyi, Küçük Damad'ın hafta sonunda seyrettiği filmlerden esinlenerek ürettiği projeler ile gidermek, evlere şenlik bir çözüm. Bu satırların yazarı, ayakları yerden kesilmesin diye, oldu olası bu tür futuristik ve fantastik filmlerden uzar durur. Haksız mı? Güya Küçük Damat, “Elon Musk'ın SpaceX'i, Ay'ı solladıktan sonra, rampa'da zorlanıyor!” diyesiymiş! Sayın Cumhurbaşkanı da her halde “Dört adet füze gönderdik. Rampa'ya takılmadan gitti!” iması ile bunu kastediyor olabilir. Yoksa, ekonomi çökerken hangi akıllı insan uzay projelerine girer?
Gerçi, krizden kurtuluş projeleri içinde uzayda bir koloni kurma teklifi yok ama, Saray ve Hükümetin bunun için de ödenek ayarlayabileceğini tahmin edebiliriz. Küçük Damat'a yatırım boşa gitmiyor. Onun için kesenin ve beytü'l-mal'in sınırsız kredisi sonuna kadar açık. Teknolojiden sorumlu Bakan da, 2022'de uzaya bir uydu göndereceklerini ve dünyanın bir çok ülkesine uydu hizmeti vereceklerini müjdeleyerek, tartışmaya ucuz bir teşni katmış oldu.
Ne diyorduk? Kalkınma hamlesi, reform, değişim, yeniden yapılanma, uyanış, diriliş, seferberlik... gibi kolay tüketim malzemelerinden bahsediyorduk. Bugünün gençleri geçtiğimiz on yıllarda muhafazakar kesimin iktidar açlığı ile sürekli tekrar ettiği benzer ütopyalara yabancı olabilirler; “Ağır Sanayi Hamlesi, Japon Kalkınma Modeli, Alman Mühendisliği, İslam Ortak Pazarı...” Şimdiki siyasi yüzlerin şeyhi sayılan rahmetli, Almanya'da mühendis olarak çalıştığı için, Alman eğilimi hiç eksik olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı üniversite diploması hakkındaki şüpheleri çözemediğinden olsa gerek, Küçük Damad'ın mühendislik kariyeri ile idare ediyor. Dolayısıyla teknoloji ile alakalı bütün referansların adresini Küçük Damad'ın hobileri belirliyor. Ne var ki, geçtiğimiz on yıllarda, Alman Mühendislik Harikası makam arabaları dışında yeni bir kalkınma hamlesine şahit olmadık.
Şimdi siz, “Amerika'nın hiç mi bir şeyi yok da, hiç oradan bahsedilmemiş!” diye düşünürsünüz. O kesim, anti-Amerikan görünüp, İslam-Sosyalizmi hayalleri kuran uçuk muhafazakarların ikinci milenyumdaki kötü taklid ve döküntüleri. Okumayı bir türlü sevemeyen Milliyetçi-Muhafazakar gençliğin Anti-Amerikan tutkusu, Galatarasay takıntısı kadar eskilere dayanır.
Şu an hükümet eden iktidar ve Saray bu tür vaadlerin harc-ı alem olduğu siyasi atmosferin ürünleri. Bir önceki kuşak gibi onlar da bu ütopyaların gerçekleşmediğini ve gerçekleşme ihtimalinin kalmadığını gördüler. Hala görmedilerse, bu daha da kötü. Bak biz akıllarına getirdik. Bir kaç hafta sonra Avrupa Birliği'ne karşı yeni bir İslam Ortak Pazarı projesi ile gelirlerse şaşmayın. Gerçi, Suud, Mısır, Libya, Sudan, Cezayir gibi İslam Coğrafyası'na dahil ülkeler Saray'dan pek hazzetmiyorlar ama, belki uzayda kurulacak yeni Osmanlı Kolonisine(!) ilgi duyabilirler.
Vatandaşları açlık sınırının dibine vurmuş ülkeler, nedense, gösteriş yapacakları savaş mühimmatı, uzay projeleri ya da liderlerini başarılı gösterecek ucuz hareketlere fazla yatırım yapıyorlar. İspanya bir kaç sene önce iflasın eşiğine gelmişti. Almanya ve Fransa, sırf AB'nin hatırına ülkeyi uçurumun kenarından almıştı. İspanya geçen Şubat ayından beri, Covid-19'dan kayıp veren ülkeler sıralamasında ilk beş'te. Ne var ki, geçen hafta 200 milyon Euro'ya mal ederek fırlattığı roket uzayda kaybolmuş. Akıbeti hala meçhul! Son bir yıldır, sadece hastalık ile hatırlandığı için İspanya'nın bu ekonomik kaybı kimsenin dikkatini çekmedi.
Uzay araştırmaları için yapılan masraflar, her ülkenin altından kalkabileceği rakamlar değil. Bütünüyle lüks. Uzayda koloni kurmak isteyen ülkelerin bütçe fazlaları sıradan ülkelerin milli giderlerini üçe-beşe katlıyor. Her yeni ABD Başkanı, göreve başladıktan sonra önüne konan NASA giderlerini nasıl azaltırım diye düşünmüyor değil. Başkan Trump'ın göreve gelir gelmez ilk sınırlandırma getirdiği projeler NASA projeleriydi. Bereket versin, Elon Musk gibi çılgın, deli-dolu milyarderler, uzay araştırmalarına omuz verince çalışmalar hız kesmedi hatta yeni bir boyuta taşındı. Musk, ürettiği uzay mekiklerini çok kullanımlı hale getirdiği için ülkenin en prestijli araştırma merkezi NASA'yı büyük bir külfetten kurtardı. Yeni dönemde, iş bilmeyen ülkelerin sırf gövde gösterisi için fırlattıkları ve uzayda kaybolan füzeler değil, tarifeli uçak seferleri gibi, uzaya gidip gelen gelişmiş teknolojiler konuşulacak.
Covid-19 aşısı üreten bir çok ilaç firması, sipariş almaya başladılar. ABD ilk paket için bir milyar aşı siparişi vermiş. Amerika nüfusunu üç yüz yirmi milyon olarak düşündüğünüzde, kişi başına üç aşı siparişi verilmiş oluyor. İngiltere de, işin ciddiyetini kavradığı için geçen hafta bütün ülkede “Sağlık Seferberliği!” başlattı. Gördüğünüz gibi, gelişmiş ülkeler, fantezi ve ütopik seferberlikler değil, vatandaşın günlük ve acil problemlerini önceliyorlar. Her yıl yapılan Flushot(Grip Aşısı), köşebaşı büfelerde ciklet fiyatına satılıyor. İhtimal ki, önümüzdeki yıllarda, Covid-19 aşısı da bu şekilde yaygınlaşacak.
Türkiye'de Saray ve iktidar bu yıl ülkeye Grip Aşısını dahi getiremedi. Seksen milyonluk ülkeye gelen aşı miktarı yüz binde takıldı. Şimdi, Grip sezonu geçsin diye bekliyorlar. Covid-19 aşısı ile alakalı ciddi bir sipariş verildiğine dair haber duymadık. Şu an ellerinden gelen tek şey, salgın konusunda yanlış bilgiler vererek zaman kazanmaya çalışmak. Hastalıktan kırılan bir ülkenin, sadece Saray ve Hanedan'ı memnun etmek için Ekonomik Seferberliğe soyunması tam bir facia. Bu yüzden inandırıcı değiller.
Bu arada, NASA, Covid-19'a yakalanan Elon Musk'a “İyileşene kadar, merkez'e uğrama!” uyarısı yapmış. Çılgın Elon, uzay çalışmalarında önemli bir isim de olsa NASA, kurum çalışanlarını feda etmeye asla izin vermiyor; “SpaceX'i bu hafta değil, iki hafta sonra göndeririz! Acelemiz ne ki? Varsın Türkiye bizden önce dört tane göndersin!” diye düşünmüşler. Küçük Damad'ın “Ay'ı geçince rampa'da zorlanıyor!” dediği uzay mekiği, İspanya'nın kaybolan uzay aracı olmasın! Zira NASA Covid-19'dan dolayı işleri askıya almış da! Eğer Küçük Damad da, Kayınpederini bu şekilde yanıltmaya devam ederse, korkarım onun da akıbeti Büyük Damad gibi olur!
Kadir Gürcan