“Bizler, akla gelebilecek tüm felaketlerin koca bir kataloğunu baştan sona kat ettik ve hala son sayfaya gelemedik bile.” S. Zweig
Türkiye ve Suriye olarak 6 Şubat 2023'de büyük ve yıkıcı bir felaket yaşadık. Yaşanan felaketin boyutları inanılmaz büyüklükte ve tahrip gücü çok yüksekti. Yüzbinleri geçtiği söyleniyor ölü sayısının, kaldı ki rakamların ne önemi var giden bir can bile olsa... Bir can; bir aile, bir anne, bir baba, bir evlat demek.
Bizzat deprem bölgesine gidemediğim, ülkeme yasaklı olduğum için zihnimde bu felaket günleri, gördüğüm fotoğraf kareleri ve o bölgede yaşayan arkadaşlarımdan duyduklarım, okuduklarımla kalacak.
Zihnime kazınan sahne ise, Kahramanmaraş’ta 15 yaşındaki kızı Yağmur'un enkaz altındaki ölü bedeninin başında elini tutan baba Mesut Hançer'in fotoğrafı. Tarifi imkânsız bir acı...
İkinci fotoğraf ise, yakınlarının cansız bedenlerine ulaşmaya çalışan vatandaşlardan iki vatandaşın yakını olduğu tahmin edilen cansız bedeni motosiklette taşıdığı kareydi. Yüreklerimiz dağlandı, canım yandı.
Üçüncü fotoğraf karesi ise Hatay'dan Hafız Mahmut Durusoy'un elinde tesbih enkaz altından yansıyan yürek acıtan fotoğrafıydı. Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz hakikatini yansıtıyordu belki de...
Yine medyada Yunan kurtarma ekiplerinin ve diğer ülkelerden gönüllü gelen kurtarma ekiplerinin kameralara yansıyan görüntüleri, iki kişiyi kurtardıktan sonra ölen Meksika kurtarma ekibinin köpeği Proteo ve binlerce içler acıtan, can yakan fotoğraflar, görüntüler kolay kolay hafızalarımızdan silinmeyecektir.
Deprem münasebetiyle Pazar akşamı düzenlenen Şimdi Vefa Zamanı programı ve Ülkemizİçin HepBirlikte etiketi ile yapılan yardım kampanyasına katılım bir hayli yüksekti.
(https://www.youtube.com/live/q1okbUVeLcA?feature=share)
Dünyanın dört bir yanından deprem mağdurları için yapılan faaliyetler ele alındı. Yapılan kermesler, uzun zamandır kumbarasına biriktirdiği paraları veren çocuklar, takılarını bağışlayan kadınlar, kilise, dernek ve çeşitli yardım kurumlarına Hizmet gönüllülerinin yaptığı ziyaretler ve yardım talepleri anlatıldı. Çeşitli Avrupa ülkelerinde Kilise Birlikleri ile ortak yardım programları gösterildi.
Kampta kalan bir muhacir, bir gün evim olursa diye evine asmak için özenle yaptığı anlamlı ve değerli tabloyu depremde bu kadar insan evsiz kaldı deyip geliri depremzedelere verilmek üzere bağışladı. Tablo 1000 Euro'ya satıldı.
Kaliforniya Stanford Üniversitesi’nden bir doktor çalıştığı hastane ile konuştu. Bir kamyon acil tıbbi yardım malzemesi verdiler. THY ile Türkiye’ye gönderildi.
Gazeteci Tarık Toros MC EU TV ‘de: "Bu dönem yardım, hizmet götürme dönemi. Hizmet hareketi de hangi şartlarda olursa olsun insanlara hizmet etmeye devam ediyor." Diyerek yardım kampanyasına destek verdi.
İnstituDE gönüllüleri de deprem nedeniyle başlattıkları yardım kampanyasını, desteği mağdurlara nasıl ulaştırıldığını ve yürütülmekte olan insani diplomasi hakkındaki değerlendirmelerini paylaştı.
Güney Afrika, Tanzanya, Kenya, Nijerya, Uganda gibi ülkelerden Hizmet Okulu mezunları deprem mağdurları için yaptıkları faaliyetleri anlattılar.
Kapatılan Samanyolu ve Yamanlar Koleji’nde görev yapan eğitimci Zerrin Ekici, Kahramanmaraş depreminin ardından ABD’de çalıştığı şirkete e-mail göndererek deprem mağdurlarına yardım yapılmasını sağladı. Amerika’nın milyarder şirketleri arasında yer alan Danaher, Ekici’ye depremzedeler için 1 milyon dolar bağışlayacaklarını açıkladı.
Yaşadıklarımızı Ozan Arif "Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim." Diyerek özetliyor.
Bir seferberlik halinde ülkemiz insanı ve Suriyeli komşularımız için yapılan ve yapılacak olan faaliyetler, toplanacak yardımlar şimdi çok kıymetli. Gün vefa günüdür. Canımız yanıyor ama bir taraftan da gün bu gündür! darılma değil dayanma günüdür deyip yola devam etmekten başka çaremiz yok.