Saray’da tam bir panik havası var. Hayır, İngiltere’deki Buckingham Sarayı’ndan bahsetmiyorum, onlar 90’nı deviren ve 70 yıldır iktidarda kalan Kraliçe 2. Elizabeth’i ebedi yolcuğuna sakin bir şekilde uğurlama hazırlıkları ile meşgul. Bahsettiğim Ankara’daki Saray. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın sarayı! İki aydır neredeyse haftada bir Türkiye’nin çeşitli illerinde anketler yaptırıyorlar, her konuda ama her konuda! Sonuç AKP’liler için tam bir hüsran… Hüsran kelimesi bile az kalır tam bir kabus.
Erdoğan en güçlü olduğu Karadeniz’de bile MHP ile yüzde 40’ı aşamıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde bu oran yüzde 35’lere kadar gerilemiş durumda. Ve artık seçimler ne zaman yapılırsa yapılsın mevcut şartlarda Erdoğan ve AKP iktidarları son aylarını yaşıyor. Yani bu şu demek; Erdoğan, iktidarında son eylülünü geçiriyor. Belki de kim bilir gelecek eylül Erdoğan ve şürekası için yargılanmaların yılı olur. Şimdiden öteyi kestirmek çok güç. Haziran 2023’te seçimlerin yapılacağını öngörürsek ki AKP’nin şimdilik kafasındaki tarih Mayıs 2023. Tam 7 ayları kaldı. Ne yapıp edip 7 ay içinde rüzgarı kendilerine çevirmeleri gerekiyor. Ama ekonomik kriz, yolsuzluk ve rüşvet ağının neden olduğu rüzgar o kadar şiddetli esiyor ki AKP gemisi alabora olmak üzere. Ve buna bir de kendi içlerindeki ayrılıkları hesap edin siz… Batan bir gemiyi önce fareler terk eder, inanın terk etmeler çoktan başladı bile!
Ocak 2022’de yapılan AREA anketine göre AKP 32, CHP 27.1, İYİ Parti 15.4, HDP 10.2, MHP 8.2 oy oranına sahipti. Aradan geçen 9 ay gibi bir süre içinde yapılan son anketlerde üç partinin toplam oy oranı yüzde 40’ları dahi bulmuyor. Avrasya Araştırma’nın son anketine CHP yüzde 29, AKP yüzde 28, MHP yüzde 6, İYİ Parti yüzde 13, HDP yüzde 10, DEVA Partisi yüzde 5. Kararsızların dağıtılmasından sonra Cumhur İttifakı yüzde 40’ın altına düşüyor, muhalefet cephesinin oyları da yüzde 60’ı aşıyor. İkinci olarak; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğine yönelik güven endeksi de sürekli düşüyor. Metropol’ün anketine göre Erdoğan'a görev onayı verenlerin oranı yüzde 41. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a görev onayı vermeyenlerin oranı yüzde 53. Toplumda Erdoğan’a yönelik güvenin kaybolması Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine oy olarak da yansıyacaktır. Erdoğan’a karşı güven bunalımı ve AKP oy oranındaki düşüş rakip aday için avantajlı bir durum oluşturuyor. Bu etkenler, Erdoğan’a karşı Millet İttifakı’nın adayı kim olursa olsun seçimi kazanır algısını artırıyor.
Oy düşüşü durdurulamıyor. Buna AKP’nin hamleleri de yetmiyor. Malum Cumhur ittifakı oy kaybını önlemek için Meclis tatile girmeden onca yasa çıkarttılar. Hatırlayın, Temmuz 2022’de asgari ücreti 4250 TL’den 5500 TL’ye yükseltti, Erdoğan’ın 3 yıldır söz vermesine rağmen çıkartmadığı 3600 ek göstergeyi yasalaştırdı, üniversite öğrencilerinin kredi borçlarının faizlerini sildi, öğrenci affı çıktı, bedelli affı çıktı. Haziran 2022’de mali af çıktı.
Olmuyor ne yapsalar olmuyor!
Saray’daki panik şimdi dalga dalga AKP Genel Merkezi’ne, teşkilatlara ve seçmene yayılıyor. Herkeste ciddi ciddi korku hakim. Sadece kaybetme korkusu değil bu, aynı zamanda yargılanma korkusu. Hani hatırlayın AKP kalemşörü Cem Küçük, bir TV yayınında “Erdoğan kaybederse biteriz, hepimizi yargılarlar” dedikten sonra eski AKP milletvekili ve gazeteci Mehmet Metiner, “Korkutuyorsun bizi…” cevabını vermişti. İşte aynen öyle, korku iliklerine kadar işlemiş durumda. AKP’ye yakın medya da öyle! Bakmayın Erdoğan’ı koşulsuz desteklediklerine özel mahfillerde “Erdoğan giderse ne yaparız biz şimdi?” sorusunu soruyorlar birbirlerine! Yeni iktidar döneminde ne Türkiye’de kalabilirler ne de AB ülkelerine gidebilirler. Anlaşılan o ki gidecekleri sadece Rusya, Çin ve İran kalıyor… Belki de Venezuela!
Korkunun sardığı bir başka yer var. AKP’ye şimdiye kadar koşulsuz destek eren cemaatler ve tarikatlar. Bu konuya çok girmek istemiyorum, zira zülf-i yare dokunmak istemiyorum. Ama Cemaat ve tarikatlar yerine bazı vakıflara değinmekten başka çare de bulamıyorum. Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, TÜRGEV, TÜGVA ve SETA’nın AKP iktidarı ile yakın işbirliğinde olduğunu herkes biliyor. 20 yıldır devletin bütün imkanlarından yararlandılar, o kadar ki artık isimleri yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet ağları ile birlikte anılmaya başlandı. Sadece bir bilgi; Bu vakıflar devlette olan bağlantılarını içeren ve ayrıca sakıncalı buldukları her türlü belgeyi temizleyeme başlamışlar bile! Gerçekten ciddiyim, zira TÜGVA belgelerinin Ekim 2021'de sızması gibi bir tehlikeden korkuyorlar. Gerçi korkunun ecele faydası yok ama….
Çankaya... Çankaya sesleri!
Gelelim Millet İttifakı’na….O kesimde aday henüz belli değil. 6 lider arasında elense çekme hamlesi devam ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş aday olsa her durumda Erdoğan’a karşı kazanıyor. Aday kim olacak? Belli değil bekliyoruz... Ama şunu unutmamak gerekiyor; Millet İttifakı’nın seçimlerde sadece Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması değil Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğuna ulaşmaları da şart. 600 milletvekilinin bulunduğu TBMM’de Anayasa değişikliği, Anayasa’nın 175’nci maddesine göre 400 milletvekilinin desteği ile mümkün. Meclis’te bu sayı 360-400 arası çıkması halinde iktidar bu değişiklik teklifini halk oyuna götürebiliyor CHP, İYİ Parti, SP, DP, DEVA ve Gelecek Parti’den oluşan altı partinin her birinde parlamenter sisteme geçiş konusunda bir yol haritası belirlemek üzere komisyonlar oluşturuldu. Ancak bu komisyonların şu ana kadar ortak bir çalışma kültürü oluşturduklarını söylemek mümkün değil. Bu konudaki inisiyatif ağırlıklı olarak liderlere bırakılmış durumda.
Ankara kulislerindeki bilgiye göre; Millet İttifakı Meclis’te 400 milletvekiline ulaşması halinde (HDP desteğini gözardı etmemek gerekiyor) 6 ay içinde parlamenter sisteme geçilmesi için bir anayasa değişikliğine gidilecek. Sayı 400’ün altına düşerse Meclis’teki muhalefet partilerine (AKP bile olsa) işbirliği önerilecek. Muhalefetten destek alınamaması halinde parlamenter sisteme ilişkin Anayasa teklifi referanduma götürülecek. Referandum için öngörülen süre ise bir yıl. Millet İttifakı’ndan çıkan Cumhurbaşkanı, Parlementer sistemin simgesi olarak görülen Çankaya Köşkü’nü yine Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanacak. Yazının özü şu idi; Külliye dönemi son buluyor Çankaya dönemi yine başlıyor!