Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ve rehberlikleri üzerine görüşmeler yapıyorduk. Ömrünü bu işlere adamış değerli bir arkadaşımız, bu hususta anne-babaların, hatta büyükanne ve büyük babaların da yetiştirilmesi gerektiğini söyledi. Onun derleyip derleyip bir proje haline getirdiği notlardan bazılarını sizlere arzetmek istiyorum:
1-Haftada bir defa 30-45 dakika tutulan aile içi toplantılar yapılmalıdır. Aileyi ilgilendiren meseleler istişare usulü görüşülmelidir. Alıştırmak için dört yaşından itibaren çocuklarda bu toplantıya alınmalıdır. Böylece aile fertleri aralarında duygu ve düşünce paylaşımında bulunmuş olurlar. Çocukların duygu dünyalarının, yaşadıkları korkuların, ümitsizliklerin özlemlerin dile getirilmesinin fırsatı da elde edilmiş olur. Böylece çocuğun varsa endişelerini giderme imkânı olur ve ailenin desteği hayatına bir mânâ katar. Ayrıca yaşlı aile üyelerine ve akrabalara karşı sorumluluklar; hayır kuruluşlarına yapılacak bağışlar; misafirliğe gidildiğinde dikkat edilecek hususlar söz konusu vs. meseleler söz konusu olur.
2-Çocuk gelişiminde fırsat dönemler vardır. Doğumdan üç yaşına kadar çocuklar dil öğrenmek için inanılmaz bir kapasiteye sahiptir. Bu dönemde onlara muhatap olan yetişkinlerin, düzgün bir gramer yapısı ile, tam cümlelerle, temiz ve net bir dille konuşmaları önemlidir. Üstadımızın değerli büyük talebelerinden Zübeyir Gündüzalp Ağabeyimiz, yanlarına çocuklar gelince oradaki yetişkinleri uyarır: “Dikkat fotoğrafımız çekiliyor; sakın yanlış bir şey yapmayalım” diye uyardı…
Çocukların doğumundan sonra ilk altı ayı görme kabiliyetini geliştirme için kritik bir dönemdir. Bu süre zarfında yeni doğan bebeklerin gözlerini örtmek veya karanlık odada tutmak, görme kabiliyetlerini olumsuz etkileyecektir; görüşleri de normal olarak gelişmeyecektir.
Çocuk 4 yaşından önce, küçük nesneler için yoğun bir duyarlılık dönemi başlar. Yazmanın ve diğer önemli becerilerin temeli bu duyarlılık dönemiyle gelişir. Onun için bu becerileri yöneten beyin bölgesinin gelişebilmesi için bunlarla ilgili materyaller bulundurmak ve zengin bir çevre hazırlamak ve yeterli tecrübeler kazandırmak gerekir. Aksi takdirde çocuğun vücudu, kararlı, uzun ömürlü bir yapı oluşturamayacaktır. Mantık ve Matematik ile ilgili beyin bağlantılarını oluşturmak ve geliştirmek için kritik zamanlara 1-4 yaş arasıdır… Çocuğun yazmaya duyarlı olmaya başladığı yaş, 3,5 yaşıdır. Okumaya ve matematik çalışmalarına karşı duyarlı olmaya başladığı yaşı ise 4,5 yaşıdır.
0-6 yaş, çocuğun duyularının incelik kazanması için önemli bir yaş aralığı dönemidir. Çünkü çocuklar öğrenmeyi sadece izleyerek ve dinleyerek değil; ellerini kullanarak, dokunacak hatta gerektiğinde koklayarak, tadarak, anlatarak… Uygulamalı, fizikî hislerle daha kolay ve tesirli bir şekilde öğrenirler…
6-7 yaş, arasında çocuklar karıştırmadan 4-5 dili öğrenebilecek bir kapasiteye sahiptirler. 1992 Amerika’da müthiş Türk diye bilinen Ali Rıza Bozkurt torunlarını kendi isminde olan bu dönemde yatılı bir dil kursuna gidip dört dili öğrendiğini söylemişti.
7-9 yaş aralığı, çocuğun irade gelişimi ve duygularını kontrol altına alabilme becerisi için kritik bir dönemdir. Bu dönemde çocuğun her dediğine evet demeden, kurallar koyarak, gerektiğinde makul tekliflerde kuralları esneterek, hem çocuğu denetleyerek hem de ilgi ve ihtiyaçlarına karşı duyarlı davranarak bir denge yakalamasını sağlamak önemlidir.
9-11 yaş aralığı, çocuğun duygularını tanıma ve ifade etme dönemidir. Bu dönemde evde aile, okulda öğretmenler, kendi duygularını olumlu bir şekilde modellediklerinde, çocuk da duygularını öğrenmeyi ve onları düzgün bir şekilde ifade etmeyi öğrenecektir. Düzgün ve anlayarak okuduktan sonra “anlayarak hızlı okuma” ya duyarlı olduğu yaşı ise 10-11 yaşıdır.