Başında Habeşli Köle Dahi Olsa İtaat Edeceksin

Safvet Senih

Safvet Senih

30 Eyl 2021 12:06
  • Ebu Davud, İbn-i Mace, Hâkim'in Müstedrek'inden: 

    Ebu Zer diyor ki; bir gün Resulullah (s.a.) merkebe binmiş beni de arkasına almıştı. Medine sokaklarını geçerek dışarı çıkmıştık. Bana: "Ya Ebâ Zer! Medine'de seni yatağından kaldırtmayacak, hattâ yürümekten âciz bırakacak bir açlıkla (veya umumî bir kıtlıkla) karşılaştığında senin halin nice olur?" dedi. Ben: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedim. Resulü Ekrem (s.a.): "İffetten ayrılma, iffetini koru (kıtlığın vereceği eziyetlere sabret, haramdan, şüpheli şeylerden, dilenmeden, halkın elindekine avucundakine göz dikme zilletinden kendini koru" dedi. Ve yine bana: "Yâ Ebâ Zer.. (Gerek kıtlık ve gerekse herhangi salgın) bir ölüm vak'ası Medine'de çıkar da ölünün gömüleceği mezar, bir köleye (veya bir kölenin kıymetine) yükselir de kabir, köle karşılığı satılırsa senin halin nasıl  olur?" dedi. Ben: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedim. Resul-i Ekrem: "Sabret Ebâ Zer.." dedi. Tekrar bana: "Yâ Ebâ Zer... Medine'de büyük bir kıtâl vuku bulur da Ahcâr'uzzeyt semtini kan örterse, senin halin nice olur?" dedi. Ben: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dedim. Hz. Peygamber (s.a.) "(Senin dînine, senin gidişatına)- uygun olana gidersin" dedi. Ben: "O hâlde silâhıma sarılırım" dedim.
    Resulullah Aleyhisselam: "O takdirde sen de onların günahına ortak olmuş olursun. (Sen felâha kavuşuncaya kadar silâha sarılma, kan dökme, devlet başkanı ile, salâh sâhibi kimselerle beraber ol.)" buyurdu. Ben: "Peki o halde ben ne yapayım?" dedim. Resulullah Aleyhisselam: "Kılıçların parlamasından sana korku gelirse elbisenin bir tarafını yüzüne kapa (olup bitenleri görmez, İslâmlarla harb etmezsin) buyurdu"dedi.

    Bu hadîs-i şerifte gayb ile alakalı üç ihbar mevcuttur
    1. Medine'de çok yakında bir kıtlığın çıkacağı,
    2. Kabir kazacak insanları  azaltacak umumî bir ölüm hâlinin Medine'yi kaplayacağı,
    3. Büyük bir kıtal ve cidalin meydana geleceği. 

    Bunların  ikisi Ebu Zer' in hayatında vuku bulmuştur. Fakat Hz. Ali devrinde meydana gelen üçüncüye ulaşamamıştır. Çünkü kendisi Hz. Osman (r.a.) devrinde Rabeze'de vefat etmiştir.

    Peygamberimiz (s.a.), Ebu Zer'e: "Medine'nin binaları, Sılî Dağına ulaştığı zaman Medine'den çık" dedi. Mübarek eliyle Şam tarafını gösterdi ve "Zannetmiyorum ki, emirlerin seni çağırsınlar" diye ilâve etti. Ebu Zer: "Benimle senin emirlerinin arasına girenlerle savaşayım mı?" dedi. Peygamberimiz (s.a.): "Hayır, asla. Onları dinle. Onlara itaat. et.. İsterse (başımızdaki) Habeşli bir köle olsun" buyurdu. Vaktaki, binalar Sılî Dağı'na ulaştı, Ebu Zer Şam'a gitti. Hz. Osman (r.a.) devrinde şikâyet üzerine Şam'dan Medine' ye çağrıldı. Sonra da Rabeze'ye sürüldü.

    Rabeze'de namaz kılınacaktı. Ebu Zer'i gözetleyici olarak vazifelendirilen Habeşli köle, Ebu Zer'in imam olup namazı kıldırması için geriledi. Ebu Zer: "Geç namazı kıldır. 'Habeşli köle de olsa dinle ve itaat et', diye emrolundum. Sen de Habeşli bir kölesin" dedi. Namazı onun arkasında kıldı. (Hasâis-i Kübrâ)

    Tebük Seferinde devesinin arıklığı dolayısıyla Ebu Zer kafileden en geri kalmıştı. Resulullah (s.a.)'a duyurdular da: "Onu kendi haline bırakın. Eğer onda bir hayır varsa, Allah onu size kavuşturur" buyurdu. Deve tamamen gidemeyecek hale geldiğinde yükünü arkasına alarak deveyi orada bırakıp yaya olarak arkalarından şiddetli sıcak altında gitti. Hz. Peygamber (s.a.), onun bu şekilde gelişini gördü, gözleri yaşardı ve: "Allah Ebu Zer'e rahmet etsin; yalnız yürür, yalnız ölür, yalnız olarak kıyamette diriltilir" buyurdu. (Tecrid-i Sarın)

    Ebu Zer, Rabeze'ye sürgün edildi. Orada karısı ve bir kölesiyle yalnızlık içinde ömrünü bitirdi. Ölüm hâlinin yaklaştığını sezdiğinde yanındakilere: "Beni yıkayın, kefenleyin, yolda bekleyin. Hecin develerle gelenler olacak, onlara haber verin. Onlar beni defnetsinler" dedi. Öyle yaptılar. Abdullah b. Mes'ud (r.a.), yanında birkaç kişi ile yoldan hecin develerle geçiyorlardı. Ebu Zer'in olduğunu haber verdiler. Abdullah b. Mes'ud hem ağladı ve hem de yüksek sesle: "Sadaka Resulullah (Allah Resulü doğru söyledi)!" dedi. Oraya defnettiler. (Şifâ-i Şerif)

    Enes b. Mâlik (r.a.)'den: Medine-i Münevvere'de Ubâde'nin zevcesi Ümm-ü Haram (r.a.), Peygamberimizin (s.a.) anne tarafından teyzesi ve mahremidir. Ara sıra Resul-i Ekrem (s.a.) onu evinde ziyaret eder, hal ve hatırını sorar, onun ikram ettiği yemeklerden de yerdi.

    Yine bir gün Ümm-ü Haram'ı evinde ziyaret etti. Hz. Peygamber'e yemek ikram etti, başını taradı. Resul-i Ekrem (s.a.) de uyumak için uzandı. Bir süre sonra gülerek uyandı. Ümm-ü Haram gülmesinin sebebini sordu. Cevaben: "Rüyâmda ümmetimden bir kısım mücâhitlerin şu gök deniz ortasında, Padişahların tahtlarına kuruldukları gibi gemilere binerek, Allah yolunda deniz savaşına gittikleri gösterildi de ona gülüyorum" dedi.

    Ümm-ü Harem: "Yâ Resulallah.. Beni de o deniz gazilerinden kılması için Allah'a dua buyursanız" diye ricada bulundum.

    Resulullah da dua etti diyor ve devam ediyor:

    Sonra Hz. Peygamber (s.a.) tekrar başını yastığa koyup bir müddet daha uyudu. Yine gülümseyerek uyandı. Yine ben; "Seni ne güldürüyor?" diye sordum. Resulullah (s.a.): "Bu defa da önce dediğim gibi ümmetimin bir kısım mücâhidleri Allah uğrunda Kayser'in şehri Kostantiniye'ye (İstanbul'a) harbe gittikleri gösterildi" buyurdu. Ümm-ü Haram der ki: "Yâ Resulallah, dua buyurun da ben de o gazilerden olayım" dedim. Hz. Peygamber (s.a.):"Hayır, sen önceki gazilerdensin" buyurdu.

    Peygamberimiz (s.a.)'in vefatından sonra Ümm-ü Haram'ın kocası Ubâde Şam'a gönderilen ilim heyeti içinde bulunmuş ve Humus'ta yerleşmiş kalmıştı. Hz. Muaviye devrinde Kıbrıs Seferi açılınca zevcesi Ümm-ü Haram ile birlikte Trablus Şam!a gelmiş, bazı kadınlar da beraber, mücâhidlerle Kıbrıs Seferine çıkmışlardı.

    Kıbrıs adası bir vergiye bağlanarak Şam'a dönüleceği sırada gemiye kadar gitmesi için gönderilen Ümm-ü Haram, bindirildiği hırçın hayvanın üstünden atılarak başı üstüne düşmüş, boynu kırılarak şehid olmuştur. (Sahih-i Buharî, Sahih-i Müslim) Ümm-ü Haram'ın kabri Larnaka yakınlarındadır. Ziyaret edilmektedir.

    Safvet  Senih 
    30 Eyl 2021 12:06
    YAZARIN SON YAZILARI