Mustafa Yılmaz Hocamız son eseri Olaylar ve Dualar kitabında Borçlardan Sıyrılmak İçin Okunacak Dua başlığı altında diyor ki: “Allahümme innî eûzu bike mine’l-hemmi ve’l-hazeni ve ceûzü bike mine’l-aczi ve’l-keseli ve eûzü bike mine’l-cübni ve’l-buhli ve eûzü bike min ğalabeti’d-deyni ve kahri’r-ricâli, Yani: Allahım! Her türlü gam ve hüzünden Sana sığınıyorum; âcizlikten ve tembellikten de Sana sığınıyorum; korkaklıktan ve cimrilikten de yine Sana sığınıyorum; borç altında ezilmekten ve düşmanların kahrına uğramaktan da yine Sana sığınıyorum.”
“Sahabe-i kiram efendilerimizin önde gelenlerinden ve en çok hadis rivayet eden yeni sahabeden biri olan Ebu Said el-Hudrî (r.a.) bu dua hakkında bize bir vak’a nakletmiştir. Şöyle ki, bir gün Peygamber Efendimiz (S.A.S.), mescide teşrif buyurduğunda, Medineli Müslümanlardan yani Ensar’dan Ebû Ümâme’nin (r.a.) Mescid’de oturduğunu gördü ve ona, “Yâ Ebâ Ümâme! Namaz vakti olmadığı halde senin Mescid’de oturduğunu görüyorum. Sebebi nedir?” diye sordu. O da Efendimiz (S.A.S.), “Ey Allah’ın Resûlü! Tasalarım beni esir aldı ve bir de borçlarım…” diye cevap verdi.
Efendimiz (S.A.S.) de Ebû Ümame’ye, “Sana bir dua öğreteyim; onu okuduğun zaman bütün tasaların dağılsın ve Cenab-ı Allah senin bütün borçlarını ödesin (seni borçlarını ödemeye muvaffak kılsın), istemez misin?” buyurdu. “Çok isterim ey Allah’ın Resulü!” diye cevapladı, Ebu Ümame (r.a.), Peygamberimiz (S.A.S.) de ona, işte bu yukarıdaki duayı öğretti ve “Bu duayı sabah ve akşam oku” buyurdu. Ebû Ümame Hazretleri diyor ki: “Ben bana emredileni, emredilen şekilde yaptım; Cenab-ı Allah da bütün tasalarımı giderdi ve borçlarımın tamamını ödemeye beni muvaffak kıldı.”
“Hz. Âişe (r. anhâ) rivayet ediyor: Babam Ebu Bekir (r.a.) yanıma geldi ve ‘Sen, Resulullah’ın (S.A.S.) bana öğrettiği duayı, işittin mi?’ diye sordu. Ben de, ‘Hangi dua acaba?’ diye sordum. Babam da, “Bu duayı Hz. İsa Aleyhisselam da Havarilerine öğretir ve şöyle dermiş: Sizden birinizin üzerinde dağ kadar borç olsa ve o da bu dua ile Allah’a yalvarıp yakarsa, Allah mutlaka o borcu ödemesine yardımcı olur’ diyerek cevap verdi. O dua şudur: ‘Allahümme Fârice’l-hemmi, Kâşife’l-gammi, Mucîbe da’veti’l-muzdarrîn Rahmâne’d-dünya ve’l-âhireti ve Rahîmehümâ. Ente terhamünî, ferhammî bi rahmetin tuğnînî bihâ an rahmeti men sivâke. Yani: Ey hüzün ve tasayı gideren, gamı, kederi kaldıran, ızdırar (zorluk içinde) kıvranan dualarına icabet buyuran Yüce Allahım! Ey dünyanın ve âhiretin Rahman ve Rahîmi! Bana merhamet edecek yalnız Sen varsın. Merhametinle muamelede bulun bana. Öyle merhamet et ki, senden gayri hiç kimsenin merhametine muhtaç olmayayım.”
“Bu rivayetin devamında Hz. Ebu Bekir Efendimiz ‘Üzerimde bir miktar borç kalmıştı ve bu borç beni çok rahatsız ediyordu. Bu duayı okumaya devam ederken Cenab-ı Hak sürpriz bir inayetle o borcu ödeme imkânı lütfetti.’ demişti. Aynı şekilde kızı Âişe Vâlidemiz de bu pek ehemmiyetli duanın bereketine nâil olmuştur. O da şöyle anlatır: ‘Esma bint-i Umeys’e (Hz. Esmâ radiyallahü anhâ ilk Müslümanlardan ve mehâretli hanımlardan biri idi.) bir dinar ve üç dirhem kadar borcum vardı. Ödeme imkânım olmadığı için Esmâ (r. anhâ) yanıma geldiğinde başımı kaldırıp yüzüne bakmaktan utanırdım. Sonra bu dua ile Cenab-ı Hakka teveccüh etmeye başladım ve bir sadaka, ne bir miras, Allah’ın ekstra bir rızkıyla borcumu ödedim.
“Bu konuda çok güzel bir dua da Hz. Ali Efendimizin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte yer almıştır. Şöyle ki, bir gün mükâteb (hürriyetimi çalışıp kazanacağı para ile satın almak üzere anlaşma yapmış bir köle) Hz. Ali’ye (r.a.) gelerek ‘Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et’ dedi. Hz. Ali şöyle cevap verdi: ‘Allah Resulünün (S.A.S.) bana öğretmiş olduğu bir duayı sana öğreteyim mi? Okumaya devam ettiğin takdirde, üzerinde dağ gibi bir borç olsa dahi Allah (c.c.) ödenene yardım eder. Şöyle dua et: ‘Allahümme’k fihî bi halâlike an haramike Ve ağninî bi fazlike ammen sivâke. Yani Allahım! Bana helâl rızık nasip ederek haramlardan koru! Lüften ile beni zengin eyleyip başkasına muhtaç eyleme.’ (Tirmizî, Deavât 110)