M. Fethullah Gülen Hocaefendi, evlatlarımıza karşı vazifelerimizi şöyle sıralıyor:
a)Terbiye Vasatı hazırlama
“Her çocuk, ortama göre şekillenir ve bir mânada o, ortamın çocuğu sayılır. Unsurların başında I-Yuva, ev… II-Mektep, III-Arkadaş ve dost çevresi, IV-Ders mütalaa arkadaşlığı gelir. İctimaî hayatta, terzi dükkanı, marangoz atölyesi, ütücü dükkanı, elbise temizleme merkezi ve diğer iş alanlarını da zikredeceğiz. Siz çocuğun gezip –tozacağı bu ortamı, iyi belirleyememiş, onun insiyaklarını bu istikamette geliştirememiş iseniz, çocuğunuzun bir gün mutlaka HERHANGİ BİR VİRÜS KAPMASI kaçınılmazdır. Evet bu çocuk, vasat bozuk olduğu takdirde bir gün katiyen bozulacaktır. Onun için ortamı hânenizden başlamak suretiyle, yolun her menzilinde ve hayatın her ünitesinde çocuğunuzun mükemmel yetişmesine müsait hâle getirmelisiniz. Çünkü olan olduktan sonra, zamanı geriye işletip durumu düzeltmemiz mümkün değildir.
b)Haram Lokma Yedirmeme
“Çocuğun, anne karnındaki teşekkülünün ilk döneminden başlayarak onun helal meşru rızıkla beslenmesi de fevkalâde önemlidir. Katiyen bilmeliyiz ki, çocuğun gelişme sürecinde, Allah’a bağlama mecburiyetinde olduğumuz herhangi bir hâdisedeki kopukluk, negatif bir olgu olarak –muvakkaten dahi olsa – çocuğa da aksettiği çok görülen vakalardandır. Damarlarınızdaki bir parça HARAM veya şu yahut bu şekilde elde ettiğiniz şüpheli bir nesne –aynı şeyler hanımınız için de söz konusudur o çocuğa muvakkat veya müebbet kayma sebeplerinden biri olabilir.”
Salih bir zatın çocuğunun su veya sıvı dolu derileri bir tığla delip akıtmasını konu olarak ele alan menkıbede anlatıldığı gibi, bunun sebebi olarak; annesinin hâmile iken aş yererken başkalarına ait haram bir narı tığ ile delip suyunu içmesi gösterilmektedir.
c)Kem (kötü) Nazarlara Karşı Koruma
“Mesela, duyguları kirli, düşünceleri kirli, tavırları kirli, sözleri kirli mücrim ve günahkâr gözlerin ifraz ettiği şerârlerle, o çocuğun ince bir kısım duygularının dumura uğrayabileceği mutlaka hesaba katılmalıdır.”
Bizim de sözlerimize dikkat etmemiz gerekmektedir.
Ayrıca bilelim ki, KELİME Arapçadır ve yaralama yani tesir etme mânasınadır. Çirkin müstehcen kelime ve görüntüler havayı ve ortamı kirlettiği gibi mukaddes kelimeler de ortamı güzelleştirir, nurlandırır ve şifalandırır…
Unutmayalım, Cenab-ı Hak Yâsin Suresinde “Cenab-ı Hak bir şeyin olmasını irade ettiği zaman sadece ‘Ol!’ der ve hemen oluverir.” (Yâsin, …) buyuruyor. “Ol!” Kelâmdır. Halbuki oldurmak, yaratmak Kudret ile olur. Ama Cenab-ı Hakkın isimleri çoktur. Herbir isim diğer isimlerle beraber tecelli eder. Mesela Muhyi ismi hayat verip canlıyı yaratır. O anda semî, basîr, Rezzak, musavvir gibi isimleri tecelli edip o canlıya işitme, görme duyguları, besleyecek rızıklar ve güzel bir suret verecek isimler de destek verir. Kelâm sıfatının içinde de Kudret, Nur ve Şifayı netice veren isimler de vardır ve hepsi girift olarak tecelli eder. Kur’an okunan, mukaddes dualar ve ifadeler söylenen mekanlar da nurlanır, şifalanır. O atmosferde bulunan insanlar, hatta anne karnındaki bebekler bile bundan çok istifade ederler….
d)Aile Ortamını Düzenleme
“Hadis-i şerifte; ‘Çocuğun ilk söyleyeceği söz LÂ İLAHE İLLALLAH olmalıdır.’ (Abdürrezzak Musannaf) buyuruluyor. “Çocuk daha iki-üç yaşındayken çıkan ilk sözün tabiî olanı ‘anne-baba iradesi de ALLAH (c.c.) olmalıdır. (Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8/159) Çünkü ALLAH (c.c.) Evvel’dir, Ezelîdir, Ebedîdir. Sonra bu esaslı atkı üzerine diğer şeyler bina edilecek, yaşına ve idrak ufkuna göre vatan, hürriyet, istiklâl ve benzeri terimler de bunun etrafında örgülenecektir. Şayet çocuk ilk öğretimde okuyorsa ona göre malumat verilecek, lisede okuyor, felsefe ve sosyal bilimlerle meşgul oluyorsa o seviyenin malzeme ve materyali ile takviye edilecektir…
Bir evde, ALLAH’a (c.c.) karşı saygı varsa ve sıkça ALLAH’tan (c.c.) bahsediliyorsa, çocuğa diyeceği şeyi dedirtme konusunda hedefe kilitlenmiş sayılırız. Evet bir evde, ALLAH denilip rükûa ve secdeye gidiliyor, ALLAH (c.c.) denildiğinde ayakların bazı çözülüyorsa, çocuğun ilk söylediği kelimenin ALLAH (c.c.) olması da kolaylaşacaktır. Çünkü böyle bir evde herşey yörüngesinde sayılır.”
Necip Fazıl Beyin, kendisi üzerindeki tesiri bakımından çocukluğunda, annesinin ALLAH deyip semaya bakışını anlatması çok dikkate değer… Ciltlerle kitap okumaktan, saatlerce vaaz ve nasihat dinlemekten daha müessirdir. Hayatı boyunca o deyiş ve bakışı unutamamıştır. M. Fethullah Gülen Hocaefendi de çocukluğunda yakın çevresinden gördüğü ve duyduğu şeylerin ruhunda ve vicdanında nasıl tesirler ortaya koyduğunu her zaman aynı heyecanla anlatmaktadır…