M. Fethullah Gülen Hocaefendi demişti ki: “Eğer bütün dünyada 11 Eylül olayında, bizim teröre karşı çıktığımız gibi çıksalardı ve ‘Müslüman terörist olamaz! Terörist de Müslüman olamaz!’ deselerdi durum daha değişik olurdu. Kardavîler de ‘Müslüman terörist olamaz!..’ deselerdi. Amerika, Irak’a girmezdi. Maalesef ben yalnız kaldım! Eğer zamanında, Üstad Hazretlerinin sesine de ses verenler olsaydı, o zaman Üstad, gurbet ve yalnızlık yaşamazdı. Keşke lem-i İslamın entellektüelleri destek verselerdi, çok güzel şeyler olurdu.”
* * *
Azerbaycan Bakan Yardımcısı, Naci Beye demişti ki: “Tilki, bir gün aslana gidip ‘Ben yatağı yorganı toplayıp ormandan çıkıyorum. Onları toplayıp ormanın dışına sereceğim.’ der. Aslan, ‘Ortada fol yok yumurta yok. Bunu niçin yapacaksın?’ diye sorunca, tilki, ‘Kedi ile ninenin arası açılmış, onun için ben başımın çaresini arıyorum. Sonra, demedi, deme.’ demiş. Neyse bu ara açılma yüzünden nine bir komşuya misafirliğe gidince, kedi evdeki yatağı yorganı.. herşeyi saçıp dökmüş. Ortalık harman yerine dönmüş. Durumu fark eden ninenin kafası atmış, benzin döküp evi yakmış. Tabiî ev yanmakla kalmamış yangın ormanı da kül haline getirmiş. Ateş ve dumandan aslan kebap olmuş. Tilki yanına gelip ‘Ben sana dememiş miydim?’ demiş…”
Herhalde Azerî Bakan Yardımcısı bize şu mesajı vermek istiyor: Pire için yorgan yakanların yakınında bulunanların çok dikkatli olmaları gerekir. En küçük problemler de bile hemen çareleri üretilmelidir.
* * *
2008’de Nijerya’dan 12 öğrenciyi bir Büyük Şehrimizin Belediye Başkanının ziyaretine götürüyorlar. Gerçi çok zor randevu alıyorlar ama, öğrencileri görünce çok beğeniyor, onlara hediyeler veriyor. Sonra babalarını soruyor. Öğrencilerden birisi, Cumhurbaşkanının, bir başkası da Başbakanın oğlu olduğunu söyleyince, “Deseniz ya bu okullarda geleceğin idarecileri yetişiyor.” diyor.
* * *
Güney Afrika’da (Jahannesburg’ta) safaride aslanlar toplu halde bir bizona hücum edip üzerine çullanıyorlar… Buna karşı bizonlar da bir araya gelip toplu halde aslanlara saldırıyorlar hatta bir bizon, bir aslanı boynuzu ile tutup savuruyor. Bir bizon tarafından tutulup fırlatılmak tabii aslanın karizmasını çizmiş oluyor. Hayvanlar alemindeki bu olay, herhalde birilerine ders olur.
* * *
“Rüyamda, bir gezegenden öbür gezegene gidiyordum. Orada iki kişi vardı. Birisi Hz. Ali öbürü Üstad Hazretleri… Hz. Ali Efendimiz, Üstad’a bir tomar Risale verdi. O zaman meseleyi anladım. (Ararat dağının altında kendisine ‘İ’caz-ı Kur’an’ı beyan et’ diyen mühim zat da Hz. Ali Efendimiz.) Şimdi yine öyle bir rüya gördüm; bir gezegenden öbürküne geçtim. Acaba bu yeni gezegen ne demektir?” (H.E.)
* * *
“Özal merhum Suudî Arabistan ziyaretinde Riyad’a gidiyor. Büyükelçi, elçilikte görevlileri toplayıp Din Ateşesine götürüyor. Namaz ve umre konusunda bilgi alıyorlar. Din ateşesi ‘Namaz konusunda bana bakar namazı öyle kılarsınız’ diyor. Meğer Din Ateşesinin bir ayağında rahatsızlık varmış oturunca o ayağını uzatmak zorunda kalıyor, öbürleri de ona bakarak hep birlikte bir ayaklarını uzatıyorlar.” (N.T.)
* * *
Birisi Efendimizi (S.A.S.) rüyasında çivit mavi gözlü olarak görmüş. M. Fethullah Gülen Hocaefendi şöyle yorumladı: “Efendimizin (S.A.S.) günümüz temsilcisi, Üstadımız Hazretleri olduğu için öyle görülmüştür. Çünkü Üstad’ın gözleri o renkte idi.”
* * *
Sosyolog bir profesör, Hizmet hakkında “Bu iş nedir?” diye soruyor. Harun Tokak Hocamız: “Biz Birleşmiş Milletler değil; BİRLEŞMİŞ MEDENİYETLERİ düşünüyoruz. Böyle bir anlayış hiçbir insanın mutluluğunun aksine olmaz; eğer olursa, zaten o bir din değildir. Biz meseleyi böyle anlıyoruz.” diyor.
* * *
Merhum Mehmet Ali Şengül Hocamız (2008) anlatmıştı: “Endonezya Meclis Başkanı “Ülkemde ne açmak istiyorsanız, açınız. Ben sizi destekliyorum.” dedi. Milli Eğitim Bakanı da, Milli Eğitim Müdürlerini Türkiye’ye getirip gezdirdi. Bu gezi, ülkemizin Milli Eğitim Bakanı ile anlaşılarak yaptırılmıştı. Bu arada Hizmeti tanıma, gezme ve görme imkanları da oldu. Bakan Bey sonra müdürleri toplayıp ‘Sizleri sırf bu eğitim hareketini görmeniz için getirdim. Benden günah gitti. Mesuliyet sizin. Bu Hizmet okullarının gayretlerine destek verin” dedi. bizim öğretmenlere de: “Size en iyi okullarımızı verelim siz işletin!” dedi.
Evet bir zamanlar böyleydi!