Ukrayna’dan gelen hanım profesör, “Ezanı 25 sene önce Batum’da duymuştum. Ezanı burada duyunca dizlerimin bağı çözüldü.” demişti. Kerim Balcı, “İsrail’de Yahudiler radyolardan ezan okunmasını istiyorlardı.” demişti.
* * *
İtin tekmesi öldürmez yiğidi
Bir yığın ifriti
Kaçırmak için çek Besmeleyi
Ve bir harman yalan ve iftirayı
Bitirmek için çak kibriti…
* * *
Apartmanlar; üst üste ev
Her biri insanı yiyen birer dev
Sen bahçeli evleri sev…
* * *
Hacı Kemal Erimez Ağabey, Mesut Erişen’e “Hizmetin işinin küçüğü büyüğü olmaz. Şimdi bizim işimiz palto tutmak… Ayakkabı çevirmek” demişti.
* * *
“Yeryüzünde tek bir tane inkârcı kalsa, onun hidayeti ve kurtulması için gayret göstermemek dûn himmeliktir.” (H.E.)
* * *
Gecenin bitmediğini hiç kimse görmemiştir.
* * *
Büyük himmetli erler dağları yerinden söker.
* * *
Koca fillere karşı ufacık kuşlar
Ama pençelerinde sicilden taşlar.
* * *
“Şefkat gönül dilidir. Gönül dili konuşunca her şey susar. Şefkat, en paslı kilitleri açacak bir sihirli ve iksirli anahtardır. Gerçek şefkat kurtulma şefkati değil; kurtarma şefkatidir.
* * *
Şeytan Hz. Adem’in ilk kalıbını görünce, içinde bazı boşluklar görmüş. Onlar hırs, gazap gibi şeyler. Bilhassa şehvet boşluğunu görünce ben bu yolla istediğimi yaptırırım diye âdeta zil takıp oynamış!..
* * *
“İslamî ölçülere göre herkesin ortasında dans uygun görülemez ama dansın en uygun olduğu vaziyet, nefsin üstüne çıkıp dans etmek ve ezinceye kadar tepinmektir.” (H.E.)
* * *
“Strateji bir beyin cehdidir. Sabaha kadar Hizmet adına daha neler yapmalıyız, ne gibi güzellikler ortaya koymalıyız diye strateji düşünmek, insanların ve Müslümanların dertlerine çare bulmak için böyle delice düşünmek sevaptır. Fedakârlık yaparken bile stratejik düşünmek gerekir. O zaman Cenab-ı Hak da ilhamlarda bulunur.” (H.E.)
* * *
“Takvâ’nın bir boyutu; bir yanı da eko sistemin kavranılması ve ona göre davranılmasıdır.” (H.E.)
* * *
Buzağının burunsallığı annesinden süt emmesine engel olduğu gibi bazılarındaki kibir burunsallığı da Risale-i Nurları anlayıp istifade etmeye mânidir.” (H. E.)
* * *
“Sözün gıdası sohbet, sohbet-i cânandır. Özün gıdası muhabbet, Muhabbetullahdır.”
* * *
“Namaz yörüngeli bir hayat gerekir. Namaz aradan çıkartılacak bir şey değildir. Müslümanlar, Allah’ın çok büyük lütuflarına mazhar olanlardır.”
* * *
Hakâiku’l-eşya sâbitetün (Eşyanın hakikatleri sabittir). Sâbitetun denilmiş; mevcudetün denilmemiştir. Yani vücud başkadır, sübut başkadır.
* * *
H.E. diyor ki: “Edirne’de ilk teybi 400 liraya aldım. Erzurumlu Hafız Veysel, teybe Kur’an okumak istiyordu. Başladık ama o öksürmeye başladı. Sesi güzel olsun diye arada da öksürüp duruyordu. Neyse okuma bitti. Teybi açıyoruz. Bu sefer, “Tüh her tarafı öksürük olmuş!” demeye başladı. Öksürükler girmeyecek zannediyormuş.
* * *
H.E. “Zübeyir Ağabeyin cenazesinde (Nisan 1971) özel bir bulut geldi, yağmur yağdı. Bazı kuşlar geldi, tabutunun üzerinden uzayıp sonsuzluğa uçup gittiler.”
* * *
H. E. “En üst seviyede diyaloglar devam etmeli. Herkes bu hususta kendisini sorumlu hissetmeli. Herkes diyalog gönüllüsü olmalı. Başörtümüzle, ibadetlerimizle (taviz vermeden) “İşte biz buyuz” diyebilmeliyiz. Diyalog, herkesi kendi konumunda kabulle başlar ve devam eder.”
* * *
Maalesef Haziran fırtınasıyla Türkiye’de başlayan dönemde ilk iş diyalog köprülerinin yıkılmasıdır. “Medine’ye giden tren yolunu bombalayanlar gibi, hoş görü havasını bombaladılar. Hızlı vasıtalarla nereye varılacağını biliyorlardı. Onun için iptal ettiler. Evet, hoşgörü havası dünyanın her tarafına ışık gibi gidecekti.” (H.E.)