Dünyaca meşhur, çok meşgul, hemen her günü hasta randevularıyla dolu olan İsviçreli bir profesör meslektaşımı gezi tarihinden sadece bir hafta önce Moğolistan’a davet ettim. Arkadaşım bu geziye geldi. Yollarda, ziyaretlerde hemen her konuyu aramızda konuştuk. Farklı kültürden bir insanla yaptığım bu görüşme ve konuşmalardan çok şey öğrendim. O da kendi hesabına benden çok şey öğrendiğini söyledi.
Bu gezi esnasında bana şöyle demişti; “Senin faksını alınca, önce epey düşündüm. Randevular, ameliyatlar, kontroller var. Nasıl yapabilirim ki dedim kendi kendime. Senin faks gelmeden iki gün önce bir belgesel seyretmiştim. Belgeselde aslan yavruları ceylan yavrularını kovalıyorlar ama bir türlü yakalayamıyorlardı. Dördüncü gün aslan yavrusu, ceylan yavrusunun arkasından onu takip etmek yerine kısa yoldan ona ulaşmayı düşünüp bir bakıma bypass yapmıştı ve avını yakalamıştı, bundan çok etkilenmiştim. Senden böyle bir faks gelince ben de kendi kendime dedim ki, insanoğlu da demek ki hayatında bazen bypaslar yapmalı, ille de rutin içinde kalmalıyım dememeli, ben bu geziye gitmeliyim dedim kendi kendime.”
Ertesi gün kliniğe gelince sekreter, “Siz bu geziye gitseniz iyi olur, biz bütün randevuları ayarlarız” deyince ben de gelmiş oldum.
Alternatif yollar
Demek ki insan, hayatında bazen bu şekilde alternatif yolları kullanmalı, tıp diliyle bypasslar yapmalı, bilgisayar diliyle shortcut (kısa yollar) kullanmalı, trafik deyimiyle de yan yollar bulabilmeli. Aynen burada olduğu gibi insanın hayatında bazen karşısına beklemediği durumlar çıkabilir. İlle de rutinde olduğu gibi, ben bunu yapamam, oraya gelemem, dememeli, alternatifleri de değerlendirebilmelidir.
Problem çözümü
Özellikle problemli durumlarda hep alışageldiğimiz çözüm yoluyla problem çözülemiyorsa mutlaka başka alternatif yollar aranmalıdır. Hani Japonlar derlermiş ki “keşke bir problem olsa da çözsek.” Dolayısıyla Allah’ın varlığı ve birliği dışındaki hemen her şeyin alternatifi, bypassları, kısa yolları olabilir düşüncesinden ve gerçeğinden hareket ederek mutlaka bu yollar bir şekilde aranıp denenmelidir. Herhangi bir durum karşısında eli kolu bağlı kalma değil, Allah’ın insana verdiği akılla, düşünüp taşınıp mutlaka bir çıkar yol vardır mülahazasıyla hareket etmek lazımdır. Tabii ki burada ortak akıl da denilen istişare devreye girmektedir. Yani çıkar yollar aranırken, bu yolun ille de insanın kendisi tarafından bulunma durumu söz konusu değildir. Bu konuyu bilen başkalarıyla da paylaşarak, onların fikirleri alınmalı ki en makul yol bulunabilsin, problem çözülebilsin.
İnsan vücudunda her organın hastalığında, bundan kurtulmak için, mevcut şartlar vücut tarafından sonuna kadar kullanılır, birden pes edilmez. Mesela beyin, kalp, akciğer, böbrekler bir şekilde hasara uğrarsa, o organın sağlam kalan kısmıyla hayat devam eder, keza diğer bütün organlarda da durum aynen bunun gibidir. Tabii ki bir kayıp olur. Uygun tedavi ve zamanında müdahale ile bu kayıp da giderilebilir. Kalpte bypass, böbrekte diyaliz veya bazı organların transplantasyonları ve yapayları takılarak bu alternatifler ve çıkış yolları kullanılabilir.
Yollar bulma
Sosyal hayatta insanın karşılaştığı problemler de buna benzer. Tüm yollar tükenmiş değildir. Hep alternatifler aranır, aranmalıdır. Bu arama uygun usul ve üsluplarla olursa formüller bulunur. Bunların başında istişare gelir. Bir insanın aklına gelmeyen bir çözüm önerisi diğerlerinin aklına gelebilir. Geçmiş tecrübelerden de istifade yanında, şu andaki yaklaşımlara müracaatla hep birlikte bir çözüm bulunabilir. İstişare ekibinde aykırı denilen, farklı düşünebilen insanların fikirleri de dikkate alınmalı, gerekirse uygulamaya geçirilmelidir. Ayrıca yine istişare ekibinde hangi konu ile ilgili konuşuluyorsa o konuyu bilen uzmanlar ve daha önce bu işin pratiğini yapan insanlar bulunmalıdır.
İnsanın kendisiyle ilgili de her günkü rutinini sık sık gözden geçirip hem kendini hem de başkalarını daha verimli ve daha huzurlu kılabilmek için başka alternatifler neler olabilir diye düşünüp pratiğe geçirilmelidir. Belki küçük bazı değişikliklerle daha verimli işler yapar hale gelinebilir. Problem ve huzursuzlukları bitebilir. Böyle bir yol düşünülüp, bulunup daha verimli bir hayat geçirilebilir. Yoksa bir ömür boyu, hem bu dünyada hem de ötede lazım ve faydalı olmayacak bir sürü çalışma ve gayretler neticesiz kalacaktır. Yatık sekizle ifade edilen sonsuz bir hayata bu sınırlı dünya hayatında yapılanlarla gidileceğine göre, hayatın her anı çok ciddi gözden geçirilerek, hep kazanma kuşağını yakalamaya gayret etmek gerekir.
Eşya ve hadiseler, hep bu gözle yeniden değerlendirilerek ona göre de yeni yeni yollar bulunabilir, bulunmalıdır. Sivil toplum kuruluşlarının da kendilerini düzenli olarak ve her ihtiyaç duyulduğu durumda, update ve upgrade (güncelleme ve geliştirme) ederek, günün anlayış ve yaklaşımlarını da dikkate alarak, yaptıkları işleri daha verimli yapabilmek için en uygun legal, şeffaf, verimli, insani yollar bulmaları onların varlıklarının temellerindendir.
Milletler de devletler de, uluslararası kuruluşlar da hep bu bakış açısı içinde daima verimli, legal, insani çıkış yolları bulabilmek için değişik alternatif ve bypassları kullanmalıdırlar. Zaten liderlik denilen konunun esası da buradan geçmektedir. Yani aile, okul, sivil toplum kuruluşları, devlet ve benzeri müesseselerin liderleri bu vizyonla hadiselere bakıp, ortak akılla onları değerlendirip, adalet, eşitlik çerçevesinde yollarına devam ettiklerinde liderliğin hakkını vermiş olurlar. O zaman gerçek lider olurlar. Yoksa sıfatları lider olur da kendileri olamazlar.
Liderlik
Katıldığım uluslararası bir toplantıda, meşhur ve o konunun uzmanı bir konuşmacıyı dinlemeye çok insan gelmiş, fakat salon dolmuş, insanların çoğu dışarda kalmıştı. Ben de merak ettiğimden gitmiş ve dışarda kalmıştım. Organizatörlerden biri gelip durumu görünce, konuşmanın yapıldığı küçük salondakileri ve konuşmacıyı, dışarıdaki herkesle birlikte boş olan en büyük salona davet etti. Büyük salon doldu ama herkes girebildi. Yanımdaki arkadaşa işte liderlik budur dedim.
Buradaki bu organizatör veya görevli şahıs, alternatif çözüm önerisi bulabilmiş, bypass yapabilmiştir. Dolayısıyla liderlik denilince ille de çok büyük kuruluşların liderliği anlaşılmamalıdır. Hayatın hemen her safhasında ve her yerde daima liderlere ihtiyaç vardır. Konu ve sayı önemli değildir. Küçük topluluklarda bile böyle bir yönlendiriciye, lidere ihtiyaç vardır. Yoksa içeri giremeyen insanlar ,her yerde bu organizasyonu şikayet edip bu toplantıdan da istifade edemeyeceklerdi.
Çözüm yolları
Hayatın her safhasında her zaman, her yerde hadiseler değerlendirilirken alternatif bakış açıları ihmal edilmemeli, onlardan istifade edilmelidir. Ayrıca alternatif düşünebilme yönüyle de insan bir yandan kendini geliştirmeli, diğer yandan da başkalarıyla da bu konuda öğrendiklerini ve bildiklerini paylaşabilmelidir.
Allah rızası
“Allah’a giden yollar mahlukatın solukları adedincedir” sözünde olduğu gibi ,Allah’ın rızasını kazanmak için herkes, Allah’ın kendisine verdiği aklı, sağlığı kullanarak çok farklı yollar bulabilir, bulmalıdır da. Gördüğü her insana selam verme, gülümseme, yolda kalana yardım etme, yoldaki bir engeli kaldırma, dini, dili, milliyeti ne olursa olsun değişik sebeplerden dolayı maddi manevi ihtiyaç içindeki herkese elinden geldiğince yardıma koşma gibi binlerce yol insanı Allah’a ulaştırır, yani O’nun rızasını kazandırır.
Beşeri münasebetlerde, diyalog çalışmalarında insanlara ulaşmada da tek bir yol değil, çok değişik yollar araştırılmalıdır. Her insanın anladığı bir dil vardır. Dünyada ulaşılamayacak insan yoktur, yeterki yolu bulunsun. Hep bu yollar araştırılırken en önemli husus, bu yolların legal, şeffaf, ahlaki ve dine zıt yollar olmamasına dikkat edilmelidir.
Netice
Netice olarak, hemen her konuda, her zaman, herkes için problemlerin çözümünde, her iki alemde de kazançlı olabilmek açısından, hayatı rantabl yaşayabilmenin yollarından birisi, istişare ile makul yolları araştırarak bulmak, bulduğu bu yolu başkalarıyla da paylaşmak, yaşama yanında yaşatma gayreti içinde bulunmak, insan olmanın esaslarındandır. Rabbim hepimizi bu şuurla yaşatsın ve gelecek nesillere kavga etmeden, savaşmadan, çevreye duyarlı, adaleti, hürriyeti, evrensel insan haklarını gözeten, her din, kültür ve milletten insanlarla birlikte yaşanılabilen bir dünya bırakmayı nasip etsin.