Almanya’da seçim yapıldı. 2021’e kadar kanun yapma imtiyazını seçmenler adına devralan 709 kişi farklı partilerin rozeti ile Berlin’deki Federal Meclis’in (Bundestag) yolunu tuttu.
Seçimde Başbakan Angela Merkel (CDU/CSU: Yüzde 33) ile büyük koalisyonun diğer ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD: Yüzde 20,5) lideri Martin Schulz’un oy kaybı tahminlerin de fevkinde oldu.
Alman halkı, Merkel’in 1 milyon Suriyeli’ye kapıları açtığı 2015’ten itibaren korku, endişe ve öfke ile karışık hissiyata sahip. Göçmenler arasında cinayet, hırsızlık ve taciz gibi adi suç vak’alarının artması göçmenlere karşı çıkan siyasî hareketlerin ekmeğine yağ sürdü.
YAŞLI SEÇMEN HİSSİYATINA SANDIĞA AKSETTİRDİ
Hassaten 65 yaş ve üzeri seçmenler arasında altan alta bu mevzu hayli çarpıtıldı. Algı ile hakikat birbirine girdi. Bu içtimaî hakikati seçime kadar sonuna kadar istismar eden radikal sağ parti Almanya için Alternatif (AfD) yüzde 13 gibi hafife alınmayacak bir halk desteğine ulaştı.
Ferdin merkeze alındığı, insan haysiyeti ile temel hak ve hürriyetler üzerine bina edilmiş Almanya Anayasası, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı gibi fren ve teftiş sistemlerinin mükemmel işlediği bir sistemde 1930’ları geri getirmek mümkün değil. AfD’nin Hitler özentisi ve Nazi dönemini ihya etme beyanları kötü bir rüyadan öte geçemeyecektir.
Varsın AfD, Bundestag’da üçüncü parti olsun. SPD'nin, muhalefette kalacağını ve koalisyonda vazife almayı düşünmediğini açıklaması AfD’nin ana muhalefet koltuğuna oturmasını imkânsız hale getirdi. Dolayıyısıyla ana muhalefetin nimetlerinden istifade edemeyecek.
İKTİDARA LİBERALLER VE YEŞİLLER ORTAK OLURSA…
Merkel, AfD ile koalisyon kurmayacak. Bunda tereddüt yok. Muhtemelen Cem Özdemir’in eş başkanlığını yaptığı Yeşiller ile Hür ve Demokrat Parti (FDP/Liberaller) ile Jamaika koalisyonu için müzakerelerde bulunacak. Almanya’da bu koalisyon şimdiden satın alındı.
Piyasada, Euro ve Frankfurt Borsası üzerinde AfD şokuna rağmen seçim neticelerinin yıkıcı bir tesiri olmadı. Milletvekillerinin yemin merasimi ve hükûmet kurma safahatından sonra Almanya, Avrupa Birliği’ni (AB) ayakta tutan değerlerden taviz vermeden yoluna devam edecektir.
Şahsen ben Merkel’in kuracağı muhtemel koalisyondan köklü bir siyaset değişikliği beklemiyorum.
MERKEL LİDERLİĞİNİ PEKİŞTERECEK
Oy oranı gerilemiş olsa da Merkel bir evvelki yasama dönemine nazaran daha zayıf bir muhalefet ile mücadele edecek. Bir başka ifade ile Merkel’in liderliğini ve karizmasını pekiştireceği yeni bir dört sene hiç şaşırtıcı olmaz.
Ekonomide işler yolunda. Büyüme bu sene yüzde 2’yi aşabilir. İşsizlik 2008 krizinin öncesindeki seviyelere geriledi. Senelik dış ticaret fazlası 200 milyar Euro’yu aştı. Krizden sonra attığı kritik adımlarla AB’yi ayakta tutmayı başaran Merkel’e birlik içinde muazzam bir hürmet var.
Merkel ile beraber Federal Meclis’e giren diğer siyasetçiler AfD’nin popülizmine karşı ortak bir mücadele vermeli. AfD’yi tercih eden seçmenlerini geri kazanabilmek için endişelerini giderici bir çizgi takip etmeliler.
GİDEN SEÇMEN KAZANILABİLİR
Her fırsatta göçmenlerin Almanya için ifade ettiği değerin güzel misallerle, başarı hikâyeleriyle, fakat yalın bir dille anlatılması elzem.
Almanya, farklı düşünenlerin temsilcilerinin Meclis’te yer alması ile Meclis haricinde tutulması arasındaki farkı da tecrübe edecek. AfD’nin siyaseten hayal tacirliği yaptığı ispat edilebilirse aynı seçmenler bu radikal partiyi müteakip seçimde sandığa gömebilir.
BİNALİ YILDIRIM NE DEMEK İSTEDİ?
“Seçim geçti, normale dönelim.” sözleri ile kendince Almanya’yı toparlanmaya davet eden Başbakan Binali Yıldırım’ın kulaklarını çınlatmadan edemeyeceğim.
Almanya zaten normaldi. Seçimden evvel de seçim günü de. Seçim var mı, yok mu? o bile anlaşılmadı.
Okullar önünde plakasız arabalara rastlanmadı.
Oyların sayımı esnasında elektrikler kesilmedi. Trafoya kediler girmedi.
Yüksek Seçim Kurulu seçim günü kanuna rağmen kural değiştirmedi.
Mühürsüz oy pusulaları yoktu. Çöp kutularından oy pusulası çıkmadı.
Bütün liderlerin fotoğrafları yan yana bilboardlardaydı.
Merkel’in fotoğrafları kamu binalarını kaplamıyordu.
Devlet televizyonlarında herkese eşit propaganda fırsatı sunuldu.
LİDERLER AYNI STÜDYODA, YAN YANA
Seçim akşamı Merkel dahil bütün partilerin liderleri aynı stüdyoda bir masanın etrafında Almanya için neler yapabileceklerini konuştu, tartıştı, fakat kavga etmedi.
Kimse kimseye parmak sallamadı.
Seçimden galibiyetle çıkan partiler sevinçlerini vakur bir edayla ortaya koydu.
Kimse kornalar çalarak sabaha kadar sokaklarda tur atmadı.
Hiçbir zaman tutulmayan ve söyleyenin boyundan büyük sözlerin sarf edildiği balkon konuşması da yapılmadı.
AfD şokuna rağmen demokratik gösterilerin ötesinde bir taşkınlığa rastlanmadı.
ANORMALLİKLER KİMDEN MÜTEVELLİT DERSİNİZ?
Hakkını teslim edelim. Anormal bir-iki hadise yaşandı tabiî. Bazıları oy pusulasına ‘Erdoğan’ diye yazdı. Böylece İslamiyet ve göçmenlere karşı sert sözler sarf eden AfD’yi ödüllendirmiş oldu. Erdoğan fotoğrafı giydirdikleri otomobille Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde (NRV) dombra müziği eşliğinde oy isteyen Alman Demokratlar Birliği (ADD) seçimde 45 bin oy alabildi.
Velhasıl Erdoğan’ın Türkiye düşmanı ilan ettiği partilerin hepsi muhtemelen yine iktidarda olacak.
“Normale dönelim.” Elhak öyle. Görünen o ki Başbakan sözlerinin muhatabını karıştırmış.
Türkiye’yi uçurumun kenarına sürükleyen kadroyu son anda dahi olsa kendine getirecekse bu sözlere iştirak etmemek ne mümkün.
Mümkünse normale dönelim. Bitte…
TARIK ZİYA