Hazır birileri bahardan bahsediyorken ekonomiye bir göz atalım.
Borsa’dan başlayalım… Dört ayda yüzde 30’a yakın yükseldi Borsa İstanbul Endeksi. Türk Lirası nevinden bir artış bu. Dolara çevirdiğimizde endeks hali hazırda 2,85 dolara tekabül ediyor. 2013’ün mart ayında ise 5 dolar ediyordu.
‘Borsa arttı, dolar düştü. Uçuşa geçtik’ diyenler için biraz daha sadeleştirelim: Borsa 4 senede yüzde 40 erimiş.
Algoritma oyunlarına, Londra’daki esrarengiz Hintli Herif’in marifetlerine rağmen 2013’ün bile gerisinde bir borsa. Hal böyle iken rekorlar kırsa ne olur kırmasa ne olur. Yabancı yatırımcı yatırdığı paranın yarıya yakınını kaybetmiş.
Yabancılar bu dönemde zararlarının telafisi için nisbi alımlar yapsalar da kayıpları geri gelmeyecek kadar fazla. Borsa’nın geri gidişlerinde alım zirveden satış yapmalarının yegane sebebi zararlarını en aza indirmek.
Dolayısıyla sütten ağzı yananların Borsa’nın rekorlarına karnı tok. O yüzden endeks yükselse de işlem hacmi değişmiyor ya da çok az artış kaydediyor.
Zannedildiği gibi Borsa’ya afakî paralar aksaydı para tutarının da evvelki senelerin fevkinde olması icap ederdi. Böyle bir tablo mevcut değil.
FAİZ ARTMADI İSE YÜZDE 12,25 NE OLUYOR?
Borsa gibi Türk Lirası da toparlanıyor, öyle mi? Evet doların artışı durdu. Bu doğru. Nereden baktığınıza bağlı. Geçen sene 2,95 TL olan dolar şu anda 3,50 civarında. Ne kadar da düşmüş! TL doları silmiş süpürmüş… Ticaret erbabının maliyeti geçen seneye göre hâlâ yukarıda.
Bitmedi.
Doların 3,70 TL civarından bugünkü seviyeye gerilemesi ne pahasına oldu? Geçen sene yüzde 7,50 olan Merkez Bankası faizi şu anda yüzde 12,25. Vaktinde faizi artırsaydı belki 3,15 seviyelerinde olacaktı.
Aradaki fark Saray’ın kerameti kendinden menkul müşavirlerinin vatandaşın cebinden alıp götürdüklerini ifade ediyor. Merkez Bankası yetkisini vaktinde ve kararlı kullanabilseydi 3,80’e kadar zaten fırlamayacaktı dolar. Şimdi kalkmış ‘dolar düştü’ yalanına inanmamızı bekliyorlar.
Resmî verilerde bulamayacağınız bir orana çıktı faiz. Nitekim TCMB, Saray korkusundan politika faizini yüzde 8 diye gösteriyor. Oysa bankalara Geç Likidite Penceresi (GLP) ismi altında yüzde 12,25’ten para veriyor.
TABELADA YÜZDE 8, KASADA YÜZDE 15
Tabelada faiz artmamış görünse de kasada bankadan yüzde 12,25 üzerinden hesap kesiliyor. Mevduat yüzde 15’i geçti. Krediler de yüzde 20’yi buldu.
Kâğıt üzerinde herşey mükemmel!
Bir puanlık faiz artışının Hazine’ye ilave maliyeti 1 milyar dolar olduğuna göre en az 5 milyar dolarlık fatura çıktı… Bu yüzden Hazine 10 milyar lira borçlanacağım diye çıktığı son ihalede 15 milyar lira borçlandı. Bu borçların ödenmesi için vatandaşın sırtına ilave vergi ve zam yüklenecek.
Ne oldu şimdi? Doları 10 kuruş düşürmek için faizler anormal biçimde yükseltildi. Dolar geçen seneye nazaran yüzde daha kıymetli. Faiz almış başını gidiyor ve nerede duracağı belli değil.
KAPANAN İŞYERİ SAYISI YÜZDE 52 ARTTI
İki tarafı keskin bir bıçak Türkiye’de ekonomi. Döviz ve faiz kıskacındaki esnaf ayakta duramıyor. Kepenk indirenlerin sayısı artıyor. Mayıs ayında kapanan işyeri sayısı yüzde 52 arttı.
322 bin KOBİ icralık. Özel sektörün net döviz borcu 204 milyar dolar. Organize sanayideki tesisler tefecinin elinde rehin!
Dört gençten biri işsiz. Üç üniversite mezunundan biri 1.400 lira (400 dolar) olan asgarî ücret ve sigortadan mahrum.
Gıda fiyatları TÜİK’e göre yüzde 15, vatandaşın cebinden çıkan paraya bakılarak hesaplandığında yüzde 30 artmış.
Birileri kalkmış ekonomide bahar havasından bahsediyor.
İşsiz sayısı katlanıyor, borçluluk artıyor ve faizler yükseliyor… Bunun adına da Saray’da ‘bahar’ deniliyor, öyle mi? Bu olsa olsa yalancı bahar olabilir.
Varsın hakiki bahardan korkanlar yalancı baharla biraz daha oyalansın.
Yalancı baharlar hep hazanla bitmiştir.
TARIK ZİYA