Dört Kabir

Taşkın Deryadil

Taşkın Deryadil

26 Mar 2018 03:19
  • Yeni kazılmışlar.. belli. 
    Kara değil.. kırmızıya yakın.. hem de en verimlisinden. Öyle gözüküyor.
    Koynunu yeni misafirlerine açmış.. basmış bağrına.

    Birinde anne yatıyor. Hayat arkadaşını dünyaya getiren, ayaklarının altına Cennet’in serildiği “ana” yatıyor. Öz anası değil ama.. eşinden dolayı.. onun da anası. 
    yol gözleyen..
    “ne zaman geleceksiniz” diyen..
    belki her ziyarete gidişlerinde baklava börek açan..
    en sevdikleri yemeklerden yapan..
    derdini tasasını hiç belli etmeyen..
    gelişleriyle daha bir mutlu olan..
    ama ayrılık vakti gelince yüzüne hüzün, omuzlarına özlem çöken..
    onlara göstermeden yaşmağıyla gözlerini silen..
    şefkat ve merhamet kahramanı ana.. 
    onun da anası.

    Ötekinde baba yatıyor.
    Hayat arkadaşının babası. 
    Hayat arkadaşıyla yolları birleşinceye kadar evin çınarı, evin çatısı, hepsinin koruyucu kalkanı olmuş baba.. onun da babası.
    “sakın kötüyle kötü olmayın”.. “doğru bildiğiniz yoldan sakın ola sapmayın”.. “evimiz evinizdir, ekmeğimiz ekmeğimizdir, üzülmeyin”.. “sabredin evlat” diyen koca çınar.. karısının babası.. 
    onun da babası.

    Berikinde kardeşi yatıyor.
    Hayat arkadaşının karındaşı.. sevdiği.. ana parçası.. dert ortağı.. yeri geldiğinde sevinç yumağı.. karısının kardeşi.. 
    onun da kardeşi.

    Ve diğeri.
    Hani toprağı daha kabarık olan. 
    Hani diğer üçünden ayrıymış gibi duran..
    Hani üstü pembe çiçeklerle bezeli olan..
    Hani şu.. kendisini yalnız bırakanın.. 
    kendisini sevgisiz susuz bırakanın.. 
    kendisini yemeksiz aşsız bırakanın.. 
    Hani şu altında yârin yattığı toprak yığını..
    Karısının.. sevdiğinin.. meleğinin.. hayat arkadaşının.. hizmetten hizmete koşan.. gayretkeş.. fedakar.. hasbi.. güler yüzlü eşinin.. kadınının kabri.

    Ziyaretine gelmişlerdi.
    Mutlu etmişlerdi kendisini.
    Dertleşmişler.. hal hatır sorup öğrenmişler.. hasret gidermişlerdi.
    Bakışmışlar.. sarılmışlar.. tebessüm etmişler.. dertleri, esareti, çekilen acıları bir an olsun unutmuş sarmaş dolaş olmuşlardı.
    Bilemezdi son görüş olacağını..
    bilemezdi ziyaretin veda olacağını..
    bilemezdi zalimin zulmünün bu kadar yürek yakacağını..
    bilemezdi zalimlerin, sevdiklerini topluca elinden alacağını.

    Yüreğinde kocaman bir kaya. 
    Dört parça.
    Ağlayamadı.
    Yutkunamadı.
    Sesi çıkmadı.
    “Nasıl” bile diyemedi..
    Sadece;
    “ey zalim..
    ey zulüm seviciler..
    ey suskunlar topluluğu..
    ey vicdanları pörsük millet..
    ey nankör insancıklar,
    söyleyin.. biz ne yaptık size?
    Ne zararımızı gördünüz?
    Ne kötülüğümüze şahit oldunuz?
    Ne yaptık size!
    Ne yaptı bunca masum size?
    Ne yaptı anam babam, ne yaptı eşim.. ne yaptı Ege’de-Meriç’te boğulan sabî yavrular.. irfan sahibi öğretmenler.. dün oturup yemek yediğiniz çay içtiğiniz nur yüzlü insanlar size..
    Ne yaptılar? Ne yaptık biz size.. 
    Söyleyin ne yaptık biz size…”

    TAŞKIN deryadil
    twitter.com/taskinderyadil
    26 Mar 2018 03:19
    YAZARIN SON YAZILARI
    YAZARLAR