Türk Lirası (TL) tarihinin en değersiz seviyesine indi. Amerikan Doları 7,81 TL, euro 9,11 TL ile kendi rekorlarını kırarken, TL’nin günlük kaybı yüzde 2’yi aştı.
İsviçre Frankı 8,47 TL, İngiliz Sterlini ise 10,07 TL oldu. Sadece önde gelen para birimlerine mukabil erimiyor TL. Bulgar Levası 4,65 TL, 1 Papu Yeni Gine Kinası 2,21 TL’ye yükseldi.
Sene başında 5,94 TL olan dolar 28 Eylül’de 7,80 TL. Her fırsatta “yerli-millî” diyen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) devr-i iktidarının 2020 yılının 9 aylık kısmında milli para dolara mukabil yüzde 32 değer kaybetmiş.
KRİZİN SEBEBİ HUKUK VE DEMOKRASİ AÇIĞI
TL’nin mum gibi erimesinin en temel sebebi demokrasi ve hukuktan hızla uzaklaşılması ve ucube başkanlık sistemi ile “tek adam” rejiminin inşâ edilmiş olmasıdır.
Temel hak ve hürriyetler çiğnendi, insanların mallarına el konuldu, sermaye ürktü, Türkiye’yi terk etti. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kılıfı altında Türkiye’nin yetişmiş nitelikli kadroları yurt dışına göçe mecbur edildi. Sadece 2018 yılında 350 bin kişi (yarıya yakını gençler) başka ülkelere göç etti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) devre dışı bırakıldığı, akşamdan sabaha piyasa işleyişine müdahale edildiği bir dönemde yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını hiç hesapta yoktu.
Zira karşılıksız para basarak, Katar ya da Venezuela’dan esrarengiz paralar getirerek döviz krizinden çıkılabileceği hesabı çarşıya uymadı. İmalat sektörünün ithalat bağımlılığına AKP döneminde tarım ve hayvancılık da eklendi.
TURİZM ÇÖKTÜ, DÖVİZ AÇIĞI KATLANDI
Döviz geliri kaleminde ihracat ve turizm Korona salgınında ağır hasar gördü. Turizmde 35-40 milyar dolar civarındaki yıllık gelir bu sene 8-10 milyar dolara inecek. İhracat yıllardır 160 milyar dolar ila 180 milyar dolar arasında patinaj yapıyor.
Döviz gelirleri dramatik bir şekilde azalırken, sırf inşaat lobisini ihya etmek için karşılıksız para basımına hız verildi. Oysa bu Türkiye ekonomisi için deniz suyundan farksızdı. İçtikçe susuzluğu artıracaktı.
Son bir yılda 80 milyar TL’ye yakın ilave para basan Merkez Bankası’nın (TCMB) başkanı Murat Uysal talimatla faiz indirdi. Yüzde 24’ten yüzde 8,25’e kadar inen haftalık repo faizi aylardır -yüzde 2-3 bandında gidip geliyor.
İthalatın ihracattan fazla olması sebebiyle yıllık en az 25 milyar dolar cari açık verilecek. Bu yetmezmiş gibi yabancı yatırımcı Borsa İstanbul’u (BİST) ve tahvil piyasasını terk ediyor. İlk 9 ayda 13,3 milyar dolar net çıkış oldu Türkiye’den. Döviz gelmiyor, bilakis gidiyor.
EKSİ ENFLASYON DÖNEMİNDE BİLE TÜFE ÇİFT HANEDE
Enflasyon dünyada eksilerde seyrederken Türkiye’de encümen kararı ile bile yüzde 12’nin altına inmiyor.
Hükûmet bütçedeki kara deliği (IMF tanımlı bütçe açığı 300 milyar TL’ye yakın) kapatmak için akaryakıt ve sigara başta olmak üzere elinin altında ne varsa zam üstüne zam (En son otomobillerden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile gümrük vergileri artırıldı) yapıyor.
AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faiz inince enflasyon iner” teorisinin peşinde koşan ekonomi kurmayları 100 milyar dolar döviz rezervi heba edildi.
Dünyada değer kaybederken doların değer kazandığı ender para birimi olan TL için artık çok geç. Dolar başta euro olmak üzere bütün para birimlerine karşı yükselişe geçti.
Vatandaş ekonomi yönetiminden daha fazla ekonomiden anlıyor. “Dolar alan yanar” sözlerine kanmadan tasarruflarını dövize çevirdi. Yerli yatırımcının bankalarda 200 milyar doları var.
Mevduatın yüzde 53’ü döviz. Bir günde 20 kuruş eriyen TL’ye itimat etmek mümkün mü?
KORONA KRİZİNDE HERKES CAN DERDİNDE
TCMB’nin net rezervleri -50 milyar dolar. Emanet dövizler bile harcandı.
Ekim ayından itibaren nisan ve mayıs aylarında talimatla indirimli faizden dağıtılan kredilerin ilk taksit ödemeleri başlıyor. Elde avuçta ne varsa gitti.
Dünyada kimse kimseye kolay borç vermeye yanaşmıyor. Dünyanın dört bir yanını Korona kasıp kavuruyor.
AKP krizi kabullenip çare için acı reçetiyi yudumlamayı göze almazsa 40 yıllık tesisi “yeni yatırım” ambalajına sararak bir günde 300 fabrika açıldığı yalanından çok daha büyük yalanlara mecbur kalabilir.
Bugün itibarıyla politika faizi yüzde 14-15’e çıkarılmadıkça alınan her kararın etkisi saman alevi kadar tesirli olabilir. Kriz çok ağır. Batık çok derinlerde.
Yolun sonu görünüyor... Sefalet, fakirlik, Kuzey Kore, İran, Libya...
-------------------------------
İletişim için: