Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna-Rusya tahıl koridoru anlaşmasındaki arabulucu rolü nedeniyle uluslararası şöhret kazandı. Bu kritik anlaşma, Türkiye’nin aylarca süren çabalarının ardından geçen ay İstanbul'da gerçekleştirilen ve birçok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesinin gıda güvenliği için hayati önem taşıyan BM destekli bir anlaşma. Erdoğan bu anlaşma için övgüler alırken, Suriye'deki Kürt gruplara karşı askeri operasyon düzenleme planları nedeniyle de dünya çapında kınanıyor.
Erdoğan, Rusya’nn Şubat ayında Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana uluslararası ambargolarla karşı karşıya kalan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile son yıllarda çok “özel bir yakınlık” kurdu. Türkiye ile Rusya arasındaki ikili ilişkiler 2000'li yılların başında iki liderin yakın diyalog kurmasıyla yeni bir aşamaya girdi. Erdoğan ve Putin sık sık birbirlerini ziyaret ediyorlar. Putin, özellikle ticaret ve enerji alanlarında Türkiye ile güçlü iş ilişkileri kurmaya istekli; ancak Erdoğan'ın Suriye'deki cihatçı gruplarla yakın bağları Putin için önemli bir güvenlik endişesi olmaya devam ediyor. Dolayısıyla Erdoğan'ın Suriye'deki Kürtlere yönelik planladığı askeri harekata hâlâ yeşil ışık yakmadı.
Türkiye'nin Rusya ile ticaret hacmi 2021'de 34,7 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na göre, Türk müteahhitler tarafından bugüne kadar Rusya'da toplam değeri 75,7 milyar doları aşan bin 972 proje hayata geçirilirken, karşılıklı yatırımlar 10 milyar Doları aştı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Şubat-Haziran 2022 arasında 4 bin 900 Rus vatandaşı Türkiye'de ev satın aldı.
Enerji, Türkiye ile Rusya arasındaki en önemli işbirliği alanı. Rusya ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda ayata geçirilen TürkAkım projesi, Ocak 2020'den bu yana Rus gazını Karadeniz’in altından 935 kilometrelik boru hattı ile Avrupa'ya taşıyor. Putin, “Rusya’nın gazını taşıyan Türk Akımı’nın diğer tüm enerji hatlarından daha sorunsuz, hatasız çalıştığını söyleyerek projeden övgüyle bahssetti ve Avrupa’nın Türkiye’ye minnettar olması gerektiğini” söyleyerek Türk Akımı övdü. Rusya'nın devlete ait nükleer enerji şirketi Rosatom’ın Mersin’de inşa ettiği 20 milyar dolar değerindeki Akkuyu Nükleer Santrali ise Rusya’nın diğer dev yatırımı. Santralin Türkiye'nin yerel elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılaması bekleniyor.
Rus turistler, son yıllarda Türkiye'yi ziyaret eden turistlerin çoğunluğunu oluşturdu, 2019'da 7 milyon Rus ve geçtiğimiz yıl Kovid pandemisinin ardından yaklaşık 4,7 milyon Rus Türkiye'yi ziyaret etti. Ukrayna ile yaşanan savaş turizm sektörünü olumsuz etkilerken, Türk turizm sektörü bu yıl yaklaşık 1,7 milyon Rus turist bekliyor. Yakın ticari ilişkilere rağmen, Türkiye ve Rusya bir çok çatışma bölgesinde karşıt tarafları destekliyor. Libya'da Türkiye, Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (GNA) desteklerken, Moskova, General Khalifa Haftar'ın Tobruk merkezli Libya Ulusal Ordusu'nu (LNA) destekledi.
Türk-Rus ilişkileri, Suriye iç savaşının bir sonucu olarak ciddi bir sınavla karşı karşıya kaldı. Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a karşı savaşan Suriyeli isyancıların ve cihatçı güçlerin ana destekçisi haline geldi ve Türkiye şu anda doğrudan askeri operasyonların bir sonucu olarak kuzey Suriye şehirlerini ve kasabalarını kontrol ediyor.
Türk F-16 savaş uçakları, Kasım 2015'te Türkiye-Suriye sınır bölgesinde bir Rus savaş uçağını düşürdü. Erdoğan daha sonra Rus jetinin düşürülmesinden dolayı Putin'den özür diledi ve iki lider arasındaki ilişkiler daha da güçlenmiş oldu. Bir diğer şok edici olay ise, El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi ile yakın ilişkileri olduğu iddia edilen polis memuru Mevlüt Altıntaş’ın 19 Aralık 2016’da Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi Andrei Karlov'u öldürmesi oldu. Altıntaş, büyükelçiyi vurduktan sonra tekbir getirdi ve "Halep'i, Suriye'yi unutmayın" diye bağırdı.
Türkiye’nin başkentindeki bu büyük güvenlik açığı, Türkiye ve Rusya'yı Suriye ile ilgili yeni bir krizle yüzleşmeye zorladı, çünkü AKP yanlısı radikal kesimler, Suriye'nin kuzeyindeki tarihi Halep kentini yok ettiği için suikasttan önce Rusya'yı protesto ediyorlardı. Sürpriz bir şekilde, 2017 ve 2018 yıllarında yapılan birkaç görüşmenin ardından Türkiye ve Rusya, ilişkilerinde bir kez daha yeni bir sayfa açtı.
Türkiye, Rusya ve İran, Suriye'de savaşan tarafları on yıl süren savaşa kalıcı bir çözüm bulmak için bir araya getirme amacıyla “Astana Süreci” adı verilen üçlü bir girişim başlattı.
Bunun da ötesinde, NATO üyelerini kızdıran bir anlaşmayla Türkiye, 2017 yılında Rus S-400 hava savunma füze sistemlerini satın aldı. Washington, NATO müttefiki Türkiye'yi Rusya'dan yeni silahlar satın almaması konusunda defalarca uyardı ve Türkiye’ye ambargo uygulamaya başladı. Gelinen son süreçte ise, Batı dünyası Rusya'ya sert ekonomik yaptırımlar uygularken, Ukrayna krizi Erdoğan'a Putin ile olan ilişkisinde üstünlük sağladı. Ankara, Batı’nın yaptırımlarına katılmadı ve bunun yerine Rus oligarklarını, yatırımcılarını ve vatandaşlarını Türkiye'ye davet etti.
Erdoğan ve Putin, Tahran'daki son görüşmelerinin ardından Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Soçi tatil beldesinde bir ayda ikinci kez bir araya geldi. 5 Ağustos'ta Soçi'de düzenlenen dört saatlik bir toplantıda, ulaştırma, tarım, finans ve inşaat sektörlerinde işbirliğini artırma ve Rus gazının ödemelerinin bir kısmını Ruble ödeme konusunda anlaşma sağlandı.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov Cuma günü Soçi'de gazetecilere verdiği demeçte, "Putin ve Erdoğan, Soçi'deki görüşmeleri sırasında BRICS konusunu tartışabilirler" dedi. BRICS, dünyanın önde gelen yükselen piyasa ekonomileri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın baş harflerinin bir araya getirilmesi ile oluşan kısaltma. İlk BRIC zirvesi 16 Haziran 2009'da Rusya'nın Yekaterinburg kentinde gerçekleşti. Dört ülkenin seçilmiş liderleri BRIC üyeliğini resmen ilan ettiler ve Güney Afrika Aralık 2010'da bloga katılmaya davet edildi ve BRICS ile sonuçlandı. BRICS dünya ticaretinin yüzde 17'sini oluşturuyor ve üyeler dünya nüfusunun yüzde 45'ine ev sahipliği yapıyor.
Erdoğan, Suriye sınırının öte tarafında 30 kilometre derinliğinde bir tampon bölge oluşturmak için Suriye'nin kuzeyindeki Tel Rıfat ve Menbiç kentlerini ele geçirmek için başka bir askeri operasyon planlarken, Türkiye'nin Suriye operasyonu Soçi'de gündemin üst sıralarında yer aldı. İki şehir, Suriyeli Kürt silahlı grubu Halk Koruma Birimleri (YPG) tarafından kontrol ediliyor. Türkiye, YPG'yi PKK Suriye kolu olarak görüyor. Erdoğan, Putin'i Suriye operasyonu konusunda ikna etmeye çalıştı, ancak Putin kararlılığını koruyarak Erdoğan'ı Suriye'yi istikrarsızlaştırmaktan kaçınması konusunda uyardı ve Erdoğan’ı Suriye'de Esad ile bir çözüm bulmaya teşvik etti.
Türkiye, Rusya'dan yeşil ışık almadan Kürt güçlerini hedef alabilir, ancak bu durum operasyonun sınırlı kalması demek. Büyük çaplı bir operasyon için Türkiye'nin, büyük ölçüde Rusya tarafından kontrol edilen Suriye hava sahasını kullanması gerekiyor. Rusya, PKK'yı veya Suriyeli silahlı Kürt grupları terörist olarak listelemedi ve Kremlin'in asıl endişesi Kürt gruplar değil, İdlib'deki cihatçılar. Türkiye, cihatçı güçlerin son kalesi olan Suriye'nin İdlib kentini doğrudan kontrol edemese de, şehri Rus destekli Esad güçlerinden koruyor.
Rusya ve Rusya destekli Suriye rejim güçlerinin Şubat 2020'de İdlib'de 34 Türk askerini şehit etmesi olayının ardından Türkiye ile Rusya arasındaki gerilim tırmandı. Rusya, İdlib ve kuzey Suriye'de savaşan çok sayıda Kafkasyalı cihatçının geri dönüp Rusya'yı tehdit etmesinden korkuyor ve Türkiye'nin İdlib'deki cihatçı gruplarla ilişkisini uzun süredir eleştiriyor. Rusya'nın Suriye elçisi Alexander Lavrentiev, Eylül 2018'de Cenevre'de gazetecilere verdiği demeçte,İdlib’in Türkiye’nin kontrolünde olduğunu ve bölgede ılımlı muhalif gruplarla El Nusra gibi terörist grupları ayırt etme sorumluluğunun Ankara’da olduğunu söyleyerek Türkiye’yi cihatçılarla arasına mesafe koyması konusunda uyarmıştı.
Mart 2020'de Erdoğan ile yaptığı basın toplantısında da Putin, teröristlerin ve radikal unsurların arttığından ve yılın başından bu yana Rusya'nın işlettiği Hmeymim Hava Üssü'ne 15 kez saldırdıklarından şikayet etti. İki ülke arasındaki bir diğer çekişme noktası da Erdoğan hükümetinin Kiev'e Ukrayna'nın Rus saldırılarına karşı savunmasında etkili olan Bayraktar TB2 drone’larını satıyor olması. Erdoğan, Putin'in Tahran'da kendisinden Bayraktarları Rusya'ya satmaya başlamasını istediğini iddia etti, ancak Bayraktar TB2 üreticisi Baykar'ın CEO'su Haluk Bayraktar, Temmuz ayında CNN International'a verdiği röportajda “Drone’larımızı komşu Rusya'ya tedarik etmedik ve etmeyeceğiz. ” dedi.
Türkiye, Montrö Sözleşmesi kapsamında Çanakkale ve İstanbul boğazlarından Rus savaş gemilerinin Akdeniz'den Karadeniz'e geçişini sınırlayabildiğinden, Rusya Erdoğan ile yakın ilişkilerden yararlanıyor. Türkiye'nin hava sahası, Rusya'nın Suriye'ye ulaşması için de kilit öneme sahip ve Türkiye'nin enerji koridoru, Rusya'nın petrol ve gazını Avrupa'ya aktarması için en güvenli yol olmaya devam ediyor. Türkiye, Rusya'nın önemli bir stratejik ve ekonomik ortağı olmaya devam ediyor, ancak Türkiye, Ortadoğu'ya giden cihatçılar için tercih edilen geçiş rotası haline geldiğinden ve Suriye iç savaşının patlamasından bu yana IŞİD Türkiye'de aktif hale geldi. Erdoğan, Putin için giderek daha da güvenilmez bir ortak haline geliyor.