Suriye, 2011'de patlak veren iç savaştan bu yana toprak bütünlüğünü kaybetmiş durumda. Şu anda, büyük Avrupa ülkeleri ABD ile birlikte Suriye'deki Kürt grupların yanında yer alırken, Rusya ve İran ise Beşşar Esad rejimini doğrudan destekliyor. Çoğunluğu Sünni Müslüman bir ülke olan Türkiye'nin Suriye operasyonlarının temel argümanı ise, sınırdan gelecek tehlikeleri önlemek ve Suriyeli Müslümanlarla tarihi ve dini bağları sürdürmek.
Irak Kürtleri'nin Körfez savaşlarının ardından özerk yönetim kurmalarıyla, Türkiye’nin Iraklı Araplarla olan kara bağlantısı kesildi. Irak Kürtlerinin ardından Suriye Kürtleri de Türkiye sınırı boyunca “Rojava” olarak da bilinen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni kurdular. Gelinen sonuçta Türkiye'nin Arap devletleri Irak ve Suriye ile olan yaklaşık bin 300 kilometrelik sınırı şu anda Kürt silahlı grupları tarafından kontrol ediliyor. Türkiye, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile nispeten güçlü bağlar kurdu. Ancak Türkiye'nin Suriye sınırı, PKK’nın Suriye uzantısı olan Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve onun siyasi ayağı olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) tarafından kontrol ediliyor. Türkiye Balkanlar ve Orta Asya’daki Müslüman ve Türk halklar ile sınırlarını kaybederken şu anda da Arap dünyası ile sınırlarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya.
Öte yandan, Türkiye ve Türkiye destekli muhalif güçler Suriye'nin Afrin, El Bab, Azez, Cerablus, Tel Abyad ve Ras al-Ayn kasabalarını kontrol altına alınca, Ankara, Kürt kantonlarının birliğini başarıyla engelledi. Türkiye, 3 milyondan fazla nüfusa sahip İdlib ilini doğrudan kontrol etmezken, şehri kontrol eden cihadçıları Rusya ve Esad'ın saldırılarından korumaya çalışıyor. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Ekim 2019'da ABD birliklerini Kuzey Suriye'den çeken ani hamlesi, Erdoğan'ın Suriye'deki Kürtlere yönelik saldırısını teşvik etti. ABD ve Kanada ile hemen hemen bütün Avrupa ülkeleri Türkiye'ye silah satışını ya istemiyor yada askıya alıyor, neredeyse tüm Arap ülkeleri Türkiye'nin Suriye'deki Kürt kasabalarına yönelik askeri saldırılarını kınadı. ABD yönetimi, bölgede İŞİD’e karşı savaşan Araplar, Süryaniler, Ermeniler, Ezidiler, Çerkezler ve Türkmenler gibi bölgedeki diğer yerli etnik halkları içeren Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) dönüşen YPG'yi de destekliyor.
Rusya ve İran da, Türkiye'nin Suriye sınırı boyunca 30 kilometre derinlikteki bir güvenli bölge oluşturarak Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin evlerine dönmesine izin veren askeri operasyonuna karşı çıkıyor. Türkiye şu anda yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor ve Erdoğan hükümeti, özellikle İstanbul, Ankara ve Gaziantep gibi kalabalık şehirlerdekiler olmak üzere, yaklaşık 1 milyon Suriyeliyi Suriye'nin kuzeybatı ve kuzeydoğusundaki Türkiye destekli muhalefetin kontrol ettiği kasabalara ve şehirlere göndermeyi planlıyor. Erdoğan hükümeti, bu bölgelerdeki mültecilerin ekonomik durumunu iyileştirmek için ticaret ve sanayi bölgeleri kurmayı ve binalar inşa etmeyi planlıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 40 ila 80 metrekare arasında 250 bin adet blok ev inşa etmeyi hedeflediğini ve yıl sonuna kadar 100 bin konutun alıcılarına teslim edileceğini söyledi. Türkiye'nin tartışmalı STK'sı İnsani Yardım Vakfı (İHH), İdlib ilinde Ağustos 2016 ile Mart 2017 arasında
Türk askeri operasyonunun gerçekleştirildiği bölgede ve Halep'in kuzey kırsalında 25 binde fazla konut inşa ettiği medyada yer alıyor.
PTT, Türkiye'nin kontrolündeki Suriye kasabaları Azez, Marea, El Bab, Cerablus, Afrin ve Rai'de Türk çalışanları ve Suriye vatandaşlarına hizmet veriyor. Türk hükümeti aynı zamanda Cerablus, Ezaz, El Bab, Marea ve Ra'i'de hastaneler açtı ve Halep ve İdlib kırsalında Türk Telekom'a ait baz istasyonları inşa etti. Türk elektrik devi Akenerji, Azez'de elektrik santrali, Cerablus ve El Bab'da da elektrik şebekesi kurdu. Diyanet ise bölgedeki yüzlerce camiyi yeniledi ve şu anda Türk kontrolündeki bölgelerde 200'den fazla dini okul eğitimine devam ediyor. Gaziantep Üniversitesi Afrin'de eğitim fakülteleri, El Bab'da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Azaz'da şeriat bilimleri fakültesini açarken, merkezi Şanlıurfa'da bulunan Harran Üniversitesi, Haziran 2018'de El Bab'da bir şube açtı.
Balkanlar, uzun yüzyıllar Osmanlı’nın idaresinde idi. Ancak, 1830'larda ilk iki Balkan ulus devletinin, Yunanistan ve Sırbistan'ın kurulmasından ve 20. yüzyılın başlarındaki Türk-Yunanistan Savaşı ve daha sonra Yugoslavya'daki Sovyet egemenliği ve Sırplarla çatışma nedeniyle, milyonlarca Balkan Müslümanı Anadolu’ya göç etti. Bütün bu çatışmalar sonucunda Osmanlı tarihi Balkanlar'dan büyük ölçüde silindi. Türkiye, bir asır önce Sovyetler Birliği'nin kurulmasından sonra Orta Asya Müslüman-Türk milletleriyle olan dini, etnik ve tarihi bağlarını kaybetmişti ve 1990'da Ermenistan'ın kurulmasından bu yana Orta Asya Türk ülkeleriyle kara bağlantısını kaybetti.
AKP yönetimi, Suriyeli muhaliflerle yakın ilişkileri devam ettirmek ve İslam dünyasında Suriye'deki Sünni Arapların koruyucusu olarak görülmek istiyor. Görünen o ki Erdoğan rejimi Suriye'deki etkisini sürdürmek için farklı milletlerden cihatçıları ve Türk askerini bölgede konuşlandırmaya, Suriyeli gençleri paralı asker olarak dünyanın farklı yerlerine göndermeyi ve bir yandan da Suriye'de kontrol ettiği yerlerde önemli gelir kaynaklarına el koymaya devam edecek.