Varlıkla İmtihan
Kainatta herşey zıddıyla biliniyor.
İlahi kudret böyle bir kanun koymuş. Karanlık olmadan aydınlığı, hastalık olmadan sağlığı, yokluk olmadan da varlığı anlayamıyor insan.
Anlasa da kıymetini bilmiyor.
Belki de bu yüzden Efendiler Efendisi (S.A.S), “Beş şey gelmeden evvel şu beş şeyi ganimet bilip değerlendir: İhtiyarlık gelip çatmadan evvel gençliğin,hastalıktan evvel sıhhatin, fakir düşmeden evvel varlıklı olmanın, meşguliyetten evvel boş zamanın ve ölüm gelmeden evvel hayatın kıymetini bil, bunların hakkını ver!” buyuruyor.
Yaşananlara bir de bu cihetten bakmak gerek.
Çekilen sıkıntılar, yaşanan acılar elbette kolay atlatılabilecek şeyler değil ancak bir amaç uğruna ise katlanmaya değer.
Dönem;
Kimileri için Yusuf olma, kimileri için Yusuf'u anlatma dönemi.
Kimileri için Musa olma, kimileri için Musa'nın destanını kesme dönemi.
Kimileri için İbrahim olma, kimileri için ''nar'' ın ''nur'' u sönüdremeyeceğini dillendirme dönemi.
Kimileri için de insanlığın iftihar tablosu gibi kendinden önce gelen bütün peygamberlerin yaşadığının toplamından daha fazla ıstırap çekip, dünyanın kaderini değiştirmeye talip olma dönemi.
Allah kanunlarını değiştirmiyor.
Sonsuz rahmetiyle, zulmünü sınırsız sanan zalime mehil üstüne mehil veriyor.
Önemli olan mazlumun durduğu yer.
Durduğunuz yerden şüpheniz yoksa, yaşadıklarınız peygamberlerin, havarilerin, sahabelerin, hak dostlarının yaşadıklarıysa, işte o zaman bir anlamı var. Bu çileler, acılar, ıstıraplar varlığın önemini hatırlatıyor bize.
Zira bu zamanlar yokluk zamanları.
Elbette zulüm ilelebet devam etmez, edemez. Sonrası Allah'ın vaat ettiği varlık dönemi başlayacak. Asıl imtihan o zaman. Yoklukta çileyi paylaşanlar varlıkta ne yapacak?
UFUK YİĞİT