T24.com yazarı Barış Soydan Türkiye'nin görünmeyen problemlerinden birini aktardı. Türkiye'nin yetişmiş insan gücü hızla yurt dışına gidiyor.. Özellikle . Barış Soydan'ın anlattığı Yazılımcı sıkıntısı her sektörde yavaş yavaş hissediliyor..
“Bundan iki yıl önce, bir gün iş teklifinde bulunabileceğimiz yazılımcıların listesini çıkarmıştık,” diye anlatıyor yazılım kiralama alanında faaliyet gösteren internet şirketinin yöneticisi, “Listemizde 20 kişi vardı. Aradan iki yıl geçti. Kadromuzu genişletebilecek kaynağı nihayet bulduğumuzda gördük ki, listedeki 20 yazılımcıdan 18’i çoktan yurtdışına göç etmiş."
Yazılımcılar birer, ikişer Türkiye’yi terk ediyor. Bunda şaşıracak bir şey yok belki de. Türkye'de olduğu gibi Batı ülkelerinde de sonu gelmeyen bir yazılımcı açığı var. Küresel kapitalizmin küresel emekçileri onlar ne de olsa.
Ama düne kadar burada kalmayı tercih ediyorlardı. Burası önünde sonunda kendi memleketleriydi, sevdikleri insanlar, anaları, babaları buradaydı, şimdi durduk yerde ne gerek vardı vs.
Hava bir süre önce değişti.
“Bizim şirketten son dönemde dört kişi yurtdışına gitti," diyor, "Fintech" olarak adlandırılan finans teknolojileri sektörünün önde gelen şirketlerinden birinin kurucusu, "İşin garibi, daha yüksek ücrete gitmiyorlar. Üç aşağı beş yukarı aynı paraları alıyorlar gittikleri yerde. Avrupa'nın daha pahalı olduğunu düşünecek olursanız, hayat standartlarında ciddi bir düşüşü göze alarak gidiyorlar.”
Teknolojiye tapanlardan değilim. Yazılımcılık da, doktorluk, öğretmenlik veya ev kadınlığı gibi bir iş neticede. Hiçbir iş kutsal değil. Veya hepsi birden kutsal.
***
Ama ortada bir gerçek var: Dünya şu sıralar, yazılımcılar tarafından geliştirilen yeni teknolojiler (nesnelerin interneti, büyük veri vs.) öncülüğünde büyük bir değişimden geçiyor. Türkiye hiçbir zaman yazılımları ve yazılımcılarıyla tanınan bir ülke olmamıştı. Ama bu değişime kör topal ayak uydurmaya çalışıyorduk. Bir avuç yazılımcının da göçüp gitmesi, değişimi tribünden çekirdek çitleyerek izlemekten başka bir anlam taşımıyor.
Tarihçi Yuval Noah Harari, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bestseller olan kitabı Sapiens’te, Amerika’yı keşfedip yağmalayan İspanya dururken, Hollanda’nın nasıl Avrupa’nın finans merkezi olabildiğini, kapitalizmin neden oradan çıktığını tartışır.
Çünkü kapital, yani sermaye sahipleri, İspanya yerine Hollanda’yı tercih etmişti. Orada daha öngörülebilir, “kötü sürprizlerle” karşılaşmayacakları bir sistem vardı.
Geçmişte hangi ülkenin “ileriye” gideceğini kapital, yani sermaye sahipleri belirliyordu. Bugün bilgi, sermayenin yerine aldı. Hangi ülkenin “ileriye” gideceğini artık bilgiyi elinde tutanlar belirliyor.
Memleketin az sayıdaki yazılımcısını Avrupa’ya kaptırmanın sonuçlarını bir de böyle düşünmekte yarar var.