Çoğunluğu Türk okullarında öğretmenlik yapan ve öğrenci olan yolcular özellikle geceleri bombalamaların yaşandığını anlattı. Öğretmenler, mümkün olan en kısa zamanda geri dönmek istediklerini ifade etti.
Yemen'de yaşanan olaylar nedeniyle bugün de başkent Sana'dan 200'ü Türk vatandaşı toplam 223 kişilik kafile Atatürk Havalimanı'na geldi. Türkiye'nin Sana Büyükelçisi Fazlı Çorman'ın çabalarıyla 12.45'te Yemen’den havalanan THY uçağı 17.14'te Atatürk Havalimanı’na indi. Yolcular işlemlerin ardından yakınlarına kavuştu. Bazı aileler gözyaşlarını tutamadı. Kimi aileler de Yemen’de doğan torunlarını ilk kez gördü.
Türk okulunda öğretmenlik yapan ve okulda ikamet eden Ahmet Karagöz, ilk günlerde bombardıman seslerinin uzun süre devam ettiğini söyledi. Bombardımanla birlikte öğrencileri alt kata indirdiklerini kaydeden Karagöz, daha sonra evlerine gönderdiklerini anlattı. Geceleri bombardıman sesleri ile uyuyamadıklarını belirten Karagöz, 9 gün boyunca tahliye edilmeyi beklediklerini kaydetti. Karagöz, "Öncesinde gelemedik, çünkü eğitim devam ediyordu. Şu an eğitim durdu. Artık devam etmeyecek diye bir açıklama yaptılar. Oradaki kurumları gözetmek için birkaç kişi kaldı. Ailemle daha görüşmedim. Kahramanmaraşlıyım, oraya gideceğim inşallah. Daha görüşemedim çünkü anlatamadım. Atlatsam sonuçta anne baba. Bir ara telefonla konuşurken bomba düştü, annem ne olduğunu sordu, telefonun çınlattığını söyledim. Nasip olursa, her gidişin bir dönüşü olduğu gibi yeniden biz döneceğiz inşallah." diye konuştu.
Bir yaşındaki oğlu Mustafa Osman ve eşi ile gelen Ayşe Oğuz da patlama seslerinin geceleri daha fazla olduğunu söyledi. Oğuz, "Yemen'de savaş oluyor. Gündüz bir şey yok. Geceleri patlamalar oluyor. Dışarı çıkmayınca evde güvende oluyorduk." dedi.
İlahiyat öğrencisi Mehmet Fatih Güvercin, "Yemen sabretti sabretti, şu döneme kadar geldi desek doğrudur. İşte biz de bekliyorduk, temenni ediyorduk, dua ediyorduk. Sadece bizim Rabb'imiz var. Kimsemiz yok yani." ifadelerini kullandı.
İstanbul'a aileleri ile gelen çocuklar da patlama seslerinden korktuklarını dile getirdi. Çocuklar, korksalar da savaş bittikten sonra Yemen'e tekrar dönmeyi istediklerini söyledi.
Öğretmen olarak görev yapan Zeynep Sağdık, eşi, iki oğlu ve kayınvalidesiyle Türkiye’ye geldi. Sağdık, "Sana’dan geliyoruz. Haberlerden takip edildiği üzere sürekli bombalanıyor. Akşamları özellikle başlıyor sabaha kadar. Sabah biraz sessizlik oluyor sonra akşamları yine devam ediyor. O sesleri duyunca ister istemez insan endişeye kapılıyor. Genel müdürümüz şu anda orada, okulumuza vekaleten. Birkaç tane de öğrenci arkadaş var." diye konuştu.
Sağdık’ın eşi Emre Sağdık da "Ülkemize geldiğimiz için mutluyuz. Ama birkaç arkadaşımızı bıraktık. İçimizde buruk bir sevinç var. Yemen halkına Türk halkı bol bol dua etsin. İnşallah en kısa zamanda bu çılgınlık biter." dedi. Uçakların özellikle akşamları bombaladığını aktaran Sağdık, "Bizler de evlerimizin iç kesimlerin de oturuyorduk. Gündüzleri pek bir şey olmuyor, normal hayat devam ediyordu. İnşallah en kısa zamanda mümkün olursa dönmek istiyoruz. Ben matematik öğertmeniyim. Evimiz, arabamız, arkadaşlarımız orada. Yemen’de tanıdığımız insanlar orada. İnşallah kısa zamanda biter biz de işimizin başına döneriz." temennisinde bulundu.
Oğlu ve geliniyle birlikte Türkiye’ye dönen Ayşe Sağdık, THY ve konsolosluğa teşekkür etti. Anne Sağdık, "Orada bizden insanları bırakıp gelmek çok acı verici. Müslümanlara bunların olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yemenli bir komşumuz ‘yolda yersiniz’ diye bize yiyecek getiriyorlar. O hallerinde bile bizi düşünüyorlar." diye anlattı.
Kızı, damadı ve torunlarına kavuşan İsa Ünal, çok dua ettiklerini belirtti. Ünal, "Çok şükür, onlar orda sıkıntı içindeyken biz tabi burada rahat olamazdık. Sabahlara kadar dualar ettik. Ara sıra mail'le internetten görüşebiliyorduk. Allah kimsenin başına vermesin Allah bütün insanlığı korusun. En az onlar kadar sıkıntı çektik. Eşim de çok duygusal, dualar ettik, tanıdıklarımızdan dua etmelerini istedik. Rabb'ime şükür kavuşturdu bizi." şeklinde konuştu.
Karmaşık duygular içerisinde olduğunu kaydeden Azize Ünal, "Buruk bir sevinç yaşıyoruz. Aklımız hala orda. Allah yar ve yardımcıları olsun, kurtuluşa erdirsin. Onları o durumdan kurtarsın, bizi de o duruma düşürmesin inşallah. Baştakilere akıl fikir versin." ifadelerini kullandı. Ünal çifti, daha önce gördükleri Fatih adlı torunları ile ilk kez gördükleri Arda adlı torunlarına sarılarak hasret giderdi.
Öğrenci Ayşe Cengiz, olayların kendisinin yaşadığı yere uzak olduğunu söyledi. Kendilerine karşı bir tehdit bulunmadığını ifade eden Cengiz, "Son günlerde sesler daha çoğaldı. Çoğalacağı da söyleniyor, inşallah olmaz." şeklinde konuştu.
4 Eylül’de Yemen’e gittiğini anlatan öğrenci Gökçe Yaşar, "19 Eylül’de başladı, sonra 19 Ocak’ta derken 26 Mart’a kadar sürekli olaylar oldu. İnşallah Rabb'im Yemen halkını korur. Çok masum, iyi insanlar. Manevi olarak çok güzel bir ülke. Ama çok sıkıntı çekiyor. Halkı gerçekten bunu hak etmiyor." dedi. Sokak çatışmasının olmadığını anlatan Yaşar, hava saldırısı yaşandığını belirtti.
Kızına kavuşan anne Rafiye Yaşar, "Hem üzüntü hem sevinç hepsini aynı anda yaşadık. Hamdolsun Rabb'imize. Çok dua edenlerimiz vardı. Rabb'im oradakilere de sağlık sıhhat versin." şeklinde konuştu. Kızından haber almadan yastığa başını koyamadığını, yemek yiyemediğini aktaran anne Yaşar, "Yatacağım kızım sağ mısın, sabah namazına kalkıyorum kızım iyi misin. Ben kızımın gidişinden de mutluyum gelişinden de. Öğrenciydi, öğretmen olacak inşallah." diyerek duygularını dile getirdi.
CİHAN