Hocaefendi, sohbetinde şu konuları anlattı:
* Asırlar var ki, kalb dili ihmale kurban gitti; gönüllerdeki heyecan dineli, gözlerdeki yaş kuruyalı hayli zaman oldu; şeytan ve avenesi, son dönemdeki ümit ve emel mecmuasını da kirletti.
* Gönül dünyasının dirilişe muhtaç olduğu bir dönemde daha bir “Hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork; bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işaret ve bir öpmekte batma!..”
* Doğru Müslümanlığı Râşid Halifelerin ve onların izinde gidenlerin hayatında aramalısınız; zira onlar, adım adım Rehber-i Ekmel Efendimiz’i takip etmiş ve O’nun Allah’a ulaştıran izlerine göre yürümüşlerdir.
* Anama da bu kadar tatlı “Anam!..” demedim, o da darılmasın!..
* Müslümanlık, iddia değildir; o, Kur’an’ın insan davranışlarında kristalleşmiş şekli ve hayatın ta kendisidir.
* Nefis, hilkat itibarıyla kurbete açık özelliğinin yanında, ihmal edilip yüksek ufuklara yönlendirilmediği zaman bir zift kaynağı haline gelme konumundadır.
* Nefis, ciddi bir seyr u sülûkla, cismâniyete ait zulmetleri arka arkaya yırtıp emmârelikten kurtularak, levvâme, mülheme, mutmainne, râdiye, mardıyye ve sâfiye gibi mertebelere sıçramak suretiyle müzekkâ hale gelebilir.
Bütün sohbetlere herkul.org ve ozgurherkul.org sitelerinden ulaşabileceğiniz gibi, bu sohbeti de hem ses/video olarak hem de yazıya dökülmüş haliyle şu linkte bulabilirsiniz