CUMA KARAMAN
Renk ve deseni tat ve kokusuyla baharında newrozu ile beraber müminlerin ruhlarını ve kalplerini saran bu büyüleyici zaman dilimin adı hiç şüphesiz Ramazan ayıdır. Bu ay müminler için değerler üstü değer ifade eder. Çünkü yüce İlahi beyan bu ayda inmiş, hak ve batıl yolları bu ayda birbirinden ayrılmıştır. Müstakim doğru yol Yüce Nebiyle bu ayda temsil edildi. Kula kul olma inancı yerine tevhit inancı gönüllere hakim kılındı. Marufun ve münkerin sınırları bu sayede belirlenmiş oldu. Cehalet en büyük düşman olarak görüldü. Zaten inen ilk ayetiyle okumayı öğrenmeyi düşünmeyi ve araştırmayı emir buyurdu. İnancın temelleri toplumda yerleştikten sonra ibadetler peyderpey emir ve teşvik edildi. İyilik teşvik edildi, kötülükte men edildi. İnsanlık küfrün karanlığından imanın aydınlık iklimine erdi.
Yeni bir devir ve dönem için yepyeni bir çağın kapısı açıldı. İnsanlık geçmişin esatir hurafe ve totemlerine inanmak zorunda artık olmadığını getirdiği ilim hikmet ile bunlara ihtiyaç bırakmadı. Her şeyden önce bireysel ve toplumsal hayatın temeline ahlak ve eşitlik olarak adaleti koydu. İnsanlık binası artık bu iki temel üzerinde yükseliyordu. Vicdan izan ve iman merkezli bir toplum inşa ediliyordu. Diğerkâmlık ve empati düşüncesi gönüllerde yer edindi. İnsanlığın iyilik adına ihtiyaç duyduğu bütün iyilikler ve güzellikler teşvik edildi. İnsanın zararına olan bütün kötülüklerde men edildi.
İnsan zatında değerli bir varlık olduğunu ifade buyurdu. İnsanın şeref ve onurunu rencide edici davranışlar yasaklandı. Toplum hayatında önce ahlak ve adalet ilkeleri ikame edildi. Çünkü bunlar bilateşbih metropolde trafik kuralları gibidir. Aksi ise kaos kaçınılmaz olur. Zaten dinin bu iki önemli ilkesinin temsili nispetinde fert ve toplumun dindar olacağı her izahtan varestedir. Maalesef dinin bu iki temel ilkesini temsil etmeyenler ise dini temsil edemezler.
Taklit yoluyla atalara bağlı inancın yerine düşünerek araştırarak tahkik yoluyla inanma yollarını açtı. Gelenek kültürün faydalı yanlarını olduğu gibi kabul etti. Hurafe olanları ise aklın mantıkın ve ilimin ışığında reddetti. Kul hakkını en önemli hak olarak bütün hakların önüne koydu. Doğuştan gelen hakların gasp edilmesine hiç bir gerekçenin ileri sürülemeyeceğini yüce Nebi kendi hayatında bizatihi tatbik etti. Farklılıkları toplumda üstünlük olarak değil zenginlik olarak gördü. Sadece takvayı ölçü aldı. (Takva konusu çok önemli bir konu. Onu burada izah etmeye kalkmak yazının çerçevesini aşar. Onu başka bir yazıda inşallah ele alırız.)
Mabetler kutsal olarak ilan edildi. Sefer sadece bile üç mescit için uygun görüldü. Farzlar müminler için müeyyide olarak nafileler ise kişinin arzu ve isteğine bırakıldı. Sevap olarak daha çok hayır hasenat yapmayı teşvik etti. Emin sıfatı olarak güveni fert ve toplumda öne çıkardı. Yalanı bir lafzı küfür olarak gördü. Ticarete veya herhangi bir konuda aldatan bizden değildir prensibini ikame etti. Toplumda kardeşliği tesis etti. Farklı din ve kültürlere mensup olanlarla ortak sözleşme metinini maddeler halinde ortaya koydu. Barışın esas savaşın ise tali olduğunu beyan etti. Hep savunmada kaldı. Esirleri dil öğretmeleri karşılığında serbest bıraktı. Mukavelelere sadık kalmayı borçları mutlaka şahitler huzurunda yazmayı emretti.
İşte Ramazan bunun için müminlerin hayatında önemlidir. Çünkü Kur’an ve sahih hadislerde ifade edilen emir ve nehiyleri hatırlamak ve onları hayata uygulamak için bir temrin ayıdır. Hesap görme ve hesap verme ayıdır. Ramazan-ı şerifinizi tebrik ve tes’id eder. Hakkımızda baisi rahmet ve sebebi mağfiret olmasını Rabbimizden niyaz ederim.