Aktif Eğitimciler Sendikası Adana Şube Başkanı Ömer Yılmaz, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının büyük sıkıntılarla başladığını, terör olaylarının da bu sıkıntıların adeta tuzu biberi olduğunu söyledi.
Ankara'daki patlamada hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Yılmaz, patlamanın ülkenin birliğine, barışa ve kardeşliğe vurulan bir darbe olduğunu belirtti. Eğitim camiasının 2015-2016 eğitim-öğretim yılına büyük sıkıntılarla girdiğini ifade eden Yılmaz, kurumların fiziki ve teknolojik problemleri varken bir de terör olaylarının tırmanmış olmasının o coğrafyalarda görev yapmakta olan öğretmenlerin şartlarını ağırlaştırdığını anlattı. Öğretmenlerin yaşamlarından endişe duyarak kutsal görevlerini icra etmeye çalıştığını kaydeden Yılmaz, yetkililerin ise bu konuyla ilgilenmediğini savundu.
Eğitimin acil ve temel sorunları dururken bakanlığın yetiştirme kursları açma telaşında olduğunu söyleyen Yılmaz, kurslar ile başarı elde edilemeyeceğini anlattı. Okullarda, öğrencilerin bu kurslarda kullanacağı materyallerin bulunmadığını kaydeden Yılmaz, normal ders saatindeki şartların aynen kurslarda da sunulduğunu ve bu durumda başarının gelmeyeceğini ileri sürdü. Kursların plansız, projesiz, alt yapısı tam oturtulmamış olduğunu ve materyal (test, soru kitapçığı vb.) olarak ciddi eksiklikleri bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "Bu şartlarda altında öğrenci ve öğretmenlerimizin zamanları heba edilmiş olacak ve devlet hazinesinden ise ciddi rakamlar çıkacaktır. Bu sebeplerden dolayı bakanlığımızın bu alanı çok zorlamaması gerektiğini düşünmekteyim. Profesyonel bir şekilde kurs faaliyetlerini yapan dershane, etüt merkezleri vb. kurumların MEB'e alternatif değil bilakis onları destekleyen kurumlar olduklarına ve bu işlere devam etmesi gerektiğine inanıyorum." dedi.
SURİYELİ ÇOCUKLAR İÇİN UYGUN DERSLİKLER TAHSİS EDİLMELİ
Eğitimde başka bir sorunun da Suriyeli mülteciler olduğunu vurgulayan Yılmaz, Suriyelileri ikamet ettiği mahallede en yakın okulun alma zorunluluğunun doğru olmadığını iddia etti. Suriyeli çocukların kendi dillerini de bilen öğretmenlerin rehberliğinde, sadece onların geldiği merkezi dersliklerde eğitim-öğretim görmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, "Uygun okullarımızın derslikleri tahsis edilmeli ve bu şekilde önce Türkçemizi öğrenmeleri sağlanmalıdır ardından sınıflara verilmelidir. Aksi durumda normal sınıflara dağıtıldığında sınıf atmosferi kaybolmakta ve bu öğrencilerimize de somut bir şey verilememektedir; yani 'ensar'lığı 'mış' gibi yapmış olmaktayız." ifadelerini kullandı.
İMAM HATİP SAYISI İHTİYAÇ KADAR OLMALI
İmam hatip okullarının ihtiyaç kadar olması gerektiğini ifade eden Yılmaz, bu okulların bir siyasi yapının ya da zümrenin okulları gibi algı oluşturulmasının en fazla bu kurumlara zarar verdiğinin altını çizdi. Sistematik olarak oluşturulmaya çalışılan bu algıdan derhal vazgeçilmesi gerektiğini dile getiren Ömer Yılmaz, "Her ne düşüncede olursa olsun öğrencilerimizin ve velilerimizin gönül rahatlığı ile buralara gelebilmeleri sağlanmalıdır. Bu okulların başarılı olması gerçekten isteniyorsa öncelikli iş olarak 'sayısı ne kadar çok olursa o kadar iyidir' düz mantığından uzaklaşılmalı ve bu okulların niteliği arttırılmaya gidilmelidir. Bunun için örneğin; okullarımızın tercih edilen okullar olması için gerekirse bu okullarda çalışmak isteyen öğretmenler eskiden uygulanan fen liselerinde olduğu gibi ,hoş MEB bundan da vazgeçmiş durumda, sınavla belirlenmeli, okullarımızın fiziki altyapıları iyileştirilmeli ancak bu şekilde istenen başarı gelecektir." diye sözlerini tamamladı.
CİHAN