Yerel gazeteler pandemiyle birlikte giderek ekonomik darboğaza düştü, doların artışıyla birlikte de neredeyse çıkmazda. Kağıt ve matbaada dışa bağımlı hale getirilen basın sektörünün önemli bir parçası olan yerel gazeteler, ayakta kalma mücadelesi veriyor. Kağıt fiyatları 15 günde bir değişiyor. Kalıp, boya ve kimyasallarda yüzde 300’lere varan maliyet artışı söz konusu. Yerel gazetelerin gelirinin büyük kısmını sağlayan Basın İlan Kurumu’nun verdiği ilan ve reklam fiyatı ise ortalama 15 TL. Ancak bu fiyatın üzerinden 1 yıl geçti, ekonomik yük katlandı.
Tüm bu hızlı ve kontrol edilemez yükselişin karşısında yerel gazetelerin temsilcileri, çoğu zaman istedikleri malzemelere ulaşamadığını söylüyor. Gazeteler, “Nasıl daha az zarar ederiz” hesabı yapıyor.
Kuzey Ekspres Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fatma Yavuz, “Nasıl yapacağız bilmiyorum” diyerek sözlerine başladı. Yavuz, şöyle konuştu: “1,40 TL’ye bastığım gazeteyi yılbaşından itibaren 2,90 TL’ye basacağım. Bu bir yıllık yükseliş, son iki aydır da 1,60 TL’den basıyorduk. Not da düşüyorlar dolar kuruna göre güncellenir diye. Bu sadece kağıt ve basım.”
Özel ilanların yok denecek kadar az olduğunu ifade eden Yavuz, “Basın ilan ne destek verecek bilmiyoruz. İlanlara zam yapacak mı, gelirimiz artacak mı bilmiyoruz. İki ara bir deredeyiz. Gazetemizi kapatmayacağız ama zorlanacağız. Ayakta durmaya çalışıyoruz. Biraz el insaf artık halimiz kalmadı.”
AYAKTA DURMAK ZOR
Mersin İmece Gazetesi İmtiyaz Sahibi Sinan Koç ise Cumhurbaşkanlığı’nın, kamu kurum ve kuruluşlarıyla belediyeleri kapsayan tasarruf genelgesiyle kamu kurumları ve belediyelerden gelen ilanların durdurulduğunu hatırlattı. Koç, “Daha önce büyükşehir belediyesinin daire başkanlıkları abone oluyordu. Bunu engellediler. Bunlarla birlikte çıkmaza girdik” dedi. Abonelerin de kısıtlandığını aktaran Koç, şunları dile getirdi: “15 günde bir kağıt fiyatı değişiyor. Bunların karşısında ayakta durmak zor. Maliyet yüzde 100’ü geçti. Gazete satışı da yok. Hal böyleyken ilan ve abone durdurulunca nasıl ayakta kalacaksınız? Borçlanarak günü kurtarmaya çalışıyoruz. Bir yerden borç alıp diğer borcu kapatıyoruz. Yerel gazeteler kapanma noktasına gelecek. Basın ilan kurumunun mevcut ilanlarından başka gelen bir şey yok.”
18 YILIN KESKİN VİRAJI
Akdeniz Gerçek Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Songül Başkaya da “Anadolu basını pandemi ile entübe olmuştur. Basın İlan Kurumu’na bağlı olan bir gazete olarak yaklaşık 18 yıldır geldiğimiz en keskin virajdayız. Sadece Anadolu basını değil, demokrasi, basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkının garantisi olarak gazetelere, özellikle de yerel gazetelere destek verilmelidir” ifadelerini kullandı. Gazetelerin en büyük maliyeti olan baskının dolarla birlikte adeta uçtuğuna dikkat çeken Başkaya, şunları söyledi: “Sözleşmelerimize rağmen bu yıl iki kez zamlanan baskı maliyeti gazetelerimizi zorlamaktadır. O yüzden kısa vadede dövize endeksli mürekkep, kağıt ve baskı için vergi indirimi getirilmelidir. Yüzde 18 olan baskı ve kâğıttaki KDV, yüzde 1 olmalıdır. En kalıcı ve gerçekçi çözüm ise kağıtta dışa bağımlılıktan kurtulmaktır. Bu süre zarfında ise geçmişte verilen kağıt desteği, nakdi olarak verilmelidir. Basın İlan Kurumu tarifesi ve komisyon oranı da güncellenmelidir. Komisyon yüzde 15’ten yüzde 5’e çekilmeli, tarife de en az yüzde 50 artırılmalıdır. Belediyelerin meclis gündemi BİK tarifesi üzerinden gazetelerde yayınlanmalıdır. Bu zorunluluk olarak yönetmeliğe girmelidir. KOSGEB’in Anadolu basını için en az yüzde 50 hibe içeren özel destekler vermesi sağlanmalıdır. İktidar, muhalefet tüm partileri yerel basın desteği için harekete geçmeye çağırıyorum. Ayrıca önerim iller bazında gazetelerin örgütlenmesi ve bu çağrıları manifesto olarak yayınlamasıdır.”
Önümüzdeki yol karanlık
Güneydoğu Yerel Gazeteciler Derneği Başkan Yardımcısı Mesut Fiğançiçek, yaşanan sorunları şöyle anlattı: “Dövizde yaşanan yükselişle TL’deki değer kaybı, kağıt, kalıp, boya ve kimyasallarda yüzde 300’lere varan bir maliyet artışına neden olması yetmezmiş gibi elektrik ve doğalgaz artışlarının da yarattığı ek maliyetler işin içinden çıkılmaz bir hal aldı. Bunlarla berber vergilerde ve SGK prim ve muhtasarlarında da ismi konulmamış bir artış var. Gelirimizin kahır ekseni BİK üzerinden aldığımız ilanlar ve bunlardaki artış yılın başında gerçekleşti ve sütun santimi fiyatı KDV hariç 15 TL olarak belirlendi. Aradan neredeyse geçen bir yılda bu fiyat yerinde duruyor ve tüm girdilerimizde yüzde 300’e yakın oranlarda fiyat değişimi yaşandı. Basit bir örnekle 50x70 cm 500’lük bir top 3. Hamur kağıdın yılın başında 80-90 lira aralığındayken bu haftaki fiyatı 280 TL’ye kadar yükseldi. Maliyetlerde, içinden çıkılmaz bir hale gelen ve sürekli artan bir istikrarsızlık ve çoğu zaman istediğimiz malzemelere ulaşamadığımız bir durum söz konusu.
Ne yazık ki hiçbir önlem alamıyoruz; tek hesabımız “nasıl daha az zarar ederiz?” Çalışan maaşları, SGK ve muhtasar giderlerinde de aylara göre bir değişim söz konusu oluyor. Ödeme almamız için getirilen “borcu yoktur” yazısı vergileri öncelememizi zorunlu kılıyor. Önümüzü göremez halde karanlık bir yolda ilerliyoruz ve maalesef bir öngörümüz de yok ama taleplerimiz var. SGK primleri ve vergilerde basın kuruluşlarına pozitif ayrımcılık uygulanmalı. Gazete kağıdı, kalıp vb malzemelerde vergi indirimleri, İlan sütun santim fiyatlarında, artışları dengeleyecek bir düzenleme yapılması.”