BURSA (A.A) - Bursada düzenlenen 2. Uluslararası Felsefe
Kongresi, başladı.
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek, üniversitenin fen
edebiyat fakültesi felsefe bölümünce Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezinde
gerçekleştirilen kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, sosyal bilimler alanında
kongre düzenlemenin çok zor olduğunu, şehir ve felsefe temasını işleyecek
kongreden çıkacak sonuçların şehir ve toplumsal hayata katkı sağlayacağına
inandığını söyledi.
Vali Yardımcısı Hasan Basri Kartal ise felsefenin geçmiş dönemden günümüze
yoğun bir biçimde doğuda yaşandığını ve en büyük felsefecilerin doğudan çıktığını
ifade etti. Günümüzde şehirlerde yaşanan şiddetin azalmasında kullanılacak
kavramların çok önemli olduğunu belirten Kartal, Ben Mersinin Yenişehir
ilçesinde kaymakamlık yaptım. Mersinde bir bloklaşma var. Ancak bunu Kürt
popülasyonuna bağlarsanız hata edersiniz. Bunu şehre bağlamak gerekir.
Gaziantepte daha çok Kürt vardır ama burada şiddet yoktur. Çünkü Gaziantepte
şehirleşme daha ileridir. Bu nedenle burada terör olmadığı için şiddet daha
azdır diye konuştu.
Kongre başkanı Prof. Dr. A. Kadir Çüçen, ABDden Irak ve İrana kadar farklı
coğrafyalardan konuşmacıların katılacağı, iki gün sürecek kongrede, şehir ve
felsefenin bir araya geliş öyküsünün gözler önüne serileceğini belirtti.
-Kentsel dönüşüme felsefeciler de dahil edilmeli-
Kongrenin açılışından önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan İstanbul
Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şafak Ural, şehrin bir bina
topluluğundan ibaret olmadığını dile getirdi. Ural, başlatılan kentsel dönüşüm
çalışmalarında felsefecilerin de sürece dahil edilmesi gerektiğini vurgulayarak,
şunları kaydetti:
İnsanlar anılarını ve sosyal yaşantısını şehrin ortaya çıkardığı değerler
ile tanımlar. Şehir anılarımızı ilişkilendirdiğimiz bir değerdir. Bütün anılar,
hatıralar şehrin bir parçası, tanımlayıcıdır. Şehrin insan hayatındaki önemi,
kişinin bilincini oluşturması bakımındandır. Medeniyet kelimesi, Medineden yani
şehirli olmaktan gelir. Yani medeni olmak bir yerde şehirli olmak demektir.
Kentsel dönüşüm kaçınılmaz bir olgudur. Özellikle büyük kentlerde bu olguyu bir
kenara atamayız. Kentsel dönüşüm olmalı mıdır- sorusu yerine Nasıl olmalıdır-
diye sormak gerekir. Anılarımız, geçmişimiz şehrin içerisinde olduğu için
bunların ne kadar korunabileceği sorundur. Bence dönüşüm aşamasında bir felsefe
grubunun yer alması faydalı olur.
13 Ekime kadar sürecek kongrede 20si yabancı olmak üzere toplam 80
akademisyen bildiri sunacak.
Muhabir: Metin Aktaş / Cem Şan
Yayıncı: Doğan Sarıtaş