Anıtkabirdeki bilinmeyen ayrıntı

Anıtkabirdeki bilinmeyen ayrıntı -Prof. Dr. Emin Barın ile Anıtkabirin kitabelerini yazan ressam-hattat Etem Çalışkan, 59 yıl önce deri üzerine yazılan Atatürkün ölüm tutanağının gümüş muhafazada Büyük Önderin kabrine gömüld


ADANA (A.A) - Ali Güreli - İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile Anıtkabirin kitabelerini yazan ressam-hattat Etem Çalışkan, 59 yıl önce deri üzerine yazılan Atatürkün ölüm tutanağının gümüş muhafazada Büyük Önderin kabrine gömüldüğünü bildirdi.
     Hattat Prof. Dr. Emin Barın ile Anıtkabirin kitabelerini yazan ve günümüzde yaptığı Atatürk resimleri ile bilinen Etem Çalışkan, Adana Büyükşehir Belediyesinin Altın Koza etkinlikleri kapsamında bu yıl 14üncüsü düzenlenen 13 Kare Sanat Festivali için davet edildiği kentte, okullarda öğrencilerle söyleşi yaptı.
     Öğrencilere, sanatı, anıları ve hayata bakış açısı üzerinde sunumlar yapan ve Anıtkabir ile ilgili hayatının en önemli dönemini anlatan Çalışkan, kendi el yazısıyla Atatürk portrelerinin üzerine, Atatürkün sözlerini yazıp imzasını da atarak eğitim kurumlarına hediye etti.
     Öğrencilerin sorularını yanıtsız bırakmayan, onlarla şarkı söyleyen ve imzalanan okul formasını giyerek objektiflere gülümseyen gazeteci, hattat ve ressam Etem Çalışkan, 1953 yılının yaz aylarını unutamıyor.
     Çalışkan, AA muhabirine, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisindeki öğrenciliğinin ikinci yılını anlattı. Akademinin afiş atölyesinde öğrenciyken, 1987 yılında vefat eden Prof. Dr. Emin Barından yazı dersi aldığını belirten Çalışkan, yaşamı boyunca büyük onur duyacağı bir çalışmayı, yine o yıl hattat Emin Barın ile yaptığını söyledi.
     Emin Barının yazı üzerine Almanyada öğrenim gördüğünü, dolayısıyla yazının hem kitabelerde, hem de kağıt üzerinde ne olduğunu uygulamasıyla bilindiğini aktaran Çalışkan, Anıtkabir inşaatının yapımı da o yıl bitecekti. Daha önce uluslararası yarışmalar açılmış, ihaleler yapılmıştı. Anıtkabirin yazı işi, verdiği projeyle Emin Barında kalmış. Böylece Anıtkabirin yazısını Emin Barın üstlenmiş oldu dedi.
    
     -Anıtkabirin kitabelerini yazacağız-
    
     Etem Çalışkan, Emin Barının kendisine o yaz birlikte çalışacaklarını söylediğini belirterek, şunları anlattı:
     Emin Barın hocama ne yapacağımızı sorduğumda, bana Anıtkabirin kitabelerini yazacağımızı söyledi. Önce anlamadım, hocamın söylediğindeki sorumluluğu ve yüksek onuru birden kavrayamadım. Ama bildim ki, hocam bana iyi bir görev verdi. Daha sonra yazılacak projeleri gördüm. Anıtkabirdeki kulelerin ayrı ayrı isimleri var. Bu kulelerin içine yazılacak yazılar, Ankara da yetkililer tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenmiş. Bu yazılar hocama gönderildi. Oturup kartondan yazı kalıpları hazırladık günlerce. Ben ölçülerine göre bu yazıları kağıt üzerine metrelerce yan yana yapıştırarak yazdım. Onları hocam kontrol eder, daha sonra Anıtkabire götürür, oradaki taş işçilerine teslim ederdim. Daha önce götürdüğüm ve taş işçilerinin yaptığı işleri de kontrol ederdim. Çok onurlu ve sorumluluk taşıyan bir işle karşı karşıya idim. Anıtkabirin şeref holünde sağlı sollu duvardaki kabartmaları yapanlar, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisindeki bölümlerin hocalarıydı. Onları görünce heyecanlanırdım. Anıtkabire gittiğimde sık sık zamanın Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlunu görürdüm. Dönemin Başbakanı Adnan Menderesi, Cumhurbaşkanı Celal Bayarı da gördüm. Çünkü herkes çalışmaların bitirilmesini takip ediyordu.
    
     -Deri üzerine yazılmış Atatürkün ölüm tutanağı-
    
     Çalışkan, 10 Kasım 1953te Atatürkün naaşının Etnografya Müzesinden alınarak Anıtkabirde defnedildiğini anımsattı.
     Defin işlemi sırasında Emin Barın ile Anıtkabirde bulunduğunu söyleyen Çalışkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     Emin Barın hocam bana bir daha hiç göremezsin gel beraber dedi. Aşağıya indik. Atatürkün beyaz mermerlerden çevrili mezarını gördüm. Anadolunun her yerinden getirilen topraklar buraya serpilmiş. Hocamın elinde de kendi deri üzerine yazdığı ve gümüş muhafaza içindeki Atatürkün ölüm tutanağı vardı. Bu tutanak oraya yerleştirildi. Gümüş muhafaza içinde Atatürkün kabrine gömülen ölüm tutanağını ben gördüm biliyorum, Emin Barın hocam gördü biliyor, ama belgesi yok. Şimdi toprağın altında. En büyük üzüntüm, bu tutanağın fotoğrafını çekmemek veya çektirmememiz oldu. Emin Barın hocam da daha sonra bunun için üzüntü duydu. Barın, bunun için Ah ah diye dövündü.
    
     -Kitabelerdeki yazılar mimari yapıyla uygun-
    
     Çalışkan, kitabelerdeki yazı karakterlerinin Anıtkabirin mimari yapısıyla uygun olduğunu da söyledi.
     Eski Osmanlı mimarisinde de böyle olduğunu ifade eden Çalışkan, sözlerini şöyle tamamladı:
     Camilerdeki yazılar da mimari ile birleşmiştir. Onlar da uyumludur. Rastgele yazılar, kitabeler konmaz. Ama şimdi Anıtkabirdeki bu kitabeler incelenmiyor. Anıtkabire gidenler bakıp okumuyor. Ölüm tutanağının fotoğrafını çektirmememizin dışında, Anıtkabirdeki kitabelerin ziyaretçilerce incelenip okunmaması ve Anıtkabirin yapımına emeği geçenlerin hatırlanmaması da beni çok üzüyor. Anıtkabire hizmet edenlerin içinde hayatta olan az kişilerden biri olarak konuşuyorum. Anıtkabiri yapanları kimse aramıyor, sormuyor, neden- Mimarların, heykeltıraşların ve emeği geçenlerin hepsinin ayrı ayrı tanıtımının yapılması lazım. Bugün bunu bir eksiklik olarak görüyorum.
    
     Yayıncı: İsa Sansar
<< Önceki Haber Anıtkabirdeki bilinmeyen ayrıntı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER