ESKİŞEHİR (A.A) - Deniz Açık - Babasının aşıladığı, at
sevgisiyle 5 yaşında atçılık sporuna başlayan Tuğba Vurkır (36), farklı
zamanlarda attan düşüp omurgasını, kafatasını, el ve ayağını kırmasına rağmen
cirit, atlı dayanıklılık, atla engel atlama sporlarını yapmaya devam ediyor.
Türkiye Binicilik Federasyonu ile Eskişehir Atlıspor Kulübü işbirliğiyle
Eskişehirde yapılan konkur komple, derby ve atlı dayanıklılık yarışlarına
katılan Vurkır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türklerin ata sporu olan
atçılığında tanıtılmasının ve halka sunulmasının son derece önemli olduğunu
kaydetti.
Türkiye Atlı Dayanıklılık Derneği yönetimi kurulu üyesi de olan Vurkır, bu
sporu Türkiye çapınca genişletmeye çalıştıklarını bildirdi.
Atlı dayanıklılık sporunda, kulüp sayısını artırmak istediklerini ifade eden
Vurkır, Atlı dayanıklılık tamamen doğanın içinde atı kendini doğasında uzun
mesafe yarıştırmak suretiyle yapılıyor. At ile binicisi arasından dostluk ve
güven oluşuyor. Bu sporun yayılması için elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası
müsabakalara katılmayı hedefliyoruz dedi.
-At sevgisi tutkudan öte bir şey-
Vurkır, Ankara Binicilik İhtisas Kulübünde 1978 yılında, bebekken babasının
atın üzerinde kendisini taşıdığını ve o zamanlarda at sevgisinin kendisinde
oluştuğunu anlattı.
Vurkır, 5 yaşındayken ailesinin, kendisini yetiştirmesi için uluslararası
atçılık hakemlerinden Levent Özgüneye emanet ettiğine değinerek, şöyle konuştu:
O gündür at sırtında bir ömür geçirdim. Son nefesime kadar atlarla iç içe
bir yaşam sürmek istiyorum. Atçılıkla 1990 yılından beri lisanslı olarak
ilgileniyorum. Engel atlama, düz koşu yaptım, atlı okçuluk, cirit yaptım. 1990
yılında attan düşüp omurgamı kırdım. Bir ay kadar ayağa kalkmam, ömür boyu ata
binmem yasaktı. Bir gün, çelik korseyle ata binmeye başladım. Yarış kıyafetimi
giyip, ata binerek müsabaka sahasına girdim. At sevgisi beni 4 ayda ayağa
kaldırdı. Boynumdan aşağısı felç olabilirdi. Yüzümden, çenemden kaza geçirdim.
Kafatasım kırıldı. Beyin kanaması geçirdim. Kuyruk sokumum, sağ ayağım kırıldı.
2008-2009 sezonunda düz koşu yaptım. Sağ ayağım kırık şekilde düz koşuya
katıldım. Sol kolumu da kırmıştım. Çay bardağı daha tutamazken, yarıştım. At
sevgisi tutkudan öte bir şey. Yalnız Efe filmi için 2007de teklif geldi. Ata
şahlandıracağım, tüfeği kaldırıp ateş edeceğim için oyunculuğu kabul ettim.
Türkiyenin ilk Survivor yarışmasına katıldım. Yarışmanın ardından orada bir at
gördüm. Ata binmek istedim. Sahibi, at için para istedi. Üzerimde para falan yok.
O sırada ata binip okyanusa kaçtım. Atı kaçırdım.
Vurkır, atçılığın tehlikeli bir spor olarak bilinmemesi gerektiğine işaret
ederek, Kendimi korumadığım için kazalar geçirdim. Atla ilgilenmeyi herkese
tavsiye ediyorum. Bütün bedeni çalıştıran mükemmel bir spor. Dünyada, iki
canlının birlikte yaptığı, duyguları içeren bir spordur diye konuştu.
Yayıncı: Mürsel Çetin