ANTALYA (A.A) - Akdeniz Üniversitesi Avrupa Birliği Araştırma ve
Uygulama Merkezi (AKVAM) Müdürü Doç. Dr. Erol Esen, İspanyada yüzde 50
işsizlik, Yunanistandaki ekonomik kriz ve diğer AB ülkelerindeki durgunluk... Bu
nedenlerle AB vatandaşları arasında bir umutsuzluk var. Bundan dolayı bu
ülkelerde ırkçı hareketler ön plana çıkmaya başladı dedi.
Doç. Dr. Erol Esen, Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen Avrupa Birliğindeki (AB) Güven
Krizi konferansında, Avrupa Birliği tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan
Türkiyenin AB üyeliğine hazırlık sürecinde kaydettiği ilerleme hakkındaki
raporla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Raporun doğru yorumlanması gerektiğini ifade eden Esen, AB içinde yeni
sınırlar çizilmeye başlandığı bir dönemde Avrupa ülkelerinin genişleme yorgunluğu
ve uzlaşı eksikliği yaşadıklarını söyledi.
Krizlerle boğuşan Avrupadan Türkiye için olumlu bir raporun çıkmasının
beklenilmemesi gerektiğini vurgulayan Esen, İspanyada yüzde 50 işsizlik,
Yunanistandaki ekonomik kriz ve diğer AB ülkelerindeki durgunluk... Bu
nedenlerle AB vatandaşları arasında bir umutsuzluk var. Bundan dolayı bu
ülkelerde ırkçı hareketler ön plana çıkmaya başladı. Bunun yanı sıra İslamafobi
olgusu bu ülkelerde içten içe artıyor dedi.
AB ülkelerinden bazılarının demokrasilerini otoriter rejimlere
çevirdiklerini, bu nedenle AB ülkelerinin Türkiye açısından bazı kararları
geciktirdiklerini, bazılarını da yanlış uyguladıklarını ileri süren Esen, bu
ülkelerin tam bir kararsızlık içinde olduklarını iddia etti.
Barış projesi olarak ortaya çıkan ABnin, çevresinde olup bitenlere
seyirci kalan bir oluşuma dönüştüğünü savunan Esen, 1980lerde çevre
ülkelerdeki hareketleri destekleyenler, bugün Ortadoğudaki demokrasi
hareketlerine sessiz kalıyor, soğuk davranıyorlar ve destek vermiyorlar. Burada
demokrasi hareketlerinin İslam ülkelerinde olması dikkat çekici bir nokta diye
konuştu.
ABnin Türkiye ile olan ilişkilerinde giderek durgunluğun arttığına işaret
eden Esen, 2005 yılından bu yana 35 başlık altında başlatılması planlanan
müzakerelerden bugüne kadar ancak 13nün gerçekleştiğini, burada kilitlendiğini
belirtti.
Esen, 13 rakamının Avrupalılar için uğursuzluk olarak algılandığını dile
getirerek, 13üncü başlıkta takıldık kaldık. Türkiyenin müzakere süreci fiilen
durdu. Artık AB Komisyonu üyelerinde bile istek yok. Çaba göstermiyorlar dedi.
-Türkiyenin AB sabrı Guinnesse aday gösterilmeli-
Doç. Dr. Esen, Türkiyenin 15 yıldan bu yana AB için mücadele yürüttüğüne
işaret ederek, şöyle devam etti:
Türkiyenin AB sabrı Guinnesse aday gösterilmeli. ABye üyelik süreci en
uzun süren 9 yıl ile İspanya ve Portekiz olmuş. AB üyesi 21 ülkeden hiçbiri bu
kadar uzun süre bekletilmemiş. Türkiye, gösterdiği üstün sabırdan dolayı
ödüllendirilmelidir.
Türk kamuoyunda ABye olan desteğin ve inancın giderek azaldığına dikkati
çeken Esen, ABye olan inancın yüzde 70lerden yüzde 17lere kadar gerilediğini
vurguladı.
İlerleme raporunda net olumsuzluklar bildiren ifadeler yer almasının Güney
Kıbrıs Rum Kesiminin AB dönem başkanlığı yürüttüğü dönemde ortaya çıkmasının
kamuoyunun gözünden kaçmadığına işaret eden Esen, ilişkilerin normalleşmesi için
müzakere sürecinin acilen yeniden işletilmeye başlanması gerektiğini söyledi.
Esen, Türkiyenin tüm iyi niyet girişimlerine ve ülkesindeki gerek siyasi,
gerek kültürel, gerek ekonomik iyileşme politikalarına rağmen ABnin oyalama
taktiğini sürdürmesi durumunda müzakereler başlayıncaya kadar ilerleme
raporlarının durdurulması gerektiğini ifade ederek, Buna rağmen bir gelişme
olmazsa AB ile özdeşleşen hedefler, milli hedeflere çevrilerek bu yolda
ilerlenmelidir. Türkiyenin 2023e kadar ABye girmesi beklenmiyor diye
konuştu.
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muharrem Kılıç da
Türklerin, Osmanlının özellikle son dönemlerinden bu yana yönünü batıya
çevirdiklerini belirterek, Avrupalıların, Türkeri asli bir unsur olarak görme
çekingenliğinin dini ve kültürel kaygılardan kaynaklandığını savundu.
Kılıç, Medeniyetler ittifakı iyi incelenmelidir. Avrupalıların zihniyet
bariyerini iyi etüt etmek gerekiyor. Hristiyan toplumla Müslüman toplumum bir ara
yaşayabileceği algısını kafalarında oluşturmaları gerekiyor dedi.
Muhabir: Hüseyin Kanber
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu