KIRŞEHİR (A.A) - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Balyoz Planı
davası kararına ilişkin değerlendirmesinin sorulmasına, Bizde Anayasa var mı-
138i bir okuyuverin, ondan sonra soru sorun karşılığını verdi.
Çiçek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile birlikte Ahilik Haftası
kutlama törenleri için Kırşehire geldi.
Çiçek, gazetecilerin, Balyoz Planı davası kararı konusundaki
değerlendirmesini sormaları üzerine Olmaz, ceza kanununa bakın, Anayasaya,
138e bir bakıver, ondan sonra soru sor. Bizde Anayasa var mı- 138i bir
okuyuverin, ondan sonra soru sorun yanıtını verdi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ise, yaklaşık 18 ay süren davada
kararın dün açıklandığını anımsatarak, karar sonuçları üzerinde bir yorum
yapmanın doğru olmadığını, henüz yargısal aşamanın devam ettiğini söyledi.
Temyiz aşamasını görüp, karar kesinleştikten sonra mahkeme kararları
üzerinde değerlendirme yapmanın demokratik ilkelerin geleneği olduğunu vurgulayan
Yazıcı, şunları kaydetti:
Burada belki farklı olan bir şey, Türkiyedeki çok partili siyasi
hayatımız darbe süreçleriyle dolu. Darbeler yapılmış, darbe teşebbüsleri olmuş,
ama dikkat ederseniz o süreçlerde darbe yaptıkları için, eksik darbeye teşebbüs
ettikleri için bir istisna dışında bir yargılanma, bir sorgulanma olmamış. O
istisna da, 1960 darbesinden sonra 21 Mayısta darbeye teşebbüs eden Talat
Aydemir ve birkaç arkadaşı olmuş. Onlar yargılanır, idama mahkum olur. Ama ondan
sonra yine darbeler olmuş, teşebbüsler olmuş. İlk defa bu boyutta darbe teşebbüsü
iddiasıyla bir yargılama sürecini Türkiye yaşadı. Bu açıdan baktığınız zaman
Türkiyenin darbelerden arınması, demokratik ortamın da darp edici ortamlardan
arındırılması bakımından önemli bir aşama. Ama sonuç itibariyle yargısal
faaliyetler, yargısal kararlar adaleti hedeflemesi lazım. Baktığımız zaman,
irdelediğimiz zaman delilleriyle, kanıtlarıyla birlikte hükmü örtüştürdüğünüz
zaman bu adalettir diye bileceğimiz bir sonucu hedeflemesi lazım yargının.
Bunun böyle olup, olmadığını elbette ki, hüküm kesinleştikten sonra göreceğiz.
Hiçbir yargıcın, hiç kimseyi ön yargılı değerlendirmemesi gerektiğini,
yargılamanın çok önemli bir faaliyet olduğunu belirten Yazıcı, şöyle devam etti:
Çok hassas olması lazım. İnsanın yaptığı işlemlerin vicdanı ile örtüşmesi
lazım. Yani gece yattığı zaman kalbi zınk zınk zorluyorsa, orada zorlama var. Ama
rahat ediyorsa vicdanına göre, kanuna göre, hukuka göre karar vermiş demektir. O
süreçte işlem yaptıkları kanısındayım. Ama eylemlerin nitelemesi, kanıtları onlar
için çok detaylı olacak. Ben iddianameye göz attım ama iddianameden ibaret değil,
kanıtlar da önemli. Daha sonra tanıklar dinlendi ve sair. Bir takım bilirkişi
incelemeleri oldu, o aşamaları bilmiyorum. Ama iddianameleri mümkün ölçüde belli
nitelikte, belli kapsamda biliyorum. Dolayısıyla serin kanlı hareket etmemiz
lazım. Yani burada şimdi yargı yok, hakim değil gibi söylemler,
değerlendirmeler, hukuk devletinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına
yakışmayacağı kanısındayım. Serin kanlı olarak beklemek lazım. İnşallah sonuç
ülkemiz için hayırlı olur.
-Anayasanın 138. Maddesi-
TBMM Başkanı Çiçekin işaret ettiği Anayasanın 138. Maddesinde,
Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak
vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi,
yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat
veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin
kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir
beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır,
bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremez hükmü yer alıyor.
Muhabir: Abdullah Yıldız - Mustafa Yıldız
Yayıncı: Tevfik Işık