KAHRAMANMARAŞ (A.A) - Türkiye Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar
Merkezi (TESAM) ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Sıtkı Bilgin, Arap uyanışı küçük çakıl taşları içerisinde
fışkırarak mecrasını bulup, büyük ırmaklara daha sonra da bir ummana
dönüşecektir dedi.
Prof. Dr. Bilgin, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) tarafından Cahit Zarifoğlu Konferans Salonunda
düzenlenen 2. Bölgesel Sorunlar ve Türkiye konulu sempozyumda yaptığı
konuşmada, Ortadoğuda gerçekleşen Arap uyanışının yaklaşık yarım asırdır devam
eden zalim yönetimlere karşı bölge haklarının hak, özgürlük, eşitlik ve demokrasi
talebiyle tertiplediği halk isyanı olduğunu söyledi.
Arap Baharının bir uyanış olduğunu ifade eden Bilgin, uyanış
hadisesinin de son 15 asırlık Ortadoğu tarihindeki sosyo-kültürel ve siyasi
noktadaki ikinci büyük kırılma olduğunu belirtti.
Ortadoğudaki en büyük kırılma İslam güneşinin Ortadoğu çöllerine
doğmasıydı diyen Bilgin, şunları kaydetti:
Batının Ortadoğudaki favori zorbaları olan Bin Ali ve Hüsnü Mübarek
devrilemeyecek kadar güçlü liderlerdi. Hatta Tunus devrimi başladığında ABD,
Hüsnü Mübarekin oğlu Cemal Mübareki Mısıra yönetici olarak getirmeyi
planlıyordu. Fransa ise asker göndererek Bin Alinin kukla rejimini devam
ettirmeyi planlamıştı. Ama batının devrilemeyecek kadar güçlü liderler teorisi
Ortadoğu halklarının isyanıyla çökmüş ve tarihin mezarlığındaki yerini
almıştır.
-Dış dinamiklerin Arap uyanışındaki etkisi çok az oldu
Batının bölgedeki amacının demokrasi, hak ve hukuk olmadığını bir çıkar
koruması olduğunu savunan Bilgin, Dış dinamiklerin Arap uyanışında etkisi çok
az oldu. Batı, Sovyetler Birliğinin çöküşünü bilemediği gibi Arap uyanışının
ortaya çıkmasını bırakın tahmin etmeyi akıllarının ucundan bile geçiremedi.
Ortadoğuda orta ve uzak vadede demokratik gelişmelerin yaygınlaşmasını ve
demokratik İslamın kuruluşunu görebiliriz. Arap uyanışının birinci safhası
bölgenin diktatörlerden temizlenmesi aşamasıdır. İkinci aşaması ise Ortadoğudan
batının kültürel ve siyasi etkilerini arındırma aşaması olarak düşünebiliriz
ifadelerini kullandı.
Hz. Muhammede hakaret içeren filme karşı Ortadoğuda gösterilen tepkilerin
uyanışın başladığının işareti olarak değerlendiren Bilgin, sözlerini şöyle
tamamladı:
Arap uyanışının sonrasında üçüncü safha Ortadoğunun restorasyon ve
konsolidasyonunu belirleyen bir dönem olacaktır. Arap uyanışı küçük çakıl taşları
içerisinde fışkırarak mecrasını bulup, büyük ırmaklara daha sonra da bir ummana
dönüşecektir.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı KSÜ İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet
Hamdi Aydın ise bölgedeki zengin enerji kaynakları ile birlikte küresel
aktörlerin etkili olmaya devam ettiği sürece Ortadoğudaki sorunların devam
edeceğini savundu.
KSÜ İİBF Dekanı Prof. Dr. İsmail Bakan da Türkiyenin coğrafi konumunun
önemli bir rekabet üstünlüğünü kendisine sağladığını, aynı zamanda başka ülkeler
için de iştah kabartıcı bir konumda olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından konulan 2023 hedefindeki 500 milyar
dolarlık ihracat rakamına ulaşmak için ülkede herkese büyük görevler düştüğünü
ifade eden Bakan, şunları kaydetti:
500 milyar dolar ihracat hedefine çakabilmemiz için yüksek teknolojik
ürünler üretmemiz gerekiyor. Türkiyenin 125-130 milyar dolarlık ihracatının
içindeki yüksek katma değerli ürünlerin oranı yüzde 5 civarındadır. Ekonomik ve
siyasi anlamda lider ülke olabilmemiz için bir an önce yüksek teknolojili katma
değeri yüksek ürünler üretmek durumundayız.
Türkiyedeki 25 farklı üniversiteden çok sayıda akademisyenin katıldığı
sempozyum, yarın sona erecek.
Muhabir: İsmail Hakkı Demir / Ahmet Caner Baysal
Yayıncı: İsmail Fidan