DÜZCE (A.A) - Sayıştay Başkanı Recai Akyel, toplumsal sistemdeki
çürüklük ve zafiyetin doğa olayı depremi afete dönüştürdüğünü söyledi.
Düzce Üniversitesi (DÜ) konferas salonunda düzenlenen Deprem
Çalıştayında konuşan Akyel, depremin gündem olarak belirlenmesi, akademik
çalışmaları kapsaması ve Düzcede düzenlenmesinin çalıştayın önem seviyesini
artırdığını anlattı.
Depremin hayatın kaçınılmaz, vazgeçilmez, birlikte yaşanılması gerektiğine
alışılması gereken bir olgu olduğunu belirterek, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999
depremlerinden etkilenen Düzcenin laboratuvar ve gözlem alanı olarak
değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Depremin kimliğini ve niteliğini doğru tespit etmemiz lazım diyen Akyel,
Bazı olayları yaşarız ama doğru algılayamayız. Depremde de bu risk var. Doğru
tanımladığımız ve bildiğimiz depremleri yönetmeliyiz. Stresi, korkuyu, depremi,
bunları yok sayamıyoruz. Öyleyse bunları yönetmeliyiz diye konuştu.
Stratejik yönetim kavramının her konuyla ilgili olduğunu vurgulayan Akyel,
stratejik deprem yönetimi kurularak depremin yönetilmesi gerektiğini ifade etti.
Deprem, yağmurun yağması, güneşin doğup batması, rüzgarın esmesi kadar
doğal bir olaydır diyen Akyel, şöyle devam etti:
Depremin sadece periyotları değişiyor. Güneş her gün doğup batarken,
deprem daha uzun bir periyotta oluyor. Deprem, sadece bir doğa olayıyken, depremi
afet yapan toplumsal sistemdeki çürüklük ve insanın zafiyetidir. Bunlar sıradan
bir doğal olayla bir araya geldiği zaman afet oluyor. Aslında bizi öldüren deprem
değil, bizi öldüren toplumsal sistemdeki çürüklük ve insan olarak kendi
hatalarımız.
Deprem sıradan bir doğa olayıdır. Sıradan bir doğa olayı toplumsal çürüklük
ve insanın zafiyeti ile birleşince afet olabiliyor
-Düzce Valisi Yılmaz-
Düzce Valisi Adnan Yılmaz ise depremin Düzcedeki yapılara zarar verdiğini
ve can kaybına neden olduğunu anlattı.
Depremin etkisini azaltmak ve aynı acıları tekrar yaşamamak için dayanıklı
yapılar inşa edilmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, Vatandaşlarımızın daha
güvenli ve sıhhatli yaşamaları önemlidir. Depremde aynı acıların yaşanmaması için
alınacak tedbirler çok önemlidir. Bu tedbirler arasında zemin araştırmaları yer
almaktadır ve bu unsur çok önemlidir şeklinde konuştu.
Düzcenin acıyı yaşayan bir il olarak riskli yapılardan kurtulması
gerektiğini aktaran Yılmaz, Zaman geçirmeden bu yapılardan kurtulmalıyız. El
ele, gönül birliği ile bu yapıları bertaraf etmeliyiz. Toplumun bütün kesimleri
bu konuda bilinçlendirilmelidir. Farkındalık ve duyarlılık bir an önce insanımıza
anlatılmalıdır ifadelerini kullandı.
Riskli yapıların dönüştürülmesi hususunda 30 Mayısta çıkarılan yasanın
devrim niteliğinde olduğunu hatırlatan Yılmaz, zaman kaybetmeden riskli yapıların
dönüştürülmesinin şart olduğunu bildirdi.
-DÜ Rektörü Prof. Dr. Şerifoğlu-
Düzce Üniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu da
depremin yeniden gündemde olması ve bilimsel açıdan çalışmalar yapılmasının
kendilerini heyecanlandırdığını belirterek, Anadolu coğrafyasında depremden kaçış
olmadığını dile getirdi.
Türkiyenin yüzde 60ında depremlerin en çok hasarı meydana getiren doğal
afetler olduğuna işaret eden Şerifoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
Bu kadim coğrafyada neredeyse bin yıldır yaşıyoruz ama depremle yaşamayı
daha öğrenemedik. Her birimizin canı, malı, yaşam kalitesi tehlikededir ama bilim
insanlarının önerilerine kulak vermekten kaçınıyoruz. Bugün bilim adamlarının
önerilerini dinleyerek sorunlarımızı çözelim diye sayın valimizi, Sayıştay
başkanımızı davet ettiğimiz ve her yıl tekrarlamayı düşündüğümüz çalıştay
serimizin ilkini düzenliyoruz.
Çalıştayda katılımcılar depremin ardından çekilen görüntüleri izledi.
Muhabir: Abdülhamid Hoşbaş / Ömer Ürer
Yayıncı: Kemal Kaymak