ERZURUM (A.A) - Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı
Selamet Aygün, Bir ürün bizim perakendecilerimizin rafında yer bulabildiği
kadar değerlidir. Perakendecinin rafına giremeyen bir ürün yaşama hakkı
bulabilmesi için muhtemelen kendisine başka pazarlar aramak zorundadır dedi.
Aygün, Polat Otelde düzenlenen Doğu Anadolu Perakende Konferansında
yaptığı konuşmada, federasyon olarak eğitim çalışmalarına önem verdiklerini
belirtti.
Yıl boyunca İŞKUR ve Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yaparak
sertifikasyon programları düzenlediklerini anlatan Aygün, Yaklaşık 8 bin
eğitimli elemanımız oldu. Perakende Akademisi oluşturma kararı aldık. Artık bu
eğitimleri daha profesyonel olarak vereceğiz. Federasyon olarak her yıl 3-4
bölgede aynı ekiple Anadolu konferansı icra ediyoruz. Yılda bir kere de perakende
zirvesi yapıyoruz. Yerel Zincirler Buluşuyor Projesini de yıl da bir defa
yapıyoruz dedi.
Federasyon olarak sosyal projelere de önem verdiklerini ifade eden Aygün,
Vanın Erciş ilçesine bağlı Gözütok köyüne ilkokul yaptırdıklarını, Türkiye
Omurilik Felçlileri Derneği ile başlattıkları Engelli Üretiyor Doğa Kazanıyor
projesi kapsamında üretilen bez torbaları maliyetine satışa sunduklarını anlattı.
Perakendenin üzerinde durulması gereken çok önemli bir konu olduğunu
vurgulayan Aygün, Perakende bir kavşak noktasıdır. Bir ürün bizim
perakendecilerimizin rafında yer bulabildiği kadar değerlidir. Perakendecinin
rafına giremeyen bir ürün yaşama hakkı bulabilmesi için kendisine başka pazarlar
aramak zorundadır. Perakendeciler 3-5 firmanın elinde kalmamalıdır. Bir ürünü
satan firma sayısı ne kadar çok olursa rekabet de kalite yarışı da o kadar fazla
olur diye konuştu.
Aygün, federasyon olarak perakendenin kalıcı olması, kaliteli istihdamın
sağlanması, sürdürülebilir bir büyümenin devam ettirilebilmesi için bilinç
oluşturma adına ciddi çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
Son zamanlarda bir ucuzcu furyası aldı başını gidiyor. En küçük
ilçelerimizde hatta köylerimize varıncaya kadar perakende ucuzcu noktaları
açılıyor ve gittiği yerlerde de oranın perakendesini hallaç pamuğu gibi
atıyorlar. Bir başka tehlike de bu mağazalarımız yaklaşık 600-700 kalem ürün
satıyor. Sattığı bu ürünlerin yüzde 40ını kendi markalarıyla sunuyor. Bu
firmalar Türkiye pazarına hakim olduğu zaman geriye kalan yüzde 60ın
hayatiyetini devam ettirme şansı azalır.
Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk de yerel marketler zincirlerinin birleşerek
büyük marketlere karşı direnebilmesi gerektiğini ifade etti. Hacim avantajının
iktisatta çok önemli bir kavram olduğuna dikkati çeken Öztürk, şöyle devam etti:
Eğer küçük ölçekli kalmaya devam ederseniz büyük sermayelerle mücadele
etmekte zorlanır, rekabet şansını kaybedersiniz. Bu ortaklık kültürünü
geliştirmek gerekiyor. Türkiyede perakende zincirinin gelişmekte olduğunu
görüyoruz. Perakendecilik biz de bakkallara karşı gibi algılandı ama artık bu
kaçınılmaz bir sondu. Dolayısıyla Türkiyenin o ağlama dönemini geçirdiğini
düşünüyorum. Yeni düzende yapılan en güzel şey Türkiyenin yüksek standartlarının
her alana yayılıyor olmasıdır. Perakendecilik bize kaliteli, ucuz ürün
sağlıyor.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, yerel yönetimler olarak
her zaman perakendecilerin yanında olduklarını belirterek, Bununla alakalı her
türlü desteği vermenin şehrimize dönen bir pay olduğunun bilincindeyiz.
Belediyeler yerelde olmayan şirketlerin ticaretini istediği gibi engelleyebilir
diye bir yaklaşımı kimse düşünmesin. Çünkü anayasal olarak hukuk çerçevesinde
herkes ticaret yapma hakkına sahiptir. Gönül ister ki bazı düzenlemeler
yapılabilsin diye konuştu.
KOSGEB Başkan Yardımcısı Hüseyin Tüysüz daha sonra perakende sektörüne
yönelik destek programlarını anlattı.
Muhabir: Zehra Melek Çat
Yayıncı: Emine Konuk