Dosta güven, düşmana korku veren gökyüzünün

Dosta güven, düşmana korku veren gökyüzünün yılmaz bekçileri -Türkiyenin ilk jet üssü olan Balıkesir 9. Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını Anadolu Ajansına açtı -Egenin Kalesi şeklinde nitelendirilen, havadan gelecek tehditlere


BALIKESİR (A.A) - Zafer Akpınar - Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde 1951 yılında kurulan ve Türkiyenin ilk jet üssü olan Balıkesir 9. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli pilotlar, ülkeye havadan gelebilecek tehditlere karşı her an hazır bir şekilde, adeta dosta güven, düşmana korku veriyor.
     Havadan gelecek tehditlere karşı vurucu güç olan F-16ların bulunduğu Balıkesir 9. Ana Jet Üs Komutanlığı, Batı Karadeniz, Trakya, Marmara, Egeden sorumlu olarak önemli bir görev üstleniyor. Balıkesir, Türkiyede iki jet üssünün bulunduğu tek il olarak dikkati çekiyor. 9. Ana Jet Üs Komutanlığı Balıkesir merkezde, 6. Ana Jet Üs Komutanlığı ise Bandırmada bulunuyor.
     Türkiyenin ilk jet üssü olan ve Egenin Kalesi olarak nitelendirilen 9. Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını Anadolu Ajansına (AA) açtı. Üs yetkilileri, üssün tarihi, sorumluluk sahası, görevi, eğitimler ve yapılan çalışmalar hakkında AA ekiplerine bilgi verdi.
     Türk Hava Kuvvetlerinin 1950 yılında jet uçaklarının alınmasına karar vermesinin ardından, 15 Ekim 1950de ABDye jet eğitimi için sekiz uçucu personel gönderildi. Söz konusu personel, 31 Ağustos 1951de eğitimlerini tamamlayarak yurda döndükten sonra jete intibak öğretmeni olarak görevlendirildi ve aynı yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığında üs ve filo kuruluşuna geçildi. Bu çerçevede, Balıkesirde kurulan 9. Ana Jet Üs Komutanlığı, Türk Hava Kuvvetlerinin ilk jet üssü, 191, 192 ve 193. filolar da ilk jet filoları oldu.
    
     -Ülkenin ilk jet savaş uçakları F-84Gler Balıkesire geldi-
    
     İlk jet uçakları olan T-33 jet eğitim uçakları 1951de yılında İstanbula gemiyle getirildi ve montajlandıktan sonra 9. Ana Jet Üssüne getirildi. 29 Mart 1952de ise ilk jet savaş uçakları olan 8 adet F-84G, üsse uçarak getirildi ve yıl sonuna kadar tüm filolar jet uçaklarıyla donatıldı.
     Üs bünyesinde bulunan filolardan 191. Filo Komutanlığı ise 41. Tayyare Bölüğü adı altında Kütahyada kuruldu, sırasıyla Merzifon, Eskişehir, Mürted ve son olarak 1967 yılında Balıkesire intikal ettirildi. 1956 yılında F-86 modernizasyonu ile filo çağrı adı Kuğu, 1964te F-104 modernizasyonuyla Kobra olan bölük, 1973te 191. Filo Komutanlığı adını aldı.
     1994te F-16 C/D uçaklarıyla modernize edilen 191. Filo Komutanlığı, 1974 Kıbrıs Barış Harekatına 18 personel ve 17 uçak, 1999 Kosova Harekatına 32 personel ve F-16 uçaklarıyla katıldı, 16sı Kıbrısta olmak üzere 302 sorti harekat uçuşu icra ederek büyük başarı gösterdi. 191. Filo Komutanlığı, katıldığı tüm harekat ve uluslararası tatbikat görevlerinde yıllardır en iyi olmayı sürdürüyor.
    
     -Dosta güven, düşmana korku-
    
     Havadan gelecek tehditlere karşı vurucu güç olan F-16 uçaklarının bulunduğu üssün, her ne kadar Egenin Kalesi olarak nitelendirilse de Bandırma ile ülkenin batısındaki iki önemli üsten biri olarak, Ege, Trakya, Marmara ve Batı Karadenizi kapsayan geniş bir sorumluluk alanı bulunuyor.
     Üste görevli üstün yetenekli pilotlar, ülkenin çeşitli yerlerindeki üslerde alarm reaksiyon nöbetleri tutarak, ülkeye havadan gelecek tehditlere karşı her an hazır bir şekilde adeta dosta güven, düşmana korku veriyor.
     Giriş yasak olmasına rağmen herhangi bir küçük arıza durumunda bile zorunlu olarak Türkiye hava sahasına izinsiz giren her yabancı askeri uçağın kötü niyetli olduğunu düşünerek hareket eden pilotlar, işaretleşmeler ve göz temasıyla bile söz konusu uçağı yere indirebilecek tüm bilgi birikimine sahipler.
    
     -Gökyüzünün yılmaz bekçileri, bilgilerini sürekli tazeliyor-
    
     Üste bulunan gökyüzünün yılmaz bekçileri olan yetenekli pilotlar, sürekli eğitimle bilgilerini tazeliyor, her an savaş çıkacakmış gibi harbe hazırlıklı oluyor. Hava Harp Okulundan itibaren eğitimleri başlayan pilotlar, her ne kadar yetenekli ve bilgili olsalar da her uçuşlarında ve tatbikatlarında eğitimlerini sürdürüyor.
     Harp okulunda 4 yıl okuyan öğrenciler, ardından Çiğliye giderek burada üç farklı uçakta 2 yıl eğitim alarak, jet pilotu oluyor. Sonra Konyadaki üsse giderek F-5 ile 6 ay harbe hazırlık eğitimi gören pilotlar, Ankarada 9-10 ay F-16 eğitimi aldıktan sonra savaşa hazır pilot olarak görevlendirildiği üsse gidiyor. Gittikleri üslerde de pratik ve teorik eğitimleri süren pilotlar, uluslararası tatbikatlara katılarak kendilerini geliştirme fırsatı buluyor, dünyadaki seviyesini ölçebiliyor.
     Her pilot bulunduğu üste, sürekli uçuş eğitimi alıyor. Filo ve üs komutanları bile aralıklarla bu uçuşlara katılarak bilgilerini tazeliyor.
    
     -Yabancı uçaklardan korkmayan pilotların kabusu kuşlar-
    
     Yabancı uçaklardan hiçbir şekilde çekinmeyen ve katıldıkları tatbikatlarda da kalitelerini ortaya koyan pilotların korkulu rüyası ise kuşlar... Pilotun kabusu olarak nitelendirilen kuşlar, jetler için bir tehdit oluşturuyor.
     Öyle ki, oldukça hızlı hareket eden jetin içinde bulunan pilotlar, kuşu gördüğünde çok geç olabiliyor. Uzakta küçücük bir siyah nokta halinde görülen kuş, bir iki saniye içinde cama çarpmış olabiliyor. Hızlı çarpma, oldukça kalın ve esnek olan kabin camını kırabiliyor.
    
     -Türk ve F-16 pilotu olmaktan son derece gururluyum-
    
     Üsteki 191. Filo Komutanlığı F-16 pilotlarından Hava Pilot Üsteğmen Faruk Mantı, üç yıllık F-16 pilotu olduğunu belirterek, iki yılı aşkın süredir de Balıkesirde görev yaptığını anlattı. Pilot olmanın çocukluk hayalinin ötesinde olduğunu vurgulayan Mantı, şunları söyledi:
     Küçük yaşlardan bu yana komutan olacağımı söylermişim. Lise yıllarında gördüğüm afişle pilot oldum. Afişte, Hava Harp Okulunun tanıtımı vardı, inceledim ve ilgimi çekti. Havacılığın benim için uygun olduğunu, pilotluk için yaratıldığımı anladım ve bugünlere geldim. F-16 uçurmak, savaş pilotu olmak, bizlere ülke savunmasında çok önemli sorumluluk yüklemiştir. Vatan savunması için gökyüzündesiniz, ülkeyi savunuyorsunuz.
     Mantı, pilot olarak yaklaşık 700 saat uçtuğunu ve bunun 450 saatinin F-16 ile olduğunu belirterek, Halen ilk uçtuğumdaki heyecanı hissediyorum. Bu heyecan ve gurur, eksilmeden her sorti devam ediyor dedi.
     Teorik ve pratik olarak her zaman eğitim aldıklarını dile getiren Mantı, Her an savaş çıkacakmış gibi harbe hazır olmamız gerekiyor. Eğitimlerimize her gün aralıksız devam ediyoruz. F-16 dünyadaki en güzel uçak. Türk ve F-16 pilotu olmaktan son derece gururluyum diye konuştu.
    
     Yayıncı: Doğan Sarıtaş
<< Önceki Haber Dosta güven, düşmana korku veren gökyüzünün Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER