KÜTAHYA (A.A) - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip, İlkokulda ilk 3 sınıfta oyun ve fiziki
etkinlikler için harcanan zamanın boşa geçtiği düşünülmesin, esas öğrenme burada
gerçekleşiyor dedi.
Prof. Dr. Karip, Kütahyada bir otelde düzenlenen Eğitimde Yeni
Arayışlar konulu çalıştayın açılış töreninde, Türkiyede çocukların, dünyadaki
çağdaşlarıyla rekabet edebilmesi, ilgi ve yeteneklerini keşfedebilmesi, 21inci
yüzyılın becerileriyle donanmış bir kuşak olarak yetişmesini sağlamak amacıyla
ortalama eğitim düzeyini yükseltmek istediklerini bildirdi.
Ülkede yetişkin nüfustaki ortalama eğitim süresinin 6,1 yıl olduğunu
belirten Prof. Dr. Karip, bunun dünyayla rekabet edilebilecek bir insan gücü
potansiyeli oluşturmada yetersiz kaldığını söyledi.
Prof. Dr. Karip, Türkiyede liseyi bitirmiş nüfusun toplam nüfus içindeki
oranının 25-34 yaş grubunda yüzde 40, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü
(OECD) ülkelerinde ortalama yüzde 80 olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
Yetişkin nüfus diyebileceğimiz 25-64 yaş grubunda liseyi bitirmiş nüfusun
toplam nüfustaki oranının bizde yüzde 30, OECD ülkelerinde ortalama yüzde 71
olduğunu görüyoruz. Bu, gelecek açısından sürdürülebilir bir durum değil. Zorunlu
eğitim süresini 12 yıla çıkarma çalışmalarına başlarken oldukça geniş kapsamlı
analizler, OECD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle karşılaştırmalar yaptık.
Matematik ve fen bilimlerinde 15 yaşındaki çocuklarımız uluslararası
ortalamaların bir yıl gerisinde kalıyor. Sayısal olarak bir yıl daha az eğitim
veriyoruz. Öğretmenlerimiz, eğitimcilerimiz çalışıyor. 2003ten 2009a
matematikte 20, okumada 17, fen bilimlerinde 30 puan bir artış kaydettik. 2009da
bu veriler açıklandığında bunu hiç kimse konuşmadı. Yani iyi olan şeyleri pek
görmüyoruz. Bu durum, konumumuzu fazla değiştirmedi ancak Türkiye, 2003ten
2009a bu konuda gelişme kaydeden birkaç ülkeden biriydi.
-Zekanın göstergesi bilgi değil, hayal gücüdür-
Bir İngilizce öğretmeninin, hazırladığı raporu kendisine ulaştırdığını
anlatan Prof. Dr. Karip, ona bu çalışmasından dolayı teşekkür etti.
Raporda, Türkiye ve Norveçteki İngilizce öğretim kitaplarının
karşılaştırmasına yer verildiğini ifade eden Prof. Dr. Karip, Diyor ki,
ortalama bir derste biz 15, Norveçliler 4 kelime öğretmeye çalışıyor. İki yıl
İngilizce dersi alan bir çocuk Norveçte bu dili daha iyi konuşuyor. Daha az
eğitimle nasıl öğretebiliriz- Yöntem, yaklaşım ve içerikle ilgili bir problemimiz
var diye konuştu.
Prof. Dr. Karip, birçok ülkede süreleri farklılık gösterse de zorunlu
ilkokul, ortaokul ve lise yapılandırmasının uygulandığını bildirdi.
Matematik, fen bilimleri, sosyal bilimler ve okuma yazma öğretiminin
dünyanın her ülkesinde yapıldığına işaret eden Prof. Dr. Karip, şunları söyledi:
Uluslararası eğitim sistemlerinde ilkokul, ortaokul ve lise
yapılandırmasında farklılaşan nokta, ortaokuldan itibaren öğrencilerin ilgi,
ihtiyaç ve yeteneklerine göre seçebilecekleri, müfredatların yüzde 15-25i
arasında değişebilen bir oranda seçmeli dersler olmasıdır. Şimdiye kadar seçmeli
ders koyuyorduk ve 29 saat zorunlu, bir saat seçmeli ders vardı. Burada bir seçme
olduğuna ve öğrencinin ilgisine, yeteneğine cevap verebileceğine inanabiliyor
muyuz- O zaman burada bir şeyleri farklılaştırmak zorundayız. Einstein, Aynı
şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar yapıp beklemek deliliktir diyor.
Zekanın göstergesi bilgi değil, hayal gücüdür. Ön plana çıkardığımız şey hep
bilgi ve bu bilginin daha fazlasını vererek daha iyi bir iş yapmaya çalışıyoruz.
Bilginin daha azını vererek daha çok beceri kazandırabilir, daha çok
öğrenilmesini sağlayabiliriz. Bu çerçevede zorunlu ve seçmeli derslerde birtakım
değişiklikler yaptık.
-Çocuk hazır olduğunda okumaya başlayacaktır-
Prof. Dr. Karip, çocukların ilgi ve yeteneklerini belirleyerek onları
yönlendirmenin anket ve ölçeklerle kolayca belirlenemeyeceğini, ilgilerinin
zamanla değişebileceğini anlattı.
Çocuklara, ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine cevap verecek seçenekler sunulması
gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Karip, şunları kaydetti:
Özellikle ilkokulda ilk 3 yılda çok önemli bir değişiklik var; oyun ve
fiziki etkinlikler. Bu, haftada 5 günde bir saat, ilk ve son saatlerde değil
aradaki bir ders saatinde yapılmalı ve çocukluğumuzdaki oyunlar oynanmalı. O
oyunların her birinde sadece fiziksel olarak aktif olmayı değil, sosyal ve
düşünce gibi becerileri artırmayı hedefliyoruz. İlkokulda ilk 3 sınıfta oyun ve
fiziki etkinlikler için harcanan zamanın boşa geçtiği düşünülmesin, esas öğrenme
burada gerçekleşiyor. Bu, 21inci yüzyılın öğrenmesidir. Bu hafta birçok okulu
ziyaret ettim. Yetişkinlerin zihninde, E canım bu çocuklar da hep oyun oynuyor
düşüncesi var. Acelesi ne, nereye yetiştiriyoruz- Eğitimciler olarak lütfen bunu
dilimizin döndüğünce anlatalım, aceleye getirmeyelim. 3 günde okuma yazma mı
öğreteceğiz- Hangi yöntemi kullanırsanız kullanın, çocuk hazır olduğunda okumaya
başlayacaktır.
Prof. Dr. Karip, seçmeli derslerin uygulanması için öğretmen yetersizliği
olduğuna ilişkin görüşe katılmadığını anlatarak, öğretmen kadrolarında çok yüksek
bir norm karşılama oranına yaklaşıldığını sözlerine ekledi.
Törene, AK Parti Kütahya milletvekilleri Hasan Fehmi Kinay ve İdris Bal, MHP
Kütahya Milletvekili Alim Işık, Kütahya Vali Yardımcısı Mustafa Haluk Saygı,
Belediye Başkanı Mustafa İça, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Çınar, İl Milli
Eğitim Müdürü Coşkun Esen, daire müdürleri ve eğitimciler katıldı.
Eğitim alanında çalışan bazı akademisyen ve gazetecilerin sunumlarıyla devam
edecek çalıştay, yarın sona erecek.
Muhabir: Hadi Şengül - Sedat Gök
Yayıncı: Mürsel Çetin