KONYA (A.A) - Metin Bolat - Konyada annesi ve ağabeyinin de
aralarında bulunduğu 92 kişinin öldüğü, 30 kişinin yaralandığı Zümrüt Apartmanı
enkazından 5,5 gün sonra çıkarılan Muhammet Kalem, enkaz altındayken
yaşadıklarını, olayın yıl dönümünde tüm ayrıntılarıyla paylaştı.
Tarih 2 Şubat 2004ü gösterdiğinde gözler Konyaya çevrildi. Acı haber tez
zamanda Türkiyenin her yerinde yankılanmaya başladı. Sadece Konyanın değil, tüm
Türkiyenin bayram sevinci yarım kaldı...
Merkez Selçuklu ilçesi Kerkük Caddesinde Kurban Bayramının ikinci günü
akşamı 11 katlı Zümrüt Apartmanının aniden çökmesi herkesi derinden üzdü. Tek
yürek olunduğu o gün neredeyse yaşlısı gençlisi herkes seferber oldu.
Cesetler enkazdan birbir çıkartılmaya başlandığında gözyaşları sel oldu
aktı. Ümitlerin yitirildiği, artık bu enkazdan sağ çıkmaz denildiği anda
olaydan 5,5 gün sonra o gün 15 yaşında olan Muhammet Saltuk Kalem sağ çıkarıldı.
-Yaşadıklarını önce rüya sanmış-
Annesi Havva ile ağabeyi Hasanı kaybeden, kendisinin de öldüğü düşüncesiyle
mezarı bile hazırlanan 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Muhammet Saltuk Kalem,
enkaz altındaki yaşam mücadelesini olayın yıl dönümünde tüm ayrıntılarıyla AA
muhabirine anlattı.
Kalem, olaydan 6 ay önce apartmana taşındıklarını, bayram günü olduğu için
ağabeyiyle birlikte akşam üzeri eve geldiklerini söyledi.
Olaydan 20 dakika önce eve girdiklerini, babası ve kız kardeşinin kendileri
gelmeden bayramlaşma için dışarıya çıktıklarını belirten Kalem, Annem bizi
beklemiş. Apartmandan ses geldikten sonra, karşı komşumuzun apartman çöküyor
çığlığını duydum. Ellerimle başımı korumaya çalıştım. Baygın şekilde uyandım.
Yaşananları rüya sandım diye konuştu.
Bulunduğu yerin bir insanın kıvrılıp yatacağı genişlikte olduğunu dile
getiren Kalem, sağ kolu ve sol bacağını güçlükle de olsa sıkıştığı yerden
çıkartabildiğini ifade etti.
Bir süre sonra deprem olduğunu düşündüğünü ve dua etmeye başladığını anlatan
Kalem, şunları kaydetti:
Düşünsenize; eliniz ayağınız bağlı, karanlık bir yerdesiniz. Önce duruma
alışmaya çalıştım. Biz 3. kattaydık. Yetkililerin bize ulaşmaları epey zaman
alabilirdi. Bilincimi açık tutmak için fanatiği olduğum Fenerbahçeyi düşündüm.
Tuncay Şanlının gollerini hayal ettim. Hep sesli düşündüm. Şarkı söyledim.
Uyumaya çalıştım. Hatta 2-3 defa uyuduğumu net hatırlıyorum. Kendimi rahat
ettirmek için sürekli bulunduğum alanı genişletmeye çalıştım. Bulunduğum yerde
üşümeye başladım. Apartmanın altında giyim mağazası vardı. Bu aklıma gelince
çevremdeki beton parçalarını temizlemeye çalıştım. Bulduğum bir elbiseyi üzerime,
büyükçe bir ayakkabıyı da ayağıma giydim.
-92 kişinin öldüğü yer çöplüğü andırıyor-
Işık gördüğünde eline aldığı hortumu uzatarak fark edilmesini sağladığını
aktaran Kalem, hastaneye kaldırıldığında babası öğretmen Ahmet Kalemi görünce
annesinin ve ağabeyinin öldüğünü anladığını belirtti.
Acısını belli etmemek için babasına Fenerbahçe maçını sorduğunu dile getiren
Kalem, Fenerbahçe sevgisiyle acılarımı hafifletmeye çalışıyorum. Beni üzen şey
92 kişinin öldüğü yerin 2 Şubattan bu yana 9 yıldır aynı şekilde durması ve
çöplüğü andırması dedi.
-Elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım
Manevi oğlu olduğunu belirttiği Muhammet Saltuk Kalemden maddi ve manevi
desteğini hiç esirgemeyen Konya Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Bülent Kaşdoğan
ise üniversite öğrencisi gencin yaşadıklarıyla herkese örnek olduğunu söyledi.
Kurtarıldıktan sonra enkaz altında Fenerbahçeyi ve Tuncay Şanlının
gollerini düşündüğünü belirten Kalemi kendi evlatlarından ayırt etmediğini
vurgulayan Kaşdoğan, Moral olsun diye o zaman Aziz Yıldırım kendisini derbi
maça davet etti. Hala maçlara gidiyoruz. Enkazın bulunduğu yerden geçerken ben de
çok üzülüyorum. Elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. İnsanların hatıralarına
saygı gösterelim. Buraya biran önce gerekli düzenlemeler yapılmalıdır
ifadelerini kullandı.
Konyada, 2 Şubat 2004te, merkez Selçuklu ilçesi Kerkük Caddesinde Zümrüt
Apartmanı çökmüş, enkaz altında kalan 92 kişi ölmüş, 30 kişi yaralanmıştı.
Enkazdan 5,5 gün sonra çıkarılan Muhammet Saltuk Kalem, annesi ve ağabeyini
kaybetmişti.
Yayıncı: Ahmet Kayır