ÇANAKKALE (A.A) - Mehmet Bayer - Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Sibel Menteşe, son 20 yıl içinde endüstrileşmiş ülkelerin çoğunda,
okul çağındaki çocukların neredeyse yarısı astım ve alerjiye maruz kaldığını, bu
nedenle hasta bina sendromuna dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi.
Menteşe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kapalı alan ya da iç ortam hava
kalitesinin çevre hava kalitesi kadar önemli olduğunu söyledi.
Yapılan istatistiklere göre, insanların zamanlarının büyük bir bölümünü
(yüzde 80den fazla) ev, iş yeri, okul ve kreş gibi kapalı ortamlarda
geçirdiğini, geçirilen zaman miktarının, ortamın hava kalitesinden kaynaklanan
sağlık sorunlarıyla doğrudan ilişkili olduğuna işaret eden Menteşe, Türkiyede iç
ortam hava kalitesinin belirlenmesi, ölçülmesi ve düzenlenmesine yönelik herhangi
bir yasal düzenlemenin mevcut olmadığını kaydetti.
Menteşe, kapalı ortamlarda sigara içilmesinin sınırlandırılmasıyla, sadece
önemli bir iç hava kirleticisinin etkisinin azaltılmasının söz konusu olduğunu
belirterek, Yaptığımız anket çalışmalarında genellikle insanlar yaşadıkları iç
mekanlardaki havanın dışarıdaki havadan daha temiz ve kapalı ortamların kendi
sağlıkları için daha güvenli yerler olduğunu düşünmektedir. Ancak, eğer iç
ortamlardaki hava kalitesinin arttırılması yönünde bazı önlemler alınmazsa,
vaktimizin büyük bir kısmını geçirdiğimiz bu ortamlar, bazı sağlık sorunlarıyla
çalışma ve yaşam koşullarında performans düşüklüğü gibi ekonomik neticeleri
olabilecek sorunlara yol açabilmektedir dedi.
İç ortam hava kalitesinin kötü olduğu binalarda uzun süre vaktini geçiren
kişilerde çeşitli semptomlar ve kirletici kaynağın yoğunluğuna bağlı olarak bazı
hastalıkların gözlenebileceğini anlatan Menteşe, şu bilgileri verdi:
Sağlık problemlerine neden olan bu binalara hasta bina denilmektedir.
Son 20 yıl içinde endüstrileşmiş ülkelerin çoğunda, okul çağındaki çocukların
neredeyse yarısı astım ve alerjiye maruz kalıyor. Evlerdeki yetersiz
havalandırmanın, plastik malzemelerden kaynaklanan uçucu kimyasal türlerinin
etkili olduğu ofis çalışanlarının da yüzde 20 ila yüzde 60ında çalışma veriminde
düşüklüğe neden olan hasta bina sendromu semptomları (baş ağrısı, yorgunluk ve
mukoz membran tahribatı gibi) görülmektedir. Hasta bina sendromu, tek veya
belirli bir kaynağı olmadığı için hastalık yerine sendrom olarak
sınıflandırılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından hasta bina sendromu için
tanımlanan duyusal reaksiyonlar, göz, burun ve boğazda tahribat, deri tahribatı,
nörotoksik semptomlar, spesifik olmayan aşırı reaksiyonlar, koku ve tat
şikayetleridir. İç ortam hava kalitesinin bozulması astım, kronik alerjik rinit
ve hipersensitiv pnömani gibi tanı konulmuş çeşitli rahatsızlıklara da neden
olabilmektedir.
-Ortam sıcaklığını 20-25 derecede tutun-
Yrd. Doç. Dr. Sibel Menteşe, kapalı alan hava kalitesinin iyi yada
insanların konfor seviyelerine göre uygun olup olmadığını belirleyen birçok
faktörün bulunduğunu bildirdi.
Bunda çevresel faktörlerden ortamın sıcaklığı, nem seviyesi, temiz hava
oranının en önemlileri olduğuna işaret eden Menteşe, Bunun dışında birçok
faktör de kapalı ortamdaki havanın kimyasal ve mikrobiyolojik içeriğini
etkileyebilmektedir. Örneğin, içeriğinde gaz fazına geçebilecek kimyasalların
olduğu tüketici ürünleri, bina malzemeleri gibi bazı materyallerin bulunması,
ortamda mikrobiyolojik aktivitenin artmasını teşvik edecek bakteri ve mantarların
besin olarak kullandığı bazı maddelerin (bitki, yemek artığı) var oluşu dedi.
Menteşe, temiz havanın, insan sağlığı açısından iyi bir kapalı alan hava
kalitesine ulaşmada sağlanması gereken en önemli koşul olduğunu ifade ederek,
Bir diğer önemli koşul ise kapalı ortamdaki kişi sayısıdır. Küçük bir alanda
çok fazla kişinin sürekli aynı havayı teneffüs etmesi de eğer ortamda temiz hava
akışına imkan verilemiyorsa, kapalı alan hava kalitesini olumsuz yönde
etkileyecektir diye konuştu.
Hava kalitesini düşüren koşulların ortadan kaldırılmasının en pratik çözüm
yolu olabileceğine işaret eden Menteşe, şu önerilerde bulundu:
Örneğin eğer cam açarak havalandırma yapabileceğiniz bir ortamda
zamanınızın büyük bir bölümünü geçiriyorsanız, havalandırma yaptığınız bu yerin
trafikten veya belirgin bir endüstriyel kaynaktan uzak olması gerekir. Eğer böyle
bir yerde yaşıyorsanız bakımı periyodik olarak yapılan mekanik ekipmanlar ile
ortam havasının temizlenerek sirküle olmasını sağlamanız gerekir. Özellikle
derslikler ve kalabalık ofis ortamları, kapalı alan hava kalitesinin yetersiz
olduğu durumların en sıklıkla rastlandığı yerlerdir. Trafik veya endüstriyel
tesislerden uzakta yaşıyorsanız öncelikle yaşadığınız ortamları gün içerisinde
birden çok kez havalandırınız. Yaşadığınız ortamda rutubet gibi bakteri veya küf
üremesini kolaylaştıracak koşullar varsa bunları gidermeye çalışınız. Ortam
sıcaklığını 20-25 derecede tutmaya çalışın. Yaşadığınız ortamda çok fazla gaz
emisyonu yayabilecek çevresel açıdan kalitesiz tüketici ürünleri bulundurmamaya
gayret gösterin.
Yayıncı: Doğan Sarıtaş