MALATYA (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sanayiciyi
ekonominin kamu görevlisi olarak gördüklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, bazı ziyaretler yapmak ve partisinin düzenlediği programlara
katılmak üzere geldiği Malatyada 1. Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) Fırat
Tekstile ait iplik fabrikasını gezdi. 2. OSBdeki Alima Su Ürünleri tesisine
geçen Kılıçdaroğlu, burada alabalık üretimi ve ihracatıyla ilgili bir sunum
izledi. Güngör Kayısı Fabrikasını da gezen Kılıçdaroğlu, Anemon Otelde, iş
adamları ile partisinin düzenlediği İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları
ve Çözüm Yolları adlı toplantıya katıldı.
Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, CHPnin iş dünyasına karşı olduğu
yönünde bir algının bulunduğunu ancak partisinin iş dünyası ile iç içe olduğunu
söyledi.
Türkiyenin dünyada söz sahibi olmasının üreterek mümkün olacağını anlatan
Kılıçdaroğlu, Üretirseniz dünyada söz sahibi olur, saygınlık kazanırsınız,
istihdam yaratmış olursunuz. Ürettiğiniz anda gelişmeyi sürekli takip etmek
zorunda kalırsınız. Ürettiğiniz anda kendiniz için değil ülkeniz için
çalışırsınız. O açıdan biz sanayiciyi ekonominin kamu görevlisi olarak görüyoruz.
Teşvik politikalarınızı bu bağlamda yapacaksanız ve geliştireceksiniz diye
konuştu.
Katma değeri yüksek ürünlerin üretimine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Bir
ülkenin başbakanı katma değeri yüksek olan ürünleri üreten sanayici ile gurur
duymalı. Onu dünyaya lanse etmeli dedi.
Kılıçdaroğlu, politikacıların iş dünyasında ayrım yapma hakları olmadığını
ifade ederek, şunları kaydetti:
Herkesin siyasi görüşüne saygı duymak zorundayız. Kimisi a partisini
destekleyebilir, kimisi b partisini. Öbürü başka bir siyasi partiyi
destekleyebilir. Siyasetçinin görevi onun önündeki engelleri kaldırmak, önüne
yeni engeller çıkarmamaktır. Siyasetçi bu olgunluğa ulaşmak zorundadır. Eğer bu
olgunluğa ulaşmazsa kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz.
-Biz geride kaldık-
Siyasetçinin eleştiriye açık olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu,
Eleştiriye kapalıysanız olmaz. O nedenle demokrasi kavramını da daha olgunlukla
tanımlamamız gerekiyor. Demokrasisi gelişmemiş bir ülkede yurttaşın mülkiyet
hakkı güvence altında değildir. Aksi halde otoriter rejimlerde bugün sizin olan
fabrika yarın sizin elinizden alınabilir. Bu doğru değildir. Alın teri ile
yapılan birikim bir gecede el değiştirmemelidir değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, üretime dönük bir ekonomi politikası yapılması gerektiğine
işaret ederek, şunları belirtti:
1970li yıllar. Türkiye, Yunanistan, İspanya, Portekizle aynı durumda.
İtalya biraz bizden önde. Geldik 2000li yıllara. İspanya bizi geçti. Kişi başına
gelir 30-35 bin dolar. Portekiz, Yunanistan, İtalya onlar da geçti. 1980li
yıllarda onlar bizi geçti. Biz geride kaldık. Bu sefer Brezilya, Çin,
Hindistanla kıyaslandık. Geliyorum 2012ye Brezilya bizden önde, Çin bizden
önde, Hindistan bizden önde. Bakınız Anadol ilk yerli otomobilimiz. Bir markayı
yaşatamadık. Güney Korenin iki dünya markası var otomobilde.
Hollandanın yıllık tarım ürünü ihracatının 80 milyar dolar olduğunu
kaydeden Kılıçdaroğlu, Biz hangi noktaya geldik- Önce kurbanlık koyun getirdik.
Sonra et getirdik. Şimdi çok şükür saman da ithal ediyoruz. Neden Türkiye saman
ithal ediyor- Neden canlı hayvan ithal ediyor- Tarım ürünü ihracatımız 12 milyar
dolar. Oysa bizim tarım, hayvancılık çok başarılı olmamız gereken alanlar. Her
şeyi ihmal edebilirsiniz ama gıdayı ihmal edemezsiniz ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, asgari ücretin üzerindeki vergilerin yüzde 1e indirilmesi
gerektiğini anlatarak, O zaman kim kaybeder- İşçi kaybetmiyor. İşveren de
kaybetmiyor. Maliyet düşmüş olur. Rekabet gücü kazandırmış olursunuz dedi.
Amerikada ekonomik kriz çıktığında Amerikan Merkez Bankasının para
bastığına değinen Kılıçdaroğlu, Para bastılar, bütün dünyayı dolarla
doldurdular. Niçin- Doların değeri düşsün Amerikan mallarına talep artsın diye.
Biz ne yaptık- Türk Lirası çok değerlendi, sevindik. Kime kazık attık-
İhracatçıya. Ara malları ithal ettik. Pek çok malı ithal etmek daha ucuza geldi.
Paranın çok değerli olması da çok düşük olması da yanlıştır diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiyenin teşvik politikasını yeniden gözden geçirmek
zorunda olduğunu ifade ederek, Katma değeri yüksek ürünler üretmek zorundayız.
Yeni buluşlara imza atmalıyız. Yeni gelişmelere imza atmalıyız dedi.
-Bilimin temeli de meraktır-
Katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin anahtarının eğitimde olduğunu
kaydeden Kılıçdaroğlu, Eğitim, sorgulama üzerine kurulmak zorundadır. Bilimin
temeli de meraktır. O açıdan üniversiteler çok önemlidir. Katma değeri yüksek
ürünlerin üretiminde üniversiteler önemli. Peki üniversiteler bunu nasıl yapacak-
Üniversiteler bunu özgürlük ortamında yaparlar. Özgürce düşünmesini sağlamanız
lazım diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiyenin yeni bir anlayışa ve yeni bir yönetime ihtiyacı
olduğunu savunarak, şunları söyledi:
Türkiyenin barışa ihtiyacı var. Terör... Canımızı yakan bir şey. Kış
geldi. PKKlı unsurlar ya toprak altında, ya başka yerde duruyorlar. Hepimiz
rahatız. Bahar gelecek yeniden şehit haberleri, hepimiz diken üstündeyiz. 30
yıldır sürüyor. Sorumlusu siyaset kurumu. Siz çözüyorsunuz bunu. Siz çözmezseniz
bir gün gelir birileri çözüme el atar. Neden biz bunu yapmıyoruz- Hepimizin
oturup düşünmesi lazım. Hepimizin sorumlulukları var. Ben sorumluluktan
kaçınmıyorum. Birilerinin doğruları yapması, doğruları söylemesi lazım.
Muhabir: Yeter Erdine / Ekber Türkoğlu
Yayıncı: Tarkan Demir