TRABZON (A.A) - Tuncay Bekar - Karadenizde küresel ısınma,
bilinçsiz avlanma, kirlilik ve hidroelektrik santralleri nedeniyle kalkan, çupra,
ıstakoz, karides ve kırlangıç gibi birçok türün yok olma noktasına geldiği
bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karadenizde geçmişte
yaşamını sürdüren canlı türlerinde önemli değişiklikler olduğunu ifade ederek,
Karadenizde biyoçeşitlilik açısından durum son derece ciddi dedi.
Karadenizde canlı türlerinin azalmasında kullanılan ağlar başta olmak üzere
av araçlarını seçmeden avlanmanın büyük etkisi olduğunu ifade eden Düzgüneş,
Türkiye İstatistik Enstitüsü 1968 yılında Karadenizden neler avlandığından,
Trabzon Balık Haline hangi tür balıkların geldiğinden bahsederken bugün artık bu
balıkların birçoğunu istatistiklerde görmüyoruz. Kırlangıç balığı ortadan kalktı,
mercan ve çupra balıkları yok oldu. İşgalci türler nedeniyle örneğin deniz
salyangozu geldi, midyeler yok oldu. Karadenizde avlandığı söylenen ıstakoz,
karidesler yok oldu diye konuştu.
Düzgüneş, Karadenizdeki biyoçeşitlilikte gözle görülen değişikliklerin yanı
sıra gözle görülmeyen ancak küçük balıklara yem olan canlı türlerinde de ciddi
değişimler yaşandığını anlatarak, HESler nedeniyle eskisi gibi denizlerimize
besin maddesi akışı sağlanamıyor. Su geliyor ama besleyici gıdalar gelmiyor.
Denizdeki besin zincirindeki katmanlar değişti, eskisi kadar zengin değil. Bu
nedenle balığın beslenmesi etkiledi dedi.
Karadenizdeki canlı çeşitliliğinin azalmasında insanların doğaya verdiği
zararın da büyük etkisi olduğunu işaret eden Düzgüneş, şöyle devam etti:
İnsan eliyle ya da avlanma hataları nedeniyle doğaya verilen zararlar var.
Bunların hepsi birleşince soframızı etkiliyor. Örneğin yol yapımı nedeniyle kıyı
ile denizin birleştiği kıyı zonu ortadan kalktı. Karasal-denizsel alışverişler
ortadan kalktı. Bunlar denizdeki biyoçeşitliliği önemli oranda etkileyen
unsurlar. Karadenizde var olan az sayıda kayalık bölgeler yol inşaatlarının
altında kaldı. Bu da kaya balıklarını etkiledi. Deniz salyangozu avlıyoruz diye
dalarak zıpkınla bunları avlayan bir kesim vardı. Yollarla balıkların yaşam
ortamlarını yok ettik. O zaman bu balıklar başka bir yer aradı. Doğan yavru
balıklar barınma imkanını kaybetti, düşmanlarına daha kolay yem oldu. Bütün
bunlar birleşince ortaya bu durum çıktı.
Düzgüneş, Karadenizin biyoçeşitliliğindeki değişimde küresel ısınmanın da
etkisi olabileceğini dile getirerek, şöyle devam etti:
Küresel ısınma her ne kadar çok uzun yıllara ait veri gerektiriyor dense
de göz önünde olan bir şey var, biz bunu hissediyoruz. Geçen seneye göre önceki
seneye göre bu sene ne olduğunu görüyoruz. Elbette genelleştirmek doğru değil.
Küresel ısınma demek için yüzyıllar gerekiyor ama Karadenizin Akdenizleşmesi de
gündemde. Akdenizdeki bazı canlı türleri Karadenize geliyor. Bu bakımdan bütün
olumsuz koşullar devam ederken insan eliyle yapabileceğimizin en iyisini yapmamız
lazım. Çünkü varımız yoğumuz bu. Bunun üzerine çıkıp ekstra bir canlıyı bir başka
yerden ithal edemeyiz.
Karadenizdeki canlı türlerinin korunması gerektiğini vurgulayan Düzgüneş,
şunları ifade etti:
Karadenizdeki bu yaşam çeşitliliğini mutlaka korumamız gerekiyor. Sıkıntı
çekilen alanlarda takviye gerekiyor. Deniz koruma alanlarının ihdas edilmesi,
deniz parklarının oluşturulması belki bazı yerlere yapay resif uygulamalarıyla bu
biyolojik döngüyü teşvik edecek ortamlar yaratmak zorundayız. Aksi takdirde
geleneksel şekilde avcılık yaparsak kaynak tükenir. Kaynağın tükendiğini
pazarlarda hissediyoruz. Eskisi kadar balık türü yok.
-24 metre yasağı kıyıdaki balık çeşitliliğini artırdı-
Trabzonda teknesiyle 15 yıldır balıkçılık yapan Helim Karabulut (38), bu
yıl balık sezonu açıldığında palamudun bol olduğunu ancak bu mevsimde artık
hamsiyi beklediklerini söyledi.
Karadenizde eskisi gibi bol çeşit yakalanamadığını dile getiren Karabulut,
20-25 sene önce uzatma ağ ile kiloluk istavritler yakalıyorduk, şimdi o
büyüklükteki istavritin nesli yok. Neden, bilinçsiz avlanmaktan dedi.
Karadenizde balık türlerindeki azalmada gırgırların büyük etkisi olduğunu
dile getiren Karabulut, Gırgırlarda sonar cihazları kullanılmaya başladıktan
sonra avcılık her geçen yıl geri gitti. Gırgırlardaki ağların derinliği 110-120
kulaç, balıkçı istediği zaman istediği yerdeki balığı yakalayabiliyor.
Karadenizi kurtarmak istiyorsak sonar cihazları kaldırılmalı diye konuştu.
Karabulut, bu yıl 24 metreden sığ sularda avlanmanın yasaklanmasıyla
gırgırların kıyıya yakın yerlerde avlanamadığını belirterek, Bu yasak küçük
balıkçı açısından iyi, gırgır ile avlanan balıkçı açısından kötü oldu. Bu seneye
kadar sahilde çinakop, sarıkanat avlayamıyorduk. Bu yasağın balıkçılığa faydası
var ifadelerini kullandı.
Çocukluğundan itibaren balıkçılık yapan 71 yaşındaki Mustafa Özkan ise
denizde eskisi gibi bol balık olmadığını anlatarak, Balık yok ki, incesi de
büyüğü de kayboldu. Artık kırlangıç yok, kalkan yok, istavrit az dedi.
Özkan, denizdeki kirlilik, bilinçsiz avlanmanın ve kullanılan ağların göz
açıklıklarının balık türlerinin yok olmasında etkisi olduğunu söyledi.
Yayıncı: Murat Kaban