MALATYA (A.A) - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski Merkez
Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Bu yönetimle biz önceki dönem yapamadığımız
birtakım reformları yaptık ve o reformlar sonucunda ekonomimizi bir patikaya
oturttuk dedi.
Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezince (BİLSAM) İl Özel
İdaresi Toplantı Salonunda düzenlenen Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisi
konulu konferansa katılan Yılmaz, yaşanan küresel krizi ve Türkiye ekonomisindeki
büyümeyi değerlendirdi.
Avrupada yaşanan kriz nedeniyle bir kuşağın acı çekmekte olduğunu ifade
eden Yılmaz, bu acının biraz uzun sürebileceğini belirtti. Avrupadaki krizi,
Türkiyede 2001 yılında yaşanan krize benzeten Yılmaz, zihinlerde Avrupanın
içinden çıkılmaz bir krizde olduğu yönünde bir algının oluşmaması gerektiğini
dile getirdi.
Yılmaz, şöyle konuştu:
Nispi olarak onlara göre gerçekten iyiyiz ama şunu aklımızın bir kenarına
yazalım. Bir ülke batıyor dediğimizde, şunu anlamamız lazım; yerküre yarılıp
ülke o delikten içeri girip insanların üzeri toprakla örtülmüyor veya okyanuslar
yükselip insanlar sular altında kalmıyor. Ülkenin batması demek; işler o kadar
zor ki insanlar önceki hayat standartlarını kaybediyor ve bir nesil acı çekiyor.
Şu anda Avrupada da bir nesil acı çekiyor. Bizde de 2001de o günkü neslin acı
çektiği gibi. 2001 krizinde 80 bin mali sektör çalışanı işsiz kaldı ve onların
bir acısı var. Dolayısıyla onlar da bu acıyı çekecekler. Birinci Dünya Harbi
bitti, 20 milyon insan öldü. 25 milyon insan da 2. Dünya Harbinde öldü. O da
bitti ve ondan sonra Avrupa ülkeleri bir refah gördü. Yine bu krizler de bitecek.
Bunun elbette bir acısı olacak ve uzun sürecek. Bu nedenle bizim bu olaya
bakışımız, onların ızdırapları, acıları üzerinde yükselmek gibi bir derdimiz
olmasın. Alın terimiz, emeğimiz üzerinde yükselmemizin yolunu bulalım.
Türkiyenin son 10 yılda uyguladığı politikalarla, gelişmekte olan ve
gelişmiş ülkelerden olumlu yönde ayrıştığına işaret eden Yılmaz, burada bir
başarının söz konusu olduğunu vurguladı.
Türkiyede, yurttaşların 2001 yılı öncesinde Türk Lirası kullanmamaya
başladığı zamanlar yaşandığını dile getiren Yılmaz, o dönemde enflasyonun yüzde
70ler civarında olduğunu, bir ara enflasyonun 3 haneli rakamlara çıktığını
söyledi.
-Herkes cebinde artık Türk Lirası taşıyor-
Türkiyenin geçen sürede aklını başına aldığını belirten Yılmaz, Tek parti
hükümetinin liberal olması, sosyal demokrat olması, merkezin sağı veya solu
olması mühim değil. Tek parti hükümeti, sürekli anında karar alabilen bir
hükümet. Bu yönetimle biz önceki dönem yapamadığımız birtakım reformları yaptık
ve o reformlar sonucunda ekonomimizi bir patikaya oturttuk diye konuştu.
Durmuş Yılmaz, şöyle devam etti:
Bu patikanın sonucunda yüzde 15-16ya varan kamu sektörü borçlanma
gereğini aşağılara çektik. 12-13lerde gezen bütçe açıklarımızı aşağıya çektik.
Yüzde 6,5e yakın tasarruf yaptık. Bu tasarruflarla borçlarımızı ödedik. Yüzde
80ler dolayında gezen kamu borcunun milli gelir oranını biz bugün itibariyle
yüzde 40ın altına çekmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla paramız tekrar itibar kazandı.
Bütün bunların sonucunda artık Türk Lirasını cebimizde rahatlıkla
taşıyabiliyoruz. Sadece biz taşımıyoruz bölge ülkeler, Azerbaycandan İrana,
körfez ülkelerine, Kuzey Iraka kadar herkes cebinde artık Türk Lirası taşıyor.
Dolar yerine cebine Türk Lirasını koyarak ülkemize geliyor. Bu çok önemli bir
kazanım ama hala alınacak yol var. 2002den 2007 yılına kadar ortalama yüzde 7
büyüdük. 2008de biraz daraldık ama 2009da tam daraldık. Ekonomi yüzde 4
küçüldü. Düştüğümüz yerden bir sene içinde doğrulduk ve tekrar yürümeye
başladık.
Türkiyenin büyümede tarihi zirveyi 2010-2011 yıllarında yakaladığını ifade
eden Yılmaz, bu büyümenin de özel sektör liderliğinde olduğunu kaydetti.
Muhabir: Ensar Özdemir
Yayıncı: Ahmet Ekici