KOCAELİ (A.A) - Necdet Doğruyol - Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp
Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Başar Çolak, Tüm
cinsel istismara uğrama iddiası olan çocuklardan Adli Tıp Kurumundan rapor
alınma konusundaki genel eğilim, yargılama sürecini uzatmakta, çocukların ruhsal
sağlıklarında olumsuz etkiler oluşturmaktadır dedi.
Çolak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarla ilgili Adli Tıbbi
değerlendirme istenilen genel konuların başında mağdur çocuklarda yaralanma,
cinsel istismar ve yaş tayininin geldiğini, suça sürüklenen çocuklarda ise cezai
sorumluk ile yaş tayininin yoğun olarak değerlendirildiğini ifade etti.
Fiziksel istismarın ortaya çıkarılmasında sadece beden muayenesinin yeterli
olmadığını belirterek, bu çocukların farklı alanlarca birlikte değerlendirilmesi
ve gerekli tetkiklerin yapılması gerektiğini kaydetti.
Cinsel istismara maruz kalan çocukların değerlendirilmesinde ise fiziksel
bulguların değerlendirilmesi, biyolojik delillerin saptanması ve ruhsal etkinin
saptanmasının önemli olduğunu dile getiren Çolak, Cinsel istismar şüphesi
bulunan çocukların yüzde 96sında genital ve anal muayene bulgularının normal
bulunduğu bildirilmektedir. Bu nedenle ruhsal değerlendirme, büyük bir önem
taşımaktadır diye konuştu.
-Olayı unutmak üzereyken başa dönüyor-
Prof. Dr. Çolak, cinsel istismara uğradığı iddia edilen 7 yaşındaki bir kız
çocuğunun, muayenesi sırasında çocuğun uzun bir süre hiçbir yanıt vermeden kızgın
bir şekilde oturduğunu gözlemlediklerini anlatarak, şunları söyledi:
Çocuk, niçin senin sorularına cevap vereyim, senden sonra başka kimse
soru soracak mı-, Senin diğer doktorlardan ne farkın var, konuşmak
istemiyorum şeklinde tepkiler verdi. Anne ve babası, çocuklarının tekrar muayene
olacağını öğrendiğinde davranışlarında değişiklik olduğunu, olayı tam unutmak
üzereyken her şeyin başa döndüğünü ifade ettiler.
Mağdur çocukların muayenesinde sanığın ne kadar ceza alacağını belirlemeye
çalışırken, çocukların ömür boyu etkisi kalacağı ruhsal sorunların yaratıldığını
vurgulayan Çolak, suça sürüklenen çocukların muayenesinde de benzer sorunların
yaşandığını bildirdi.
-Uygulamadaki yanlışlıklar-
Prof. Dr. Başar Çolak, çocukların evlerinden veya okullarından üniformalı
görevlilerce alınarak muayeneye gönderilmesi ve okullarına resmi yazı yazılarak
olayın okulda herkes tarafından öğrenilmesinin psikolojik sorunlara neden
olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
Bunların dışında, çocukların mahallinde imkan olmasına rağmen
şehirlerarası yollar kat edilerek muayene ettirilmesi. Muayene aşamasında ise
muayene ortamının uygun olmaması, adli olgu değerlendirme deneyimi olmayan
kişilerin muayene yapması, muayenelerin sıklıkla farklı birimlerde tekrarlanarak
yapılması, sadece fiziksel bulgularla karar verilmeye çalışılması önemli
sıkıntılardır. Uygulamada, Hakkarideki çocuk da Rizedeki çocuk da
Çanakkaledeki çocuk da Adli Tıp Kurumuna gönderilmeye çalışılıyor ve yazıda
sabah 8.30 da Adli Tıp Kurumunda bulunacak deniyor. Çocuk hangi koşullarda
buraya geliyor, burada kaç saat bekleyerek muayene olabiliyor, bir çocuğa kaç
dakika ayrılarak muayene edilebiliyor- Bunlar düşünülünce çocukların neler
yaşayabileceğini herkes öngörebilir. Ama uygulamada öngörülemiyor.
-Yargılama süreci uzuyor
Prof. Dr. Başar Çolak, mağdur çocukların muayene sürecinin çok önemli
olduğunu vurgulayarak, Çocukların uygun olmayan şekilde ve gerekli donanıma
sahip olmayan merkezlerde muayene edilmesi çocukların ruh sağlığını bozmaktadır
dedi.
Tüm cinsel istismara uğrama iddiası olan çocuklardan Adli Tıp Kurumundan
rapor alınma konusundaki genel eğilimin, yargılama sürecini uzattığını dile
getiren Çolak, uzayan dava süreci ve bu süreçte yaşanan olumsuzlukların,
çocukların ruhsal olarak daha fazla etkilenmelerine neden olurken, tedavi
olmalarını da engellediğini kaydetti.
Çolak, çocukların mahalinde aldıkları raporların gerekçesiz olarak Adli Tıp
Kurumuna gönderilmesinin, çocukların tedavi sürecini ve tedbir kararlarını
olumsuz etkilemesinin yanında mahallinden alınan raporlara itibar edilmemesinin
de çocukların değerlendirileceği birimlerin yapılanmasını olumsuz etkilediğini
bildirdi.
Çocukların, Çocuk Hakları Sözleşmesi göz önünde bulundurularak yargılanma
sürecinin oluşturulması ve çocuğun sadece rapor alacak kişi olarak görülmemesi
gerektiğini anlatarak, rapor sonrası takiplerinin yapılması ile çocuğun
yaşayabileceği sıkıntılara yönelik tedbir kararlarının önerilmesi gerektiğini
vurguladı.
Yayıncı: Murat Paksoy