BURSA (A.A) - Haluk Yüksel - Ürünlerin, tüketicileri olur olmaz
zamanlarda bunaltan mesajlar ya da telefonlarla pazarlanmasının, kapıdan
satışlar gibi bir nevi saldırgan satış yöntemi olarak
değerlendirilebileceği bildirildi.
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, yeni Türk Ticaret Kanununda kapıdan satışların,
saldırgan satış yöntemi olarak kabul edildiğini hatırlattı.
Yılmaz, tüketicilerin, yeni teknolojilerin yaygınlaşması ve ürün
pazarlamalarının giderek hız kazanmasının ardından mesaj ve telefon
bombardımanına maruz kaldığını ifade ederek, bu konuda özellikle bankalar, GSM
operatörleri veya internet hizmet sağlayıcılarına yönelik çok şikayetler
aldıklarını belirtti.
Tüketicilerin, beklemedikleri bir anda mesaj ya da telefon aldıkları zaman,
sağlıklı cevap veremediğini, veremeyeceğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
Son yıllarda bu konularda çok sayıda şikayet alıyoruz. İstemediği halde,
olur olmaz zamanlarda gelen mesajlardan ya da çalan telefonlardan şikayet edenler
de var, dalgın anında fark etmeden sunulan ürünü kabul ederek, mağdur olduğunu
söyleyen de var. Bu durum, tabii yakın zamanda yürürlüğe giren Türk Ticaret
Kanunundaki kapıdan satışlar gibi saldırgan satış yöntemi olarak
değerlendirilebilir. Yeni Türk Ticaret Kanununda kapıdan satışlar saldırgan
satış yöntemi olarak kabul edilmiştir. Bu da buna benzer olduğu için bir nevi
saldırgan satış yöntemi olarak kabul edip, itirazda bulunulabilir. Eğer,
dalgınlık, yoğunluk anında satışı yapılan, pazarlanan ürüne evet denilmiş ise
bu hukuken saldırgan bir satış yöntemi sayıldığı için yok hükmündedir.
-Tüketici önce hizmet aldığı kuruma şikayette bulunsun-
Yılmaz, bu tür durumlarda tüketicilerin önce hizmet aldığı kuruma şikayette
bulunması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
Tüketici, kendi GSM operatörüne diyecek ki; ben bu tür mesajlardan
rahatsızım. Bu kapsamda, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları
Yönetmeliğinin Tüketici Hakları başlığında düzenlenen hakları çerçevesinde GSM
operatörüne başvuracak. Çünkü tüketicinin istenmeyen mesaj ve iletileri almayı
reddetme hakkı olduğunu bilmesi lazım. Eğer, hizmet aldığı GSM operatörü
tüketicinin bu haklı talebiyle ilgili bir tedbir almadığı taktirde, Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığına başvurarak, onlardan bunu talep
edebilir. Tüketici, yine sonuç alamazsa Tüketici Hakem Heyetlerine
başvurabilir.
Mesaj ve telefonların mesai saatleri dışında da tüketicilere ulaştığını,
pazar sabahı ya da gece geç saatlerde tüketicinin telefonundaki çağrılara muhatap
olabildiğini anlatan Yılmaz, En azından bunların mesai saatleri içiyle
sınırlandırılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Ama, tüketici bundan
gerçekten bir rahatsızlık duyuyorsa kendi hizmet aldığı GSM operatörü veya Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığına başvurarak bunları önleyebilir
dedi.
Yılmaz, tüketicilerin bir telefon hattı aldığı zaman, onun neye açık neye
kapalı olduğunu ya da neye imza attığını bilmesinin çok önemli olduğunu
vurgulayarak, Tüketicilerimiz haklarını kullanırken, işin sonunda değil de
başında bunu biliyor olmaları çok önemli. Yani bir GSM operatöründen bir hat
aldığında, sözleşme imzalarken, neye açık ve neye kapalı olduğu, orada ifade
edebilir. Başlangıçta bunu kapatabilir ve buna rağmen kendisine çağrı geliyorsa,
bununla ilgili her türlü hukuki yola başvurabilir diye konuştu.
Sıtkı Yılmaz, sadece bilgi verme amaçlı olan mesajların da tüketiciyi meşgul
ettiğini, bunalttığını, ancak bugünkü teknolojik ortamda bunların tamamen önüne
geçmenin zor olduğunu sözlerine ekledi.
Yayıncı: Doğan Sarıtaş