BURSA (A.A) - Ali Kahrıman - Halil İbrahim Başer - Orman vasfını
kaybetmiş 2B arazilerinin hak sahiplerine satışını düzenleyen 6292 Sayılı Orman
Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı
Hakkında Kanun kapsamında, Harmancık ilçesine bağlı Gökçeler köyünün,
mezarlığının da içinde bulunduğu yarısından büyük bölümü satışa çıkarıldı.
Yaklaşık 200 nüfuslu Gökçeler köyünün sakinleri, Harmancık Kaymakamlığından
2B arazilerinin satışına ilişkin yazı üzerine sahip oldukları arazilerini
kaybetme korkusu yaşıyor. Gelen yazıda, mezarlık da dahil, kayıtlı 400 parselden
yaklaşık 300ünün 2B arazisi olarak tespit edildiği ve arazileri üzerlerine
almaları için toplam 256 bin lira ödemeleri gerektiği bildirildiği belirtilen
köylüler, arazilerini kaybetmemeleri için sorunun çözülmesini istiyor. Köy halkı,
arazileri için yetkililerden yardım bekliyor.
Kesin bilinmemekle beraber tarihi, Osmanlı dönemine dayandığı kaydedilen
köydeki arazilere ilişkin köylülerin elinde, 1937 yılına ait, topraklar için
ödenen vergi makbuzları bulunuyor. Arsaların tapuları ellerinde olmadığı için
adeta elleri kolları bağlı kalan köylüler, kanuna göre tapuları göstermeleri
şartıyla ödeme yapmaksızın arazileri üzerlerine alma şansını değerlendiremiyor.
Bugüne kadar da köy sınırlarındaki 2B arazilerinin satışına ilişkin taleple
ilgili herhangi bir başvuru yapılmadı.
Köylülerin iddiasına göre, yaşanan bu sorun, 1977de gelişen bir olaya
dayanıyor. O tarihlerde köyde muhtarlık seçimi yapılıyor. Seçimi eski muhtar
kaybediyor ve yeni muhtar köye kadastro getiriyor. Söz konusu iki kişinin
anlaşmazlığı ve bunun kadastroya yansıması üzerine, araziler gelişigüzel
kaydediliyor. Zaman içinde de sahipsiz görünen araziler, Hazine arazisi olarak
kayıtlara geçiyor. Bugüne kadar durumla ilgilenmeyen köylüler, gelen kararın
ardından durumdan haberdar oluyor.
-Eğer buralar orman alanıysa istemiyoruz-
Köy Muhtarı Halil İbrahim Üzü AA, muhabirine yaptığı açıklamada, 100 yıldan
fazladır bu topraklarda yaşadıklarını söyledi. Köyde 1930larda yaşayanların
bulunduğunu anlatan Üzü, şunları kaydetti:
Onlar bunun en büyük şahitleri. Bu araziler de onlardan bize kalmış. Ancak
gelen bir yazı bizi şoke etti. Köyün yarısından fazlası 2B arazisi çıkmış. Bu
nedenle bizden kendi arazilerimizi satın almamız isteniyor. Köyümüzün tarihini
incelerlerse, burada dedelerimizin yaşadığını görecekler. Mezarlık bile satılığa
çıkmış. Mezarlığın iki tarafındaki arazilerin kaydı var, ancak 5 metre
yanlarındaki mezarlığın yok. Bu nasıl oluyor-
Üzü, 1977de kadastro geldikten sonra olayın karıştığını ileri sürerek,
şöyle devam etti:
Bu topraklar bizim. Lütfen incelesinler. Eğer buralar gerçekten orman
alanıysa, bize ait değilse istemiyoruz. Ancak öyle değil. Tamamen 1977de yaşanan
bir olay ve bunun takip edilmemesi nedeniyle bunlar başımıza geldi. Köyde herkes
cahil. O zaman kimse itiraz etmemiş duruma. Zaten kimse ne olduğunu bile
anlamamış. Kimse tapusuna bile sahip çıkmamış. Zaten görmedik tapu diye bir şey.
Ancak 1937 yılında ödenen vergilerin kayıtlarını çıkardım. Yani o tarihte bu
toprakları vergisini vermiş büyüklerimiz. Olayın çözülmesi için yargıya
başvuracağız.
Köy sakinlerinden Ahmet Aslan (75) da çocukluğundan beri köyde yaşadığını
belirtti. Aslan, şöyle konuştu:
Babalarımız, dedelerimiz bu toprakları işlerdi. Kimse bize buralar sizin
demedi. Onlardan bize kaldı bu araziler. Bir zaman kadastro geldi. Ondan sonra ne
olduysa oldu. Parayla kendi arazilerimizi almamızı istiyorlar. Bunu nasıl
yapacağız- Biz eskiden buraların vergisini ödüyorduk. Vergi kayıtlarımız var, ama
tapu yok elimizde. Zaten Osmanlıdan beri buralar bize ait. Babalarımızdan kimse
de bize tapu vermedi. Onların da ellerinde yoktu. Devletimizden olayı çözmesini
istiyoruz.
Yayıncı: Doğan Sarıtaş